Kızılay Gazzede!

 

Siyonist bombardımanın başladığı ilk gün 7 Ekim 2023'ü mutakip Kızılay Genel başkanımız Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz hanımefendi,  ekibi ile birlikte Kahire'ye uçtu. Aynı gün muhtevası Kızılay tarafindan doldurulan üç uçak dolusu insani yardim malzemeleri El-Ariş Havalimanına indi. Yine Refah Kapısı'nın açıldığı ilk gün Gazze'ye giren ilk 20 tır'ın yarısı Kızılay ın doldurduğu gıda maddeleri, su, jeneratör, sağlık malzemeleri, ilaç, muhtelif giyim ve battaniyelerden ibaret idi.

 

        

 

Hayfa, Yafa ve Askalan’dan yani Akdeniz sahillerinden Ürdün Nehrine kadar uzanan geniş toprakların adı FİLİSTİN.

 

Bu coğrafyanın tam ortasında Kudüs-ü Şerif. Bu şehrin de merkezinde, insanlığın ortak tarihi olan Kısas-ı Enbiya’daki menakıbe göre Ebu’l-Beşer Adem babamızın Kabe’nin inşaatından kırk yıl sonra yaptığı Beytu’l-Makdis (Kutsal Ev) bulunmaktadır.

 

İsra suresinin ilk ayetinde bereketli-mübarek kılınan şehir Kudüs ve çevresi de Elhalil, Eriha, Ramallah, Cenin, Gazze’den Ölüdeniz (Bahr-i Meyyit) sularına kadar uzanan arazi indallahta mübarek kılınmış.

 

Resulullah Müslümanlara dünyada ziyaret edilmesini tavsiye ettiği üç şehirden birinin Kudüs olduğunu buyurur. Urfalı ced-dimiz Hz. İbrahim’in oğlu İsmail de bu mübarek coğrafyada ana rahmine düşmüş.

 

İshak, Yakup, Yusuf, Davut, Süleyman, Musa, Harun, Zekeriya, Yahya ve Hz. İsa efendilerimizin bu şehirlerin sokaklarında, dağlarında-ovalarında İsrailoğullarının hidayetleri için tebliğde bulunurken yaşadıkları sıkıntıları biliyoruz.

 

 

Tarihten ibret alan her nesil kendi yaşadığı yıllardan sorum-ludur. Ülkemizde ve dünyada darbeler oldu. Savaşlar, salgın has-talıklar ve yüzyılın felaketi depremler oldu. Artçı sarsıntılar hala sürmektedir. Fakat Gazze’de yaşanan büyük vahşete insanlık ta-rihi ilk defa şahit oluyor. Gazze’deki soykırım Hiroşima’ya da benzemiyor. Metrekareye onsekiz ton bomba atılıyor. Canavar İsrail, bütün Ehl-i Salib tarafından destekleniyor.

 

Savrulan ceset-ler, insanlığın anaları olan kadınlar ve kanatsız melek bildiğimiz çocuklar acımasızca ketlediliyor. Buna sadece orantısız çatışma demek çok basit kalır, resmen bir Kıyamet Savaşı yaşanıyor. Te-levizyon ekranları karşısında canlı futbol maçı izler gibi bu soy-suz cinayetleri yüreğimiz yanarak, kahrolarak izliyoruz.

 

Sivil toplum örgütleri, insani yardım teşkilatları harekete geçtiler. Türkiye, Mısır’ın el-Ariş şehrine uçaklarla ve deniz yolundan ulaştı. Refah kapısını zorladı. Her açılışta üç şehit veren Filistin Kızılay’ına gıda ve su yardımını akıttı Elhamdulillah. Dünyada milyonların toplandığı en büyük Gazze mitingi Reis Erdoğan’ın veciz hitabıyla İstanbul’da yapıldı. Ankara’da terörist devlet İsra-il büyük elçiliği önünde direniş ve Hacı Bayram’da Cuma günleri Gazzeli şehitler için gıyabi cenaze namazları kılındı. Dua edildi ve yardımlar toplandı. Gazze ve Kudüs merkezli Konferanslar yapıldı. Kudüs şiirleri okudu öğrencilerimiz.

 

 

 

Gazze “Allah İçin Savaş” demektir. Bu soykırım bir “İnsanlık Suçudur”, “Savaş Suçudur”, bu soykırım “Uluslararası Hukuk İhlali”dir. Hatta vicdan sahibi olanlar, yazılı basında ve TVlerde baş katil Netanyahu ve İsrail yönetiminin insan hakları mahke-mesinde Sırp cellatları gibi yargılanması gerektiğini haykırdılar. Bu cinayetler Katar ve Türkiye istihbaratlarının diplomatik giri-şimleriyle esir ve mahkumların karşılıklı iadeleri için geçici “ateş kes” günlerine kadar aralıksız sürdü. Yüreğimiz, kavli ve fiili dualarımız  vatanları ve hürriyetleri için bir asırdan beri çarpışan Filistinli kardeşlerimizin yanında. Zafer, Sahabe orduları gibi zalimlerle çarpışan HAMAS’ın hakkıdır.  Allah o güzel günü görmemizi nasip etsin.