Bugün Kazdağlarında yapılanlar Bergamanın izdüşümüdür.
Slogana dönüşen mazeretleri – Gerekçeleri birer yalandır. Herpsi de yıllar önce çürütülmüştür.
Eylemleri algı operasyonudur.
1974 ilk “Boğaz Köprüsüne Hayır” diyenler bu güruhtur. Taksimde Gezi olayları tezgâhlayanlar ve alet olanlar bir ihanete figüranlık yaptılar.
İstanbul Havaalanına Hayır. Üçüncü Köprüye Hayır. Hızlı Trene. Hayır.Kanal İstanbula Hayır. İki Kıtayı Boğazın dibinden birleştiren Marmaraya hayır! Diyenler bugün de Kazdağlarına 40 km Biz bu filmi yirmi yıl önce BERGAMA Altın madenlerine karşı yapıldığı şekilde görmüştük mesafedeki, Başta Orman genel Müdürlüğü olmak üzere İlgili kurumlarca aylarca incelenip raporları görüşülen ve Devlet tarafından ruhsatı verilen Kazdağlarındaki Altın Madenine Hayır diyerek Yanlış bir Algı oluşturmaya çalışıyorlar.
Ağaçlar kesiliyor, Altın Siyanürle çıkarılırken sularımız kirleniyor. Bir balon uçuruyorlar” ahanda 38 öğrenci zehirlendi bile!” Yalanın her türlüsü var bu güruhta.
Bilinçsiz bir kalabalık Maden alanının çevresine doğru yürüyorlar.
Alkış, şiir, sloganlarla şartlandırılmış ve kışkırtılmış cahillerle, Tema ve benzeri derneklerin provokasyonuyla bindirilmiş kıtalar halinde getirilen profesyonel provokatörler eylemleri izinsiz Mitinge ve şiddet eylemlerine dönüştürerek muratlarına nail oluyorlar.
HAZİNENİN FAKİR BEKÇİLERİ
Türkiyemiz Altınla birlikte zengin maden yataklarına sahiptir.
Ancak milli servet olan bu madenler Türk Ekonomisine kazandırılmadığı sürece millet olarak zengin bir hazinenin fakir bekçilerinden farkımız kalmaz.
Türkiye Cumhuriyeti Hükumetlerinin hemen hepsinin Ülke ekonomisine kaynak sağlayacak olan madenciliğimizin geliştirilmesi kararı vardır.
Genelde Madencilik kırsal kesimde faaliyet gösteren bir sektör olarak bilinir. İşsizlere iş sahası açar, istihdam alanı genişler. Büyük kentlere göçü önler ve bölgesel kalkınmayı yükseltir.
Ancak madencilik büyük sermaye ister ve riski yüksektir. Uluslar arası fiyat hareketlerinden hızla etkilenir. Bu yüzden sermayenin kolayca yöneleceği bir yatırım değildir.
Altın madeninin üretim faaliyeti boyunca “insan sağlığına ve çevreye” zarar verdiği bir yalandır ve şehir efsanesidir.
Çünkü her Altın Madeni Projesine beş ayrı bakanlık uzmanlarınca incelendikten sonra gerekli İZİN verilmektedir.
Bugün bütün dünyada cevherden altın çıkarılması sadece SİYANÜR’leme yöntemiyle olmaktadır.
Dünya altın üretiminin %75’ini tekelinde bulunduran Amerika, Kanada, Fransa, İspanya, Portekiz ve Romanya’da 60 yıldır Siyanürleme metoduyla altın çıkarmaya devam ediyor.
Maden ocağının faaliyeti sona erdiğinde tüm çalışma alanı, yörenin iklim ve toprağına uygun çoğunlukla meyve ağacı ormanıyla örtülür. Bu Devletin kefil olduğu bir şartnamedir.
Bugün Kazdağlarında içimizde Emperyalizmin Truva atları olarak kullanılan herkesin bildiği Gezi parkından da sabıkalı Vakıf ve Derneklerin kışkırtmalarıyla bir yürüyüş düzenlenmiştir.
Devlet verdiği Ruhsata sahip çıkmak zorundadır.
Gerekli Güvenlik önlemlerinin alınıp kışkırtıcı provokatörlerin yargı önünde hesap vererek bedel ödemeleri toplumsal barış için şarttır.
Madenlerimiz yurdun neresinden çıkarılırsa çıkarılsın 82 milyon T.C. vatandaşının hakkıdır ve ortak malıdır.
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Seçimin İmkanları YUSUF YAVUZYILMAZ 21.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024