metrika yandex
  • $32.3
  • 34.78
  • GA17500

Haberler / Yazı Dizisi

YÖNTEM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER-1/YUSUF YAVUZYILMAZ

14.04.2022

"Kur'an mahluk mu, değil mi" gibi sonuçsuz bir teorik tartışmaya girecek yerde; o sırada mahallede üşüyen ve açlık çeken bir çocuğun endişesinde olmak çok daha İslami’dir.

anıyorum uçsuz bucaksız, sonuçsuz metafizik tartışmalara dalmak insanları asli sorumluluklarından uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramıyor.

Sürekli ertelenmiş hayatları yaşamak zor. Bunu önlemenin yolu zamanında yaşamak, yapacaklarını belirsiz bir geleceğe ertelememektir. Zamanla insanlar sevdiklerinden ayrılıyor bir. Ertelenmiş duygularını söyleyemeden çoğunlukla. Geçmişin ağır yüküyle yaşamak zorunda kalıyor insanlar.

İdeolojik dilin hakimiyetinin en önemli göstergesi dilin sertleşmesidir. Kendilerine alan açmanın yolunun diğerinin yok olmasına bağlıyor insanlar. İşin garip tarafı daha insani bir dil üretmesi beklenen sivil toplum örgütleri iktidardan çok daha ayrımcı bir söylem üretiyorlar.

Bir olayı tek taraflı görmeye odaklanmış bir zihin için seçmeci davranmak kaçınılmazdır. Analiz yaparken karşı tarafta olan hatayı görür ama kendi grubundan olan hatayı görmez göremez hale gelir. Her iki tarafın hatalarını görenler ise olayı daha adil değerlendirme imkanına sahiptir.

Sizin herkesi Müslüman yapmak gibi bir hedefiniz yoktur, olmamalı da. Siz anlatmakla yani seferle mükellefsiniz. Bilgi düzeyiniz ne olursa olsun herkesi tatmin edemezsiniz, böyle bir zorunluluğunuz da yok. Bu dini en iyi anlatan kuşkusuz Hz. Peygamberdi. Amcasını ikna edememiştir. İkna sadece bilgi ve anlatım gücüyle ilgili değildir çünkü.

Bazıları namaz, oruç, hac, zekat gibi ibadetleri küçümseyerek, yetim hakkı yememe, yalan söylememe, hırsızlık yapmama, adil olma gibi sosyal ibadetleri öne çıkarırken; diğer bir kısım da tam tersi bir tavır takınarak sosyal ibadetleri görmezden geliyor. Oysa ikisi de aynı kitabın içinde yer alıyor. Sorun Müslümanların yarılmış bilinçlerinde. Siz bu parçalanmış zihinler takılmayın hem namaz, oruç, hac, zekat gibi ibadetlerinizi ihmal etmeyin, hem de hırsızlık, yetim hakkı yeme, adaletsizlik yapmaktan uzak durun.

Konumu, ilmi düzeyi ve bürokratik konumu ne olursa olsun kimsenin her yaptığını koşulsuz savunmak zorunda değilsiniz. Ait olduğunuz parti, cemaat, örgüt, mezhep yanlışa açıktır.

Hz. Peygamber Medine de devletin temellerini atarken, orada yaşayan tüm toplum kesimleriyle bir sözleşme yapmıştı. ( Medine Sözleşmesi.) 
Türkiye Cumhuriyeti hala sözleşmeye dayalı bir anayasa yapamamıştır.

İslam ve totalitarizm arasındaki bağ sürekli tartışılmıştır. Kuşkusuz her din ve ideolojiden totaliter bir söylem üretmek mümkündür. İslam ta başlangıçta insanlara seçim hakkını verir. İnsanlar müslüman olur ya da olmazlar. Kaldı ki tarih boyunca İslam devletleri ayrı bir hukuksal statüye sahip olmuşlardır.

Müslümanlar her tür bilimsel, teknolojik çalışmanın içinde olabilir. Modern dünyanın sorunlarına çözüm arayabilir ama asla Allah yokmuş gibi yaşayamaz, Allah yokmuş gibi tasavvur edilen bir dünyanın parçası olamazlar.

Müslümanlar sadece iktidar olmayı, zenginleşmeyi değil; Allah'ın rızasını bulundukları her konumda amaçlayan insanlar olmalı.

Bilinmelidir ki, İslam insanın mal kazanmak, cinsel istekler gibi eğilimlerini ortadan kaldırmayı amaçlamaz. Onların meşru sınırlarını gösterir. Örneğin ticareti serbest bırakır ama faizi yasaklar. Müslümanı diğer insanlardan ayıran temel faktör, eylemlerinde Allah'ın sınırlarını dikkate alarak davranmalarıdır.

Cinsellik, insanoğlunun en çok sapma gösterdiği alanların başında gelir. İslam bu sapmaları önlemek için kadın ve erkeklerle ilgili bir dizi ahlakı ve fıkhi kural getirmiştir. Toplumdaki önemli sorunlardan biri kadın ve erkeklerin belirlenen ahlakı duyarlılık içinde davranmamasından doğmaktadır. Bu yüzden evlilik dışı cinselliği kışkırtıcı her şeye mesafeli durulmalıdır.

Rivayet o ki, Hz. Ali, düşmanı tam öldüreceği sırada düşman şehadet getirir. Hz. Ali bu konuda samimi olmadığını söyler. Aziz Peygamber ise "kalbini yarıp baktın mı" cevabını verir. 

İbadetin içeriğini, samimiyetini belirleme yetkisi hiçbir insana verilmemiştir. İbadetlerde içerik önemlidir. Ancak bu kuralları hafife almayı gerektirmez. İbadetin içeriğini belirleyecek olan Allah’tır. Çünkü o kalplerde gizli olanı da bilir. Hiçbir insanın başkasının ibadetinin samimiyetini belirleme imkanı yoktur.

Unutmayın bilgi azaldığında dil sertleşir. Tartışmalara kazanma hırsı ve kaybetme korkusu hakim olur. Ahlaklı ve bilgili insan karşıdakini anlamaya çalışandır. Militan düşünmez, mahkum eder. Onun zihninde belli kategoriler vardır,onları aşacak ve değiştirecek cesareti yoktur. Bundan dolayı sadece kendi tezine destek verenlerin izini sürer. Arif ve alim karşıdakini anlamaya, militan tanımlamaya çalışır."

Dini değerlerden (ibadet-ahlak) birini ya da birkaçını ihmal etmek bizi tövbe yapmaktan alıkoyamaz. İnsanın her zaman pişman olma hakkı vardır. Din bunun kapısını asla kapatmaz. Hiç kimse kapatamaz. Onun için hiç kimseyi, açık haramları onaylamadığı sürece İslam’ın dışına itemeyiz. Görevimiz uyarıdır.

İdeolojik bir görüşe fanatikçe bağlanmış biri, ölümü göze alan bir militandır. Gerçeği tüm boyutlarıyla kavramıştır. Kendinden ve bağlandığı ideolojinin doğruluğundan asla kuşku duymaz. Bu yüzden cümleleri keskindir. Farklı düşüncelere karşı son derece hazımsızdır.

Devam Edecek..

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş