Tevfik Fikret: Şermin
2015,
Kırmızı Kedi Yayınları, İstanbul
Şermin
Hazırlayan: Harun AYKAÇ/Hertaraf Haber-Kültür Sanat Servisi
Tam 107 yıl önce Tevfik Fikret tarafından çocuklar için yazılmış bir şiir (1914) kitabını yeniden okuyup o günü bu günün gözüyle değerlendirmek ve onu sosyolojik ve psikolojik açıdan tahlil etmek hiç kuşkusuz bir çok bilgiyi de beraberinde kullanmayı gerektirmektedir.
Ben bütün bu ilmi tahlil ve verilere girmeden okuduğum ve kendimce yaptığım bazı tespitlere sizleri de ortak ederek kitabın sayfaları arasındaki bazı şiirlere göz atarak sizlerle seyahat etmek istiyorum.
Kitabın ilk şiiri “ ithaf “ eğitimci Satı Bey’in çocuklar için açttığı yuva hakkında yazılmış.
İthaf
“ Yuva’nın mini mini yavrusuna”
Yuva şefkat yuvasıdır,
Ninelerdir onu yapan;
Fakat yavrum, senin yuvan
Bir marifet yuvasıdır;
Bunu ancak irfan yapar,
Bunun ayrı değeri var.
Sen yuvanı; orada sen
Kardeşlerinle koşarak,
Ötüşerek, oynaşarak,
Öğrenirsin-öğrenmeden
Nedir zahmet, nedir keder,
Fâideli birçok şeyler.
Haydi yuvana, yavrucak;
O marifet yuvasıdır,
Ve fazilet yuvasıdır.
Orada fikrin uyanacak;
Orada kanat açacaksın,
Yükseklere uçacaksın
Dizlerinde Tevfik Fikret okulun bir biçimlenme ve geleceğe hazırlanma yeri olduğunu ifade ederek çocukların orada şekillenebileceğini vurgulayarak adeta okul öncesi döneme vurgu yapmaktadır.
Hediye
Bugün benim bayram günüm,
Fakat ablama küskünüm;
Gelip demeliydi:- Şermin,
Bir yaş daha aldın, sevin;
Bakınız ben değil ablam,
Yabancı olsam duramam
Kardeşçe, dostça, insanca
Hatırını sormayınca
Dizleri ile aynı çatıyı paylaşan ve akraba olan çocukların birbirlerinden beklentilerinden söz açarak karşısındaki aile bireylerinden beklentileri dile getirmektedir.
Muhallebim ve Mektebim
Ninem sordu:- Şermin, kimi
Çok seversin? Oo, ninemi!
-Başka? - Babamı şüphesiz,
-Daha? -İzin verirseniz
Sayayım: Muhallebimi,
Sütlacımı, şekerimi,
Hep şekerlemelerimi;
Biraz da gevrek severim...
Fakat en çok mektebimi,
Mektebimi pek çok severim.
Âlî bina!
Neler öğretir o bana!
Tam bir hafta oluyor ki
Biliyorum: Dünya iki
Ayrı ve büyük parçadır.
Avrupa, Asya, Afrika;
Bunlar eski
Evet, bunlar Eski Dünya;
Öteki de Amerika
Ve adalar... Neydi ismi?
Avusturalya, değil mi ?
Dizleri ile çocukların okulda öğrendikleri iftihar ettikleri ve öğrendikleri ile mutlu olduklarını ifade etmektedir.
Yaz Nine
Güneş, bilmem, kime kızgın
Ateş püskürüyor gene.
Orak elinde Yaz Nine
Dereye doğru yürüyor.
Yanık alnı ter içinde,
Yüzü alevler içinde,
Al al olmuş, bir ilişsen
Kan fışkıracak gözünden
Öğle ezanı okunmuş;
Galiba abdest alacak
O da öğleyi kılacak
Dizlerinde her türlü meşakkate büyüklerin abdest alıp namaz kıldıkları çocukların bilinçaltı dünyasına derc edilerek zorluk olsa da ibadetlerin takip edildiği izlenimi aktarılmaktadır.
Hasbihal
Ooh, yavrular! Seyrederken
Sizi her gün penceremden
Hatırıma neler gelir...
-Mazi, o bir definedir;
Onu biraz açsan fırlar
Birçok zehir hatıralar;
O mezarın çıkanları,
Akrepleri, yılanları!
Fakat sakın korkma, ara;
Göreceksin o medfeni
Biraz kuytu, biraz derin
Yerlerinde neler, neler,
Ne tükenmez hazineler
Saklanmıştır... Vaktiyle biz
Ne sıkıntılar çekmişiz
Okumak, öğrenmek için
Düşündüm de güldüm demin.-
Size ne mutlu çocuklar!
Güzel kitaplarınız var;
Hocalarınız da iyi
Öğretiyorlar her şeyi
....
Hiç işsiz oturmamalı.
İşledikçe bu makine
Çarklarına, dişlerine
Kuvvet gelir. Boş duranın,
Tembel tembel oturanın,
Bu asırda ekmeği yok.
Dizeleri kendi dönemine göre seyrettiği çocuklarının eğitim imkanlarının daha iyi olduğunu vurgularken çalışmadan herhangi bir şeyin elde edilemeyeceğini onlar ifade etmekte.
Ezan
...Hiç ezan duymadın mı sen?
-Duymadın mı? Sabah, akşam
Dinliyorum; büyükbabam
Bana abdest aldırdı da
Camiye bile götürdü.
-Ya, ne yaptın sen orada
- Namaz biraz uzun sürdü,
Uyuyakalmışım ben de
Maksûrenin köşesinde.
-Camide hiç uyunur mu?
Dedi babam, dargın dargın.
Anlatamam o korkumu;
Titriyordum... Hâlâ, bakın,
Nasıl çarpıyor yüreğim!
Hep bildiğim, bellediğim
“ Allahümme salli’leri
Sayıyordum, çünkü tokat
Mini minicikten beri
Hiç de hoşuma gitmez ... Çat!
İşte indi... Of yanağım!..
...
Çünkü ezan meselesi
O adımlarla beraber
Uzaklaşıp gitti...- Eğer,
Diyordum, beybabam şimdi
“Ezan nedir?” diye tekrar
Gelip dikilirse...Haydi
....
Dizlerinde dedesi ile camiye sevinçle gidişini babasının camide uyumasından dolayı cehenneme çevirmesini hatırlatırken eğitimde şiddetin yol açtığı tramvayı gözlerimiz önüne sermektedir.
Kısacası Tevfik Fikret çoçuklar için yazdığı bu eserinde şiirlerle hayatın acı ve tatlı yönlerini mısralarla onların ruhuna üfleyerek onların hayal dünyalarını zenginleştirirken aynı zamanda onları bilgilendiriyor.
Lübnan sınırında ilk sıcak temas
02.10.2024
Tel Aviv'de operasyon
01.10.2024
İran, İsrail'i Vurdu
01.10.2024
Husiler, ABD SİHA'sını düşürdü
01.10.2024
Tebaa ve İtizalciler | Muharrem Balcı
11.09.2024
Allah Var! Gam Yok! AHMET SEMİH TORUN 01.10.2024
my body my decision MUSTAFA AKMEŞE 03.10.2024
İktidar ve Toplum YUSUF YAVUZYILMAZ 05.10.2024
MUHAFAZAKÂRLIK MEHMET YAVUZ AY 12.09.2024
SEVGİLİ AYŞENUR MÜSAADEN OLURSA… ESRA DURU 12.09.2024