metrika yandex
  • $42.26
  • 48.74
  • GA39540

Haberler / Yorum - Analiz

TOKİ Evleri, Üç Çocuk Söylemi ve Kanguru Ev Modeli: Barınma Hakkı Üzerine Yeni Bir Bakış / Mehmet Altuntaş

07.11.2025

Türkiye’de devlet eliyle yürütülen konut politikaları, son yıllarda “herkese bir ev” vizyonuyla umut veriyor. Ancak TOKİ’nin 1+1 ve 2+1 ağırlıklı konut modeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “en az üç çocuk” çağrısıyla çelişiyor. Bu durum, sadece mimari bir planlama değil, aynı zamanda insan hakları, aile yapısı ve yaşlı bakımına dair derin bir toplumsal meseleyi gündeme getiriyor.

Batı’da yeniden keşfedilen “Kanguru Ev Modeli”, Anadolu’nun unutulmuş geniş aile kültürünü ve İslami değerleri modern şehir yaşamına taşıyabilecek bir çözüm olarak öne çıkıyor.

 

Küçük Evler, Büyük Çelişki

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardır dile getirdiği “en az üç çocuk” çağrısı, sadece nüfus artışı değil, toplumun direnci ve sürekliliği açısından da önemli bir stratejik vizyon taşıyor.

 

Ancak bu vizyon, TOKİ’nin inşa ettiği 1+1 ve 2+1 daire tipleriyle pratikte örtüşmüyor. Ortalama 65 metrekarelik evlerde üç çocukla birlikte yaşamak, yaşlı ebeveyne yer açmak, hatta aile içi dayanışmayı sürdürmek neredeyse imkânsız hale geliyor.

Bu durum, hem barınma hakkı hem de aile bütünlüğü hakkı açısından değerlendirilmesi gereken bir çelişkiyi doğuruyor.

 

Oysa Anadolu irfanında ev, yalnızca bir çatı değil; birlikte yaşamanın, paylaşmanın ve kuşaklar arası dayanışmanın mekânıdır. İslam medeniyetinde “ev” kavramı, bireyi değil, aileyi merkez alır.

Kur’an’da “ana-babaya ihsan” emredilir; Peygamber Efendimiz, “Yaşlısına hürmet etmeyen bizden değildir” buyurur.

Bugün modern konut politikaları, bu derin kültürel ve manevi dokuyu görmezden geldiğinde, beton çok, bereket az olmaktadır.

 

Batı’nın Yeni Keşfi: Bizim Unuttuğumuz Kanguru Evler

 

Avrupa, yaşlanan nüfusu ve yalnızlaşan bireyleriyle ciddi bir sosyal kriz yaşıyor. Hollanda, bu krize karşı “Kanguru Ev Modeli” adı verilen yeni bir konut yaklaşımı geliştirdi.

İlginç olan, bu modelin Anadolu’dan esinlenen Türk asıllı bir mimar tarafından tasarlanmış olmasıdır. Hıristiyan Demokratlar Birliği (CDA) tarafından düzenlenen proje yarışmasında birincilik kazanan bu mimari, aslında bizim kadim aile modelimizin Batı versiyonudur.

 

Kanguru Evler, bir çatı altında ama bağımsız yaşam alanlarına sahip iki kuşak fikrine dayanır:

Üst katta genç aile, alt katta dede ve nine yaşar. Ortak bahçe, salon ya da veranda gibi alanlar aile bağlarını güçlendirir; mahremiyet korunur, bakım kolaylaşır.

Hollandalı milletvekili Mirjam Sterk, bu modeli “hem ekonomik hem insani açıdan en ideal çözüm” olarak tanımlamıştır. Çünkü yaşlılar yalnız kalmaz, torunlar dede-nineleriyle büyür; bakım kurumsal değil, insani bir bağ üzerinden sürer.

 

Batı, bizim terk ettiğimiz geniş aile kültürünü yeniden keşfediyor.

Oysa biz, 1+1 dairelerde insanı yalnızlaştıran, aileyi parçalayan, yaşlıyı dışlayan bir şehir planlaması anlayışına doğru savruluyoruz.

 

Barınma Hakkı, İnsan Onuru ve Zihniyet Meselesi

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 25. maddesi, “herkesin yeterli konut hakkına” sahip olduğunu söyler.

Ancak “yeterli konut”, sadece metrekareyle değil, insan onuruna uygun yaşam koşullarıyla tanımlanır.

Yaşlıların huzurevlerinde unutulduğu, çocukların yalnız büyüdüğü, kadınların bakım yükü altında ezildiği bir konut modeli, insan haklarına uygun değildir.

Bu nedenle barınma hakkını, aile hakkı ve yaşlı haklarıyla birlikte düşünmek gerekir.

Kanguru Ev tipi projeler, TOKİ’nin 500 bin konut vizyonuna entegre edilebilir. Böylece hem “üç çocuk” politikası gerçek zemine oturur, hem de yaşlılara aile ortamında bakım sağlanabilir.

Bu, sadece bir mimari düzenleme değil, medeniyetimizin yeniden inşasıdır.

Baınma Hakkı

Evleri Değil, Gönülleri Genişletelim

 

Eskiler derdi ki:

> “Evler küçülürse, gönüller büyüsün. Çünkü dar evde geniş gönüllü yaşamak mümkündür; geniş evde dar gönüllü yaşamak mümkün değildir.”

 

Bugün ihtiyacımız olan şey, beton değil bağ üretmektir. TOKİ’nin sayısal hedeflerinden önce, manevi ve insani hedefleri gözden geçirmesi gerekmektedir.

 

Kanguru Ev Modeli, yalnızca bir mimari tasarım değil; İslam medeniyetinin insan merkezli, merhamet odaklı anlayışının modern dünyaya tercümesidir.

 

Bu modeli konuşmak, barınma hakkını insan onuruyla buluşturmak demektir.

 

Kaynakça ve Ek Notlar

Hollanda CDA Projesi: “Kanguru Ev Modeli” tasarımı, Türk asıllı bir mimar tarafından geliştirilmiş, Hollanda Hristiyan Demokratlar Birliği (CDA) tarafından düzenlenen yarışmada birincilikle ödüllendirilmiştir. (Kaynak: Prof. Dr. Faruk Beşer’in “Kanguru Evleri” yazısı)

Kur’an-ı Kerim Ayetleri: Nahl Suresi, 70. Ayet; Rum Suresi, 54. Ayet – yaşlılık evresine ve insanın acziyetine vurgu yapar.

Hadis Kaynakları: Buhârî, Edeb; Müslim, Birr ve Sıla – “Yaşlısına hürmet etmeyen bizden değildir.”

BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Madde 25 – “Herkesin barınma hakkı vardır.”

Dr. Kemal Aydın – Dünya Yaşlanma Konseyi (WAA): 2009 yılında İstanbul merkezli olarak kurulmuş; “Yaşlı Dostu Kentler” projeleri yürütülmektedir.

T.C. Sağlık Bakanlığı, 2002 “Yaşlı Sağlığı Programı” – yaşlılık türleri (biyolojik, fizyolojik, duygusal, fonksiyonel) tanımı.

Ziya Gökalp – Türkçülüğün Esasları; medeniyetin, ortak ahlak ve kültürle biçimlenen toplumsal hayat biçimi olduğunu belirtir.

 

7 Kasım 2025

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş