"Yılda bir kurban keserler halk-ı âlem ıyd içün,
Dem be dem, saat be saat, men kim senün kurbanınam."
Her işe şair hissiyatıyla yaklaşmak ne güzel.
Ey rabbim; dünya halkı senede bir kurban keser, onunla da bayram ederler, oysa ben; her an, her saat senin kurbanınım, diyor Fuzuli üstad. Bakmayın kendini Fuzuli diye tanıttığına, aslında her sözü, her beyiti mana âleminde bir mihenk gibidir. Allah rahmet eylesin.
Ben onda İbrahim (as) ve İsmail (as)’ın teslimiyetini okuyorum. Hani o Rabbinden salih bir evlad istemişti de, Allah (cc)’ da ona sevdiklerinden kurban etmesi şartıyla, ilerlemiş yaşına ve kısır eşine rağmen İsmail’i vermişti. İsterseniz bundan sonrasını Kuran’dan takip edelim.
“Artık o İsmail beraberinde işe koşma çağına erişince babası: “Ey yavrucuğum! Doğrusu ben rüyamda seni kurban ediyorum; artık düşün bak, ne dersin?” dedi. (Oğlu:) “Ey babacığım! Emredildiğin şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.” dedi.
Böylece ikisi de Allah’ın emrine teslim olunca, İbrahim onu şakağı üzerine yatırdı.
Biz ona şöyle seslendik: “Ey İbrahim!
Gerçekten rüyana sadakat gösterdin. Şüphesiz ki biz, iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız.
“Hakikaten bu, apaçık imtihanın ta kendisidir.”
Oğluna karşılık ona büyük bir kurbanlık koç fidye verdik”.(37/101-107)
Kurban her boyutuyla bizim için ibretlerle doludur. Sosyoekonomik boyutunun yanında her şeyden önce o bir ibadettir. Putçuluğun düşmanı ve Tevhidin sancaktarı İbrahim atamızın sünnetidir. İhlas, samimiyet ve teslimiyetin sembolüdür. Allah’a yaklaşmak ve kurbiyyet vesilesidir.
“De ki: “Benim namazım, kurban ve diğer ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (6/162)
Ayette geçen ‘Nüsük’ kelimesi, hem genel olarak “kulluk” manasına, hem de özellikle “kurban” yerine kullanılmaktadır. Bu ayeti ihtiva eden En‘âm suresinin ismi de, kurbanlık hayvan cinsleri demektir. Tıpkı ‘Bakara’ nın inek manasına geldiği gibi.
Bakara diyorum, çünkü Bakara suresinin böyle adlandırılmasının sebebi de bir kurban olayıdır. Hz. İbrahim’e neseben bizimle ortaklık iddiasında bulunan Yahudilerin kurbanla sınanması olayını, Kuran’ının diliyle aktarmak istiyorum.
“Musa, kavmine: “Allah, size mutlaka bir sığır kesmenizi emrediyor.” demişti. Onlar: “Bizi alaya mı alıyorsun?” dediler. Musa da: “Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım.” dedi.
Onlar: “Ey Musa! Rabbine bizim için yalvar da onun ne biçim bir sığır olduğunu bize açıklasın.” dediler. Musa da: “Allah buyuruyor ki; o ne çok yaşlı ne de körpe, bunun arasında dinç bir sığırdır. Artık emredildiğiniz şeyi yapın.” demişti.
Onlar: “Rabbine bizim için yalvar da onun renginin ne olduğunu bize açıklasın.” dediler. Musa: “O, rengi bakanlara neşe veren sapsarı bir inektir.” buyuruyor, dedi.
Yine: “Bizim için Rabbine dua et de, onun mahiyetinin nasıl olduğunu bize açıklasın çünkü bizce, sığırlar birbirine karıştı. Eğer Allah dilerse biz (emredileni yapmakta) elbette doğruya erişmiş oluruz.” dediler.
Musa: “Rabbim buyuruyor ki: O, henüz toprağı ‘sürmek ve ekin sulamak’ için boyunduruk altına girmemiş, hiç alacası olmayan, serbest dolaşan, kusursuz bir sığırdır.”
İsrâiloğulları: “Şimdi Rabbinden gerçeği getirdin.” deyip hemen o ineği bulup boğazladılar. (Emre derhal itaat etmeleri gerekirken, isteklerini çoğaltmaları sebebiyle) neredeyse (cayıp bunu) yapmayacaklardı”.(2/67-71)
O kurbanı kesmemek için o kadar çok sorguladılar ki, Müslümanlar; 'sizden öncekilerin Musa'yı sorguladıkları gibi, sizde peygamberinizi sorgulamayın’ diye ikaz edilmiştir.
(Ey Muhammed!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “And olsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki, “Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti. (Maide 27)
Kurban Müslümanlara Allah'ın emridir.
Bütün peygamberlerin ortak sünnetidir.
Ama biliyoruz ki kesilen kurbanların ne etleri, ne kanları Allah'a ulaşmayacaktır. Ancak insanların samimi niyet ve ihlasları, riyasız, gösterişsiz ibadetleri ulaşacaktır.
“Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla
(Resûlüm!) Şüphesiz ki biz, sana Kevser’i verdik.
O halde Rabbin için namaz kıl, hem de kurban kes.
Şüphesiz sana kin tutan var ya (bütün hayırdan ve hayırlı nesilden) nesli kesik olan asıl odur”.(108)
İçinde bulunmuş olduğumuz günler, lisan ı Nebi ile 'dünya günlerinin en faziletlisi' olarak vasıflandırılmıştır. Fecir suresinde yeminle dikkat çekilen 'on gün'; içinde bulunduğumuz, aynı zamanda Hacc günleri de olan Zil Hicce ayının ilk on günüdür. 'Kendisinde salih amel işlenen günlerin Allah’a en sevimlisi olan’ günleri yaşamaktayız.
Ebu Katâde (ra)'den nakledilen hadis i Şerifte; Rasulullah (sav)’e Arefe günü oruç tutmak hakkında sorulunca, şöyle buyurdu: “Geçmiş senenin ve gelecek senenin günahlarına kefarettir.” (Müslim, İbni Mace)
Başka bir müjde Hz. Âişe (rah) validemizden gelmektedir. “Âdemoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir.” (İbn Mâce)
Tabi bütün bu müjdeler, şu günlerde dünyanın kalbinin attığı kutsal topraklara gidemeyenler içindir. Orda bulunanlar Allah'ın rahmetine gark olup, anasından doğduğu günkü gibi, tertemiz döneceklerdir vatanlarına inşallah.
İydiniz Saîd,
Ömrünüz Mezîd,
Her Rûzunuz Bir İyd Olsun Efendim.
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Başkası İçin Yaşamak Doç. Dr. MEHMET SAĞLAM 28.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
Ölüm ve Bayram AHMET SEMİH TORUN 13.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024