metrika yandex
  • $32.13
  • 34.41
  • GA17570

Gazze’nin Aziz Halkı

TALİP ÖZÇELİK
08.12.2023

 

  “Kim izzeti istiyorsa bilsin ki İzzet’in tamamı Allah’ındır.” 35/fatır/10

Gazze‘deki İsrail vahşetini anlatabilecek kelime yok. Siyonist İsrail’in yaptığı kötülüğü anlatacak kelime, bu vahşeti tanımlayıp resmedecek lügat ne yazık ki yok. İnsanın kullandığı hiçbir dil bu vahşeti bu kötülüğü anlatamaz. Bu kötülüğü anlatamadığı için bütün lügatları, kötülüğe destek veren Batı’nın; düşünce adamlarına ait kitapların tamamını yaksak yeridir.

Peki ya Gazze halkının onurlu duruşu? Onları anlatabilecek kelimeler var mı?

O izzetli direnişi o halkın sabrını, metanetini, tevekkülünü anlatacak kelimeler belki olabilir. Ancak bunu anlatmak da benim muktesebatımı aşıyor. Onun için bu konuda söz söylemeyi de Gazze’nin Müslüman halkına bırakalım.

Atasoy ağabeyi 1 Aralık 2023 günü ziyarete giden bir dostumuz aşağıdaki olayı anlattı.

“Gazze savaşı başladıktan yaklaşık 15 gün sonra bir gurup İlahiyat Fakültesi hocası kendisini ziyarete geliyor... Konuşma sırasında konu Gazze savaşına gelince misafir olan hocalarımız; "Bu savaşta Hamas'ın zamanlaması pek doğru olmadı. Durduk yere birçok Müslüman öldü" şeklinde bir takım cümleler kuruyorlar.

Atasoy abi hocalara bu fikirlerinin yanlış olduğunu, onlara katılmadığını tam anlatmaya başlayacağı sırada, Türkiye'de okuyan Filistin'li/Gazze’li bir kız öğrenci kendisini ziyaret ediyor.

Sohbet sırasında konu öğrenci kızın Filistin'deki ailesinin durumuna gelince; Atasoy abi ailesine ulaşıp ulaşamadığını soruyor. Kız öğrenci zor da olsa annesine ulaştığını ve konuşabildiğini anlatıyor.

Telefonda annesine, onları merak ettiğini ve onlar için endişelenip korktuğunu söyleyince annesi;

"Kızım sen oraya gittiğinden beri değişmeye başlamışsın. Biz burada çok şükür iyiyiz. Endişe edip korkmana gerek yok. Kazanırsak zafer bizim olacak. Kaybedersek şehit olacağız. Her şekilde kazanan biziz. Sen niye endişe ediyorsun ki? Ayrıca bu sözleri telefonda söylememen gerektiğini de unutmuşsun. Biliyorsun bizim telefonlarımız İsrail tarafından dinleniyor. Bizi dinleyenler de zannedecekler ki biz korkuyoruz. Onların karşısında zaafa/acziyete düştüğümüzü sanacaklar. Asla böyle bir şey yok. Elhamdulillah bu günümüze. Sen onun için kendine bak, sakın değişme…" şeklinde biraz kızarak cevap veriyor. Tabi kızın bu anlattıklarını duyan hocalar az önce dedikleri sözler için oldukça mahcup oluyorlar ve öğrenci hanımefendiye;

"Bizde buradayız kızım, bir isteğin bir derdin olursa bizi de ziyaret edebilirsin" diyorlar.

Atasoy abi konuyu bize aktarırken;

"Sağ olsun, kızımız öyle bir konuştu ki benim artık bir şey söylememe gerek kalmadı" dedi. Eskişehir’de geçen olay böyle.

Gazze’nin sadece savaşçıları izzet ehli değil. Bombardımanda yakınları şehit olan ve o yakınlarını metanetle uğurlayan, bilinçle uğurlayan sivilleri de izzet ehli gerçekten…”Ehl-u Gazze,ehlul İzze.”

Gazze’de bir dede (henüz okula başlamamış) şehit torununa şu sözlerle veda ediyor: "Okula gidip en yüksek notları alacaksın diyordum. Sen daha yüksek not aldın, şehit oldun dedesinin güzeli.”

Ailesi hedef alınarak şehit edilmiş bir Gazze’li kadın: ”Vallahi geri adım atmıyoruz. İslam’ın ve Kassam’ın bayrağı yukarda dalgalanmaya devam edecek.”

Gazze halkı süren katliama rağmen (elektriklerin kesik olduğu Gazze’de)hep bir ağızdan “vatanım” ezgisini söylüyor:” Biz burada kalacağız biz burada yaşayacağız vatanım… Ey vatanım!”

Saldırıdan yaralı kurt kurtulan Gazze’li kadın şu teslimiyetle sesleniyor: “Son nefesimize kadar mücadele edeceğiz, toprağın altından çıkıp onların kabusu olacağız. Bu Muhammed’in ordusudur, zafer onların olacaktır.”

Şehidini uğurlayan bir kadın: “Rabbim senin zatının celaline ve senin hakimiyetinin azametine layık bir şekilde mücadele edeceğiz, vallahi son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Allah’ın dinine yardım edenler asla hezimete uğramazlar Allah-u ekber”

Gazze halkı bir bütün olarak direnişin yanında. Oğlu şehit olan bir baba: ”Allah Kassam’ın yardımcısı olsun” diyor.

Serbest bırakılan bir İsrailli esir kadın:“İnsanlar çok iyiler ve çok nazikler her şey çok güzeldi” diyor.

Serbest bırakılan Filistinli esirleri karşılama sırasında bir kadın şöyle haykırıyor: ”Vallahi biz, serbest kalanlara sevinmeye, kutlamaya değil, direnişi ve Gazze‘yi motive etmeye ve direnişe sadık olduğumuzu göstermeye geldik.”

Açılan Refah sınır kapısından bir görüntü. Bu kare bambaşka… Yedi Ekim’den önce Mısır’da bulunan ve sınır kapıları kapatıldığı için Gazze’ye geçemeyen Filistinliler, geçici ateşkes kararından sonra yurtlarına döndü. İsteseler Mısır’da kalabilirlerdi, ancak dönmeyi tercih ettiler. Dört gün sonra başlayacak saldırılarda belki de hayatlarını kaybedecekler.

Gazze’li Baba, kucağına aldığı şehit evladına şu sözleri söylüyor: “Hazreti Muhammed’e as. selâmımı ilet ve ona şöyle söyle; babam seni kendisinden daha çok seviyor.”

Bombardıman sonrası hüzünlü bazı gençlere yaşlı bir amca şöyle diyor: “Gazzeli kardeşim! güçlü ol. Biz mescidi aksa için kendimizi feda etmeye hazırız.”

Evi bombalanan Gazzeli bir adam yıkıntıların arasında kalmış yatağın üzerinde; bacağı bacak üstüne atmış sigarasını içiyor ve şöyle söylüyor: ”Vallahi bu ülkeyi terk etmeyeceğiz buranın sahibi biziz.”

Gazze’li baba şehit kızına şu sözlerle veda ediyor: “Benden oyuncak bebek istemiştin kızım, vallahi onu sana getireceğim. O oyuncağı sana mescidi aksa da vereceğim. O gün vallahi gelecek.”

Ve, Yemen’de Husiler şu açıklamayı yapıyor: ”İsrail’in tepkisinden korkmuyoruz, aksine Gazze’ye destek vermezsek Allah’ın vereceği cezadan korkuyoruz.”

Bir babanın(beş yaşlarındaki) şehit oğluna vedası: “Elhamdülillah. Kıyamet gününde şefaatçi ol babacığım.”

Şifa hastanesi doktoru doktor Münir el Burş: ”Hayatta kalırsak haberleşiriz, şehit olursak da Allah’ın izniyle cennette buluşuruz.”

Sudanlı kadınlar, Müslüman ülke liderlerine seslendi: “Başörtülerimizi siz takın ve saraylarınızda oturun. Karşılığında silahlarınızı bize verin. Silahların bizde olması daha hayırlıdır, çünkü siz korkaksınız.”

Gazze’li anne, şehit olan oğlundan, eski şehitlerine selam göndermesini istiyor: “Ey sevgili mücahit, İyad ve Ali’ye selamlarımı ilet”

Direnişin sözcüsü Ebu Ubeyde şöyle diyor: “Mücahitlerimizin ve halkımızın gösterdiği fedakarlıklar zaferin ve kurtuluşun başlangıcıdır.”

Gazze’li baba şehitlerin naaşları başında şu acı gerçeği İslam aleminin suratına vuruyor: “Yasin.. oğlum..Resulullah’a as. söyleyin.. Senin ümmetin Gazze’yi yalnız bıraktı, bedenlerimiz paramparça oluyor. Ümmet seyredip duruyor.. deyin.”

Gazze’li adam çocuk şehitlerin yanı başından Siyonist askerlere sesleniyor: “Cesaretiniz varsa direnişçilerimizle yüzleşin. Korkaksınız. Biden  da korkak, Avrupalı ülkeler de korkak. Hepiniz kadın ve çocukları öldürmek için birleştiniz.”

Şehit oğlunu kucağında taşıyan Gazzeli babanın ağzından çıkanlar şöyle: ”Allah’a hamd olsun. Filistin’e feda olsun, vallahi Filistin’e feda olsun. Allaha hamdolsun”

Ve, Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin Gazze fetvası: “Sayıları 4 milyonu bulan ve her yıl 170 milyar $ harcanan resmi orduların kışlalarda hapsedilmesi; silahlarının paslandırılması caiz değildir. Filistin’de cihat etmek ve oraya yardım etmek dini bir yükümlülüktür. Filistin’i, Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı ve Gazze’yi soykırım ile yıkıma terk etmek Allah’a ve Resulü’ne karşı ihanettir, en büyük günahlardandır.”

Siyonist bombardımandan yaralı kurtulan Gazzeli adam kanlar içerisinde dünyaya sesleniyor: “Düşmana gününü göstereceğiz. Filistin tüm dünyayı bunlardan kurtaracak. El kassam Tugayları hepsini yok edecek.”

On yaşlarında bir kız çocuğu bombardımandan enkazın içerisinden yaralı olarak yeni kurtarılmış; şöyle söylüyor: ”Ben iyiyim beni bırakın ve lütfen kız kardeşimi bulun.”

Bombardımandan yaralı kurtulan Gazze’li adam yüzündeki kanları silerken şunları söylüyor: ”Hepimiz direnişin yanındayız.”

Şehit olmuş delikanlı oğlunu kucağında taşıyan bir baba :“Ya Rab! Ya Rab! Filistin için feda olsun, kabul eyle, bizden bunu kabul eyle! Ey merhametlilerin merhametlisi, sen bizden razı mısın?”

Bir şehit, şehit olduğu yere kanıyla şunu yazmış: ”Gazze direniyor". 

Bombardımanda yaralanan beş-altı yaşlarında bir kız çocuğu hastanede yattığı yerden doğrulup şöyle diyor: “Ben korkmuyorum. Çünkü Allah’ın bir imtihanı bu . Bizim Müslümanlar olduğumuzu biliyor ve bizi imtihan ediyor. Tahammül edip edemeyeceğimizi görmek istiyor.”

Bir mücahit tankın yanına koşarken şu ayeti okuyor: ”Onların önlerinden bir set arkalarından da bir set çektik, böylece gözlerini perdeledik; onlar artık göremezler.”

Filistinli gazeteci Hamit el Neccar: "Arap devletlerinin o kadar petrolü var ama biz yaralılarımızı eşek arabasıyla taşıyoruz. Unutmayacağız. Affetmeyeceğiz.”

Sağlık çalışanı bir baba, saldırıda şehit olan çocuğuna veda etti ve başka çocukları kurtarmak için işine koyuldu.

Evet, burası Gazze… Bir direniş destanı yazılıyor.

Yaşadığımız yüzyılda bir direniş destanı….

Yorum Ekle
Yorumlar (5)
talip özçelik | 11.12.2023 00:04
gerekmezdi Yusuf bey,çünkü konumuz o değil.
Talip Özçelik | 10.12.2023 02:07
Sn.YusufKarahan kardeşim, bahsetmem gerekmezdi.Çünkü Konumuz iranın Filistin direnişine verdiği destek değil. Bu desteği tüm dünya zaten biliyor. Bu konuda direniş önderlerinin tamamının açıklamaları var.
Yusuf izzettin karakan | 08.12.2023 20:49
Üsdad .yiğidi öldürama hakkını yeme.imam humeyniden.imam hameneyden.süleymaniden.de atasoy abinden.alıntı yaptığıngibi .alıntı yapman gerekmezmiydi .eleştiri
ALİ ÖZKALDI | 08.12.2023 17:10
Dertli insanların yazısı tabiri yerindeyse delip geçiyor.Allah ameldede bu kadar samimiyet nasip etsin bizlere
ALİ ÖZKALDI | 08.12.2023 17:09
Dertli insanların yazısı tabiri yerindeyse delip geçiyor.Allah ameldede bu kadar samimiyet nasip etsin bizlere