Canın Pavyon Çekiyorsa Diziye İtiraz Edemezsin (!)

Kanal D’de yayınlanan İnci Taneleri adlı dizi hakkında tartışmalar devam ediyor. Bu öyle bir tartışma ki diziyi savunanların argümanları, diziyi eleştirenlerin aklıyla dalga geçmekten öteye gidemiyor. Aslında konuyu ve itiraz edilen esas meseleyi çok iyi bildikleri halde bir kısım sadece ideolojik bir saplantıyla düşman bellediği fikrin tam zıddında olmak uğruna diziyi savunurken bir kısmı da şehevi arzularından dolayı diziyi savunmaktalar. Ancak bir grup var ki onlar da kendi toplumunu aptal yerine koyarcasına maddi çıkarlarını korumak uğruna diziyi savunuyorlar. Bu grubun başında aynı yayın grubunda olduklarından dolayı haber kanalı olmasına rağmen programında sık sık bu diziyi öven bir açık oturumun kadın bir moderatörü var.

Dün akşamki programda da kadın moderatör, müdavim katılımcılarıyla siyaset konuşmaya ara verip İnci Taneleri’ni katılımcılara da övdürerek diziye yapılan eleştirileri milletle resmen alay ederek savmaya çalışıyorlardı. Aynı yayın grubunda oldukları için bir nevi ekmek kapılarını korumaya çalışmaları bir yere kadar anlaşılır bir şey. Ancak programda “ben pavyona hiç gitmedim” diyen konuğa başka bir konuk, “bir pavyon sahibi aradı ikimizi de pavyona davet ediyor” diyerek ciddi ciddi bir pavyona gitmeyi tartıştılar. Üstelik dizide pavyon dansını oynayan karaktere “çok güzel kız” diyerek manalı manalı gülen bu insanların aslında ellerinde makul hiçbir argüman yok. Ve aslında onlar da bunun farkındalar. Şecaat arz ederken sirkatin söylemek sözü burada tam yerini buluyor.

Program devam ederken dayanamayıp Twitter’dan şöyle bir mesaj attım: “Eğer mesele (dizide) bir dramın anlatılmasıysa neden dizinin ilk fragmanı erotik pavyon dansıyla oldu? İlk bölüm yayınlanana kadar pavyon dans kursları açıldı neyden bahsediyorsunuz. Yakışmıyor size.” Kadın moderatör muhtemelen mesajımı okudu ve şöyle bir cümle kullandı “eğer o pavyon dansı eleştiriliyorsa bırakın ya hepiniz izliyorsunuz işte, hepimiz oradaydık” diyerek yine alayvari konuşmaya devam etti. Moderatör hanımefendiye göre o dansı seyrederken haz alan insanların bu dansa karşı olmaya hakkı yok! Galiba hanımefendiye göre bir erkeğin geneleve karşı olması için kadınlara cinsel ilgi duymaması gerekiyor. Aksi takdirde itirazınızın kıymeti yoktur. Ama gerçekte asıl kıymetli eleştiri de budur.

Nefsi arzuladığı halde ve seyrettiği takdirde cinsel haz alan ancak nefsine karşı çıkan, bu dansın kadını cinsel bir maddeye indirgemekten ibaret olduğunu ve yanlış olduğunu söyleyebilen erkeğin sözleri kıymetli olandır. Kaldı ki müslümanın nefsiyle mücadelesi de başlı başına zaten bu değil midir? Canı çektiği halde Allah’ın çizdiği sınırlar dışındakine el uzatmamaktır nefisle mücadele. Can çekmiyorsa ortada nefis mücadelesi de yoktur zaten. Hanımefendi gibi düşünen insanlar, müslüman erkeklerin zinadan uzak durmaya gayret etmesinin altında kadınlara cinsel ilgi duymamaları olduğunu mu sanıyorlar acaba?

O danstan ve pavyon ortamından cinsel manada etkilenmeyecek erkek yoktur. Bunun dindarı da seküleri de fark etmez. Zira burada temel bir ihtiyaç olan cinsellikten bahsediyoruz. Ve zaten dananın kuyruğunun koptuğu yer de burasıdır. Erkeğin doğal cinselliğine oynayarak erkeğin cebindeki parasını almaktır pavyonun felsefesi. Tabi maalesef bu felsefe sadece pavyonun değil; tüm kapitalist sistemin temel felsefesidir. Kıymetli olan pavyona gidip “tarlayı satarak” seyredeceği pavyon dansçısını bedava olan kanaldan seyrederek haz alan erkeğin diziyi savunması değildir. Zira o adam için kadının bedenini pazarlaması ve para kazanması normaldir. Asıl kıymetli olan canı istediği halde o bataklıklara gitmeyen ve o bataklıklarda vücutlarını pazarlayarak para kazanan kadınların kadınlık onurları için üzülen, sisteme itiraz eden, bunu özendiren dizilere-filmlere karşı çıkan erkeklerin itirazlarıdır. Biz Müslümanlar oruç tutarken canımız su çekmediği için değil; bilakis canımız su diye kavrulurken Allah rızası için oruca devam edenleriz. Meşru bir sebep yokken susuzluğuna söz geçiremeyip orucunu bozanlar elbette vardır. İşte buna da günah diyoruz. Mesele bu kadar basittir.