metrika yandex
  • $42.54
  • 49.54
  • GA41180
Yolcu

oysa unuttuğumuzun gölgesinde yaşarız.

MUSTAFA AKMEŞE
04.12.2025

 

insan çoğu zaman kendi içindeki hakikatin sesini duyamaz.
halbuki rabbimiz buyurur ya:
“dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan ibarettir.”
(en‘âm 70)

biz yine de ısrarla oyuncağına bağlanan çocuklar gibi sahile çöker,
kumdan kaleler yaparız.
sanki dalga gelmeyecekmiş gibi…
sanki kalelerimiz ebediymiş gibi…
sanki ömür dediğimiz şey, avuçta eriyen buz değilmiş gibi…

derim ki dost,
insan, tek sermayesi buz olan bir yolcudur.
güneşin her doğuşunda biraz daha eriyen,
her nefeste ömründen biraz eksilen…

halbuki kur’an, insanın bu halini şöyle anlatır:
“insan ziyan içindedir.” (asr, 2)
yani buz erir; insan da fark etmeden tükenir.

bilir misin dost 
hayat, uyanınca tam hatırlayamadığımız bir rüyaya benzer.
bir ucundan tutarsın, sanki devamı gelecek…
bir perde aralanacak, bir sır çözülecek…
ama gelmez işte, aralanmaz.
ve “boşver, rüyaydı” diyerek kendimizi günün telaşına bırakırız.

kumdan kaleler inşa ederken sahil kenarında
gelecek olan dalgayı unutmak gibi bir şey işte.

hatırladıklarımızı yeter bilir,
tek gerçek zannederiz.
hayatın neler getirecek olduğu bilgisi yokken
ve öylesine biçare haldeyken hemde 
oysa unuttuğumuz ölümün gölgesinde yaşarız.

güvenlikli sandığımız kalelerimiz de böyledir işte:
hatırladığımız kadar gerçek,
unuttuğumuz kadar da geçicidir.

ey yolcu…
taş üstüne taş koymanın telaşını yaşarken,
çocukların büyüdüğünü görmeden geçip giden yıllarımız olur,
emekle gecelediğimiz hayallerimiz vardır…
hepsi, mutlaka gelecek bir dalganın önünde durur.

yangın olur, sel olur, deprem olur,
dünya bir buhrana tutulur;
emeğin sarsılır, hesapların tutmaz, kalelerimiz yıkılır.

kur’an ise aynı hakikati çok daha veciz söyler:
“her canlı ölümü tadacaktır. sizi imtihan için yarattık.” (enbiyâ 35)
yani dalga gelecektir;
çünkü dalga imtihandır.

ama bir dalga daha vardır ki,
ne ekonomiye, ne yazgıya, ne kazaya benzer…
sessiz gelir;
göğün kapılarından süzülür,
kişiyi kendi katına çağırır.
içimizde taşıdığımız bir nefse bakar be dost.
ona ölüm deriz.
ve o geldiğinde,
kumdan kaleler değil,
insanın sahilde bıraktığı ayak izleri bile silinir.

işte insan ancak o zaman anlar ki,
dünyada bıraktığı izler,
Allah’a adadığı kadardır.

ah bir bilsek dost…
biz, avuçtaki buz gibi eriyen ömürle yürüyen yolcularız.
“dünya sadece bir duraktır.”

kur’an ise bunu mühürler:
“asıl yurt ahiret yurdudur.” (ankebût 64)

öyleyse ey yolcu…
sabırla rabbini an
ve hayatı sadece ona ada.
kurban et işte
ki
silinmeyen izlerin olsun dünyada.

ökkeş sözü aldı ve
günün telaşına değil
rabbin çağrısına koş
hayatını, niyetini, emeğini o’na ada.
ki dalgaların silemediği izlerin olsun.

gerisine ise aldırma.
zira bu dünya, bütün şaşaasıyla, bütün çırpınışıyla
bir dalgaya bakar.

dedi ve sustu.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş