metrika yandex
  • $32.37
  • 34.75
  • GA17500
Yolcu

yalandan yüzüme gülen dünya!

MUSTAFA AKMEŞE
07.10.2022

eylülün son günleri olunca  izmir'den eve dönüşte
denizler boşalmıştır ve etraf sakinleşmiştir düşüncesiyle
afyon üzerinden değil de değişiklik olsun diye
kuşadası hattından sahil boyu yol almak için arabanın direksiyonunu güneye kırdım!
kırdım da, kalabalıktan durup ayağımızı deryaya sokacak ve  nefeslenecek kadar meşrebimize uygun yer bile bulamayınca,
bir de sıcaktan, nemden kavrulunca
arabadan dahi inmeden dağlara vurdum kendimi…

ilahi yolunu yolumuz yap! derken bir daha anladım ki;

kıyısı olmayan toprakların çocukları olunca denizin seyrini de bilmiyoruz,
eğlencesini de…

her yaz denizin yaşam kültürünün  
yabancısı oldukları halde özendirilince kalabalıklar
illa ki gidelim deniz tatiline bizim de hakkımız
ne eksiğimiz var diyenler sahillerde nasıl da sırıtıyorlar ortalık yerde!
sadece yorgunluk  işte!

anadolunun bozkırlarında bizim seyrettiğimiz ve eğlencemiz
gözün almakta yorulacağı
sararmış çorak topraklar, çıplak dağları ve yıldızlara ev sahibi olan gökyüzüdür.
hikayeleri hep eksik kalmış,
bir duvarı yıkık bozkırın kavruk yüzlü müslüman çocuklarıyız…

ne mi derim, türkülerimiz işte bizi anlatır.
gecenin yarısında far aydınlatınca yolunuzu
bir siz varsınız bir de cd’den bozkırın yanık türküsü doldurur arabanızı;

sen ağladın canım ben ise yandım
dünyayı gönlümce olacak sandım
boş yere aldandım, boş yere kandım
irengi gözümde solan dünyada

ah yalan dünyada yalan dünyada
yalandan yüzüme gülen dünya!

yolcuyuz ve araba tekerinin yol üzerine bıraktığı iz kadar bağlıyız hayata
o ara
cama çarpan kelebekler kaderimizi hatırlatır bize
bir de görmediğiniz vardır,
sonra ulaşınca menzile durunca farkedersiniz
ön panale sıkışmış parçalanmış olan bir 'can' vardır.
ömür denilen hayatlarının bitmesi için
yüzlerce km öteden gelen yabancı plakalı bir arabayı beklerler…

verecek son bir nefesin zamanı ve yeri için
aynı benzer canlar taşırız bedenlerimizde…

bu gerçek varken daha ilginci giderken hayatın yolunda çok zaman
neyi kaçırdığımızın farkına varmayız bile.
neleri çiğnediğimizi, nelere eziyet verdiğimizi diyorum
neyi kaybettiğimiz bilenmez hiç!
hayat defteri
farketmediklerimiz listesi ile doludur çünkü…

önüne bakınca insanoğlu
kazandıklarını korumak arzusu
bir de üzerine yeni olanı koyma telaşı binince
daha üzücü olan ne bilir misin dost?
kaybedilenin ne olduğunu hiç ama hiç bilmemek öyle can sıkıntısı ki...
hoyratça ayaklarımız altına alıp çiğneyip geçtiklerimiz diyorum
farkında olmadan hem de
ne kadar çok öylesi…

kaptırınca kendimizi kendi yolumuza
koşturmamız ve telaşımız sebebiyle duyulmaz görülmez olanlar
ne ki acaba dersen eğer:

mesela

bizden bir güzel söze, bir tebessüme, uzatılacak bir ele muhtaç olanlar var ya!
öyle çoklar ki!
bir o kadar da sağır kulaklar olunca etrafa
mazlumların feryadı çığlığı duyulmaz desek.

bazılarımız için büyüdüğünü görmeden büyüyen çocuklarımız desek mi mesela
veya

dost diye bildiklerimizin zor günlerinde kendi derdimize düşünce
yanında olmamız gereken anlarda olmayışımızın mahcubiyeti  desek,

ihtiyarlığın son deminde
sağır olmuş odaların da cam önlerinde oturan
ve kapı tıkırtısı beklemeleri  desek, sizinle bir ilgisi olabilir mi?

ne bileyim işte
görünce tebessüm edeceğimiz
gönlün neşeleneceği o küçük küçük yaşanası sayısız dünyanın güzelliği olur
hayatı güzelleştirir çekilecek yüke destek
olur da
telaşımız yaşatmaz ya!  desek
anlaşılır mı dediğim?

….

kazandık zannettiklerimizi ne varsa
tek sermayemiz olan zamandan ücretlenir
bilirsiniz değil mi?

hayır dost derdim kaybedilenlerin acısını taze tutmak değil, kesinlikle değil!
kabuk bağlayan, iyileşmiş yaraları deşmekte değil
sadece nereden dönsek kar ederiz muhabbeti benim dediğim.
kazandıklarımız karşılığı kaybettiğimizi konuşsak diyorum
daha iyi bir araba, ev, yiyecek, daha iyi bir marka olana
ne varsa dünyalık sahip olmak için verilen ücret
tüketilen ömrün neyine denk geliyor ki?

yarın öleceğinizi bilseniz
neyi yapmaya devam edecekseniz onu yapmaya özen gösterin
öyle işte
dedi ve
sustu meczup!

Yorum Ekle
Yorumlar (7)
Mustafa AKMEŞE | 11.10.2022 18:11
musade kardeşim tşk ederim. selametle
Mustafa AKMEŞE | 11.10.2022 18:06
selam - kelam rumuzlu değerli kardeşim güzel dönüşünüz memnun etti. katkılarınız çok değerli. söze değer kattınız, valla. her zaman bekleriz değerli düşüncelerinizi.
musade | 11.10.2022 17:46
hatırlatana hatırlayıp ders alana selam olsun.
Selam-Kelam | 11.10.2022 03:47
Küçükken büyümeye, gençken yaşından büyük işlere girişmeye, ömrün vasatında bir an önce emekli olmaya odaklanıp, yaşlanıp emekli olunca, daha fazlasını isteyerek geçirdiğimiz ömrün vâveylâsına o kadar derinden düşüyoruz ki, ey kalemin süvarisi, tam da sırası geldiğinde gözümüzün önündekine sağır ve kör ve hatta dilsiz oluşumuz bundan... Kendimizi, kendi hayatımızı, -yaşayıp yaşamayacağımız belli olmadığı halde- bir sonraki evreye bir hamle erken varabilmek için pas geçiyoruz.. Ne yazık.. Ne yazık..
Mustafa AKMEŞE | 07.10.2022 23:17
Halil ve Ahmet kardeşim dönüşünüz mutlu etti. katkılarınız için tşk ederim.
Ahmet Yılmaz | 07.10.2022 17:24
Bu yalnız yapılan yolculuklar, yalnızlık halleri; çok farklı düşünceler, duygular, farklı ruh halleri oluşturuyor insanda. O halde bu yalnızlık hallerini oluşturmak için biraz çaba göstersek mi? Efendimiz (S.A.V) 'e yalnızlık sevdirilmemişmiydi seçilecek kişi olmadan! Demek ki, kamil insan olabilmenin gerekliliği imiş yalnızlık. Rabbimizin bizim için de kamil insan olabilmenin yollarını kolaylaştırması dileğiyle.
Halil İbrahim Aktaş | 07.10.2022 13:33
Bilemedim gıymatını gadrini Hata benim günah benim suç benim Eliminen içtim derdin zehrini Hata benim günah benim suç Diyor usta.. geçte olsa fark edelim inşallah..