ÇOCUKLAR ZORUNLU EĞİTİME EBEVEYNLER SANDIĞA!

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yüz yüze eğitimin başlaması sebebiyle Ankara Yenimahalle’de bulunan Sudoku Anaokulu’nu ziyaret etti. “Yeni okul yılı tüm Türkiye için, velilerimiz için, öğrencilerimiz için hayırlı olsun” diyen Babacan, “Bugün kreşle iç içe olan bir anaokulunu ziyaret ettik. DEVA Partisi olarak zorunlu eğitimin 3 yaşından itibaren mutlaka başlamasını söylüyoruz. Üç yaşından itibaren eğitimin çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bunu da parti programımıza açıkça yazdık.” dedi.

Yukarıda, basından aktardığım bu cümleleri okuduğumda aslında hiçbir şekilde şaşırmadım. Zira insanlardan oy toplama derdinde olan siyasiler, ideal olanı değil; insanları tavlayabilecekleri vaatleri dillendirerek oy almaya çalışıyorlar. Haliyle insanların nefislerine, arzularına hitap ederek oy oranlarını yükseltme hesabı yapmak sadece Sayın Babacan’a ait bir davranış değil. Bu genel olarak demokratik sistemlerin en büyük problemi zaten.

İnsanları ürkütmemek için gerçeklerden ve ideal olandan bahsetmek yerine insanların o an ihtiyaç duydukları şeylerden bahsetmek oy oranlarını artırmak için klişe ama son derece işlevsel bir hamledir. Üstüne bir de hamaset sosu eklendiğinde bunun sandığa yansımama ihtimali yoktur. Mesela ana muhalefetin başını çektiği Suriyeli ve Afganistanlı mülteciler konusu bahsini ettiğimiz konuya her açıdan uygun bir örnek oluyor.

Ortaya herhangi bir veri dahi koymadan ekonomik sıkıntıların, asayişteki problemlerin mültecilerden kaynaklandığını savunarak insanların milliyetçilik damarını kabartmak ve ardından oy devşirmeye çalışmak muhalefetin son dönemlerdeki en önemli taktiklerinden birisi. Peki, gerçekten durum bu mu? Yayınlanan istatistik ve raporlar durumun muhalefetin lanse ettiği gibi olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Gerçekler başka ama gerçekler ortaya konulduğunda oylar artmayacak; öyleyse gerçeklerin canı cehenneme!

Zorunlu eğitimin 3 yaşından itibaren başlatılması gerektiğini savunan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın tavrı, mülteciler konusunda “gerçeklerin canı cehenneme!” diyen diğer muhalefet partilerinin tavrını andırıyor. 3 yaş önerisini parti programına yazacak kadar ciddi olan Sayın Babacan’ın danışman grubunda pedagog hiç mi yoktu acaba? Diye sormanın mantığı yok. Pedagoji ve psikoloji bilimleri çocukların 4 yaşına kadar evlerde ebeveynleriyle vakit geçirmesi gerektiğini net bir şekilde ifade eder. Bu dönemde özellikle anneler ile geçirilen vaktin sağlıklı bir kişilik gelişimi açısından son derece önemli olduğunu ifade eden dünyaca ünlü birçok uzman var.

Pedagojik gerçekler 3 yaştan itibaren zorunlu eğitimin yani ebeveynden ayrılmanın çocuğun gelişimi açısından büyük problemlere yol açabileceğini ifade ettiği halde Sayın Babacan neden bu çıkışı yaptı ve bunu ciddi bir vaat olarak parti programına yazdı? Çünkü Ali Babacan kadının çalışma hayatına girme oranının artmasıyla çocuklarını bir an evvel bakıcıya, kreşe, anasınıfına bırakma derdine düşen milyonlarca çiftin olduğunun farkında. Bu çiftler için bakıcı ve kreş masraflarının büyük bir yük olduğunu bildiği için zorunlu eğitim kapsamına alacağı okul öncesi eğitimin ücretsiz hale getirileceğini ifade ediyor aslında. Bu elbette çalışan çiftler için müjdeli bir haber niteliği taşıyor. Düşünsenize 3 yaşına girer girmez çocuğunuza ücretsiz bakacak bir devlet hizmeti. Kulağa çok hoş ve cazip geliyor. Peki, bu vaat ideal olan mıdır? Ne kadar sağlıklıdır? Toplumu uzun vadede nasıl etkileyecektir? Sayın Babacan bu konularla pek ilgilenmiyor anladığım kadarıyla.

Kendisi bir ekonomist olduğu için muhtemelen bu vaadinin ekonomiye de faydasının olacağını hesap etmiştir. Belki de pedagojik gerçekler mi; ekonomik gerçekler mi? İkileminde kalmıştır ve tercihini ekonomiden yana kullanmıştır kim bilir. Sonuç itibariyle 3 yaş vaadi pedagojik açıdan büyük bir hatadır.

Tercihini pedagojik gerçeklerden yana kullanan bir vaat olsaydı ne oldurdu peki? Çocuk 5 yaşını doldurana kadar çalışan annelere ücretli izin verilecek; ev hanımlığı bir meslek olarak tanınacak ve evlatlarını yetiştirmek isteyen her anneye çocuk başına maaş bağlanacak. 6 yaşını doldurmadan anaokuluna; 7 yaşını doldurmadan da 1. Sınıfına başlanamayacak. Bunları yaparak ekonomiyi zorlarsınız belki ama tertemiz bir nesil inşa edebilirsiniz. Tabi derdiniz nesilse. Aksi taktirde pedagojik gerçeklerin canı cehenneme!