metrika yandex
  • $32.5
  • 34.84
  • GA18240

En büyük düşman kalenin içindekidir

FATMA TUNCER
26.10.2021

Askerlik dehası ile tarihe damga vuran Hannibal Barca, “En tehlikeli düşman kalenin içindekidir, dışarıdaki düşmanı başarıya götürecek ortamı içerideki hazırlar” der ve yerli işbirlikçilere dikkat çeker. Hatırlarsınız rahmetli Erbakan Hoca’mız da bu soruna kuvvetle vurgu yapar ve İslam coğrafyasının en büyük sorununun küresel kapitalist aktörlerin ellerini güçlendiren yerli işbirlikçiler olduğunu ifade ederdi. Para ve mevkiinin aldatıcı bir cazibesi vardır ki, kişisel olgunluğa ulaşamamış bireyler bu imkânları elde ettiklerinde kendilerini sarsılmaz bir güç olarak görür ve güçlerini kaybetmemek için taviz vermeye başlarlar. Ne yazık ki İslam toplumlarının lider ve yöneticileri küresel aktörlere boyun eğmedikleri takdirde makam ve mevkilerini koruyamayacaklarını düşünüp bu zümrelerin kirli hesaplarına alet oluyor ve her türlü desteği sağlıyorlar. Müslüman halklar ise arka tarafta yapılan anlaşmalardan haberdar olamıyor ve meydanlarda atılan hamasi ifadelerle avunmaya devam ediyorlar.

Müslüman halklar destekledikleri yöneticileri adeta kutsuyor ve onların telaffuz ettikleri her ifadeye büyük önem atfediyorlar. Ne var ki, itimat ettikleri lider ya da yöneticiler onlarla aynı dili konuşuyor, aynı sorunlardan bahsediyor fakat farklı kulvarlarda koşuyor ve bu ikircikli tavırlarını sürdürüyorlar. Meydanlara çıkıp, “Kahrolsun Amerika, kahrolsun İsrail” deyip Filistin halkına desteklerini açıklarken arka tarafta hazırlanan tezgâhlara destek vermek için adeta yarışıyorlar ve Filistin halkının aleyhine olacak eylemleri dolaylı yollardan destekliyorlar. Nitekim şu günlerde İsrail’in bölge kaynaklarına ulaşabilmek ve hassaten İran üzerindeki kontrolü sağlayabilmek için bir araç olarak gördüğü Azerbaycan’ın tutarsız tavırları dikkatlerden kaçmıyor. İsrail ile ilişkileri öteden beri tartışılan Azerbaycan renk vermemeye çalışsa da işgalci zihniyetle sözde güvenlik alanında ve ticari sahada yaptığı anlaşmalarla öne çıkıyor ve her iki tarafta sıcak mesajlar veriyor. Hatırlarsınız Azerbaycan 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan ettiğinde hemen akabinde İsrail’i tanıdığını açıklamış ve üst perdeden ilişkilerini sürdürmüştü.

Rusya odaklı politikadan uzaklaşıp, alternatif arayışlara yönelen Aliyev, söylemleri ile Filistin halkının yanında olduğunu ifade etse de, İsrail ile askeri, istihbari ve ekonomik anlaşmalara ağırlık vererek işbirliğini sürdürüyor. Ne gariptir ki, ilişkiler üst düzeyde gerçekleşen ziyaretlerle daha ileri noktaya taşınıyor ve perdenin arkasında Siyonist ideolojinin hedeflerini içeren pazarlıklar yapılıyor.

Hatırlarsınız Azerbaycan’ı 1997 tarihinde Netanyahu, 2009 tarihinde Şimon Peres ziyaret etmiş ve bu süreçte üst düzeyde görüşmeler yapılmıştı. 2013 tarihinde Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Mammadyarov’un İsrail’i ziyaret edip sıcak mesajlar vermesi ise ilişkilerin hangi düzeyde olduğu hakkında ipuçları veriyordu. Siyonist zihniyetin bölge üzerindeki hesaplarına ulaşabilmek için kardeş ülke Azerbaycan’ı araç olarak kullanması Müslüman halklarda, özellikle Filistinli kardeşlerimizde ciddi bir rahatsızlık uyandırırken ABD bu yakınlaşmadan duyduğu memnuniyeti belirtiyordu.

Müslüman halkların yönetici ve liderlerinin en büyük sorunu kalplerindeki ile eylemlerinin bir uzlaşı içinde olmamasıdır, yani tutarsızlıktır ki bu sorun Müslümanları bir arada tutan istişare, dayanışma ve kardeşlik gibi dinamikleri yıkarak ayrıştırıyor ve zayıf bırakıyor. Coğrafyamız işbirlikçi yöneticilerden arınıp, hedefleri sadece adaletin tesisi olan ve halkın ihtiyaçlarını merkeze alan, imanlı, şuurlu ve cihat ruhu taşıyan liderlerle buluşmadıkça sorunlarımız son bulmayacaktır, bunu kabul etmek zorundayız.

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
Ali can.. | 04.08.2022 11:56
Kardes ulke felan degil azarbaycan! Halkı muslüman, kardeslerimiz...