metrika yandex
  • $39.57
  • 45.75
  • GA29980

Haberler / Kültür - Sanat

Baas Darbesinden PYD/PKK'ya Suriye Kürtleri|Ali Kaçar|Genç Birikim Yayınları

10.05.2025

Ali Kaçar'ın Kaleme aldığı, Suriye'deki Kürtleri konu edinen "Baas Darbesinden PYD/PKK'ya Suriye Kürtleri" isimli kitap Genç Birikim Yayınları tarafından okuyucusuyla buluşturuldu.

Yazarın kendine has uslubu ve titizlikle hazırlanan bu kıymetli eser 325 sayfa.

Kitabın arka kapak yazısında şu ifadelere yer veriliyor:

Kavmiyetçiliği, ırkçılığı İslami referanslar (Kur'an ve Sünnet) çerçevesinde reddeden bir manifesto niteliğindeki önsöz yazısıyla giriş yaptığı eserinde Ali Kaçar, ilgili konuyu üç bölümde incelemiştir. Birinci bölümde, Osmanlı döneminde Kürtleri ele alıp Kürt kimliğini ayrıntılı olarak sunarken; ikinci bölümü ise tamamen, kitabın ana konusu olan Suriye Kürtlerine ayırmış. Üçüncü bölüme gelindiğinde, PYD ve PKK'nın TCK kuruluşu olduğuna dair detaylı başlıkları ve açıklamaları okuyoruz.

Yazar, çalışmasının sonuna, PKK'nın Suriye kolu olan PYD'nin eski lideri Salih Müslim'in ağabeyi ve gerçek bir İslam âlimi, ilim adamı Prof. Dr. Mustafa Müslim ile henüz hayattayken bizzat kendisinin gerçekleştirdiği -daha önce Genç Birikim dergisinde de yayınlanan- söyleşiyi ek olarak okuyucunun istifadesine sunmuştur.

Ciddi bir kaygının, gamsız ve duyarsız olmamanın ispatı niteliğindeki bu kitap çalışması, kendisini öyle ya da böyle bir şekilde İslam'a nispet eden herkesin, gücünün ve kabiliyetinin yettiği kadarıyla mazlum ve mağdur olan kişi ve toplumların yanında olması gerektiğini resmetmektedir."

Bu Değerli Esere, Genç Birikim Yayınlarından ve Seçkin Kitapçılardan ulaşabilirsiniz..

Fuat Taşcı- Hertaraf Haber- Kültür sanat Servisi

İlgili eserden bir bölüm:

Suriye’de Arap Baharı, 2011

Kuruluşunun, Türkiye-Suriye ilişkilerinin zirvede olduğu bir döneme denk gelmesi, rejimin parti eylemlerine karşı kısıtlayıcı tedbirler almasına ve birçok parti üyesini hapse atmasına veya sürgüne göndermesine sebep olmuştur. Ancak Arap Baharı’nın Suriye’de etkisini göstermesi ile bölgede stratejik ortaklıklar ve köklü ittifaklar hızlı bir değişim yaşamış, daha doğrusu eski hâlini almıştır. Esad rejimi, strateji değişikliği gereği PYD üyelerinin tamamını hapisten çıkarmış ve Suriye’nin kuzeyinde, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı kentlerin yönetimini partiye devretmiştir. Kuruluşunun ilk yıllarında pasif olan partinin esas yükselişi, 2011’de, rejim ile girdiği yeni ilişkiler çerçevesinde oluşturduğu yeni vizyonu ile başlamıştır. Türkiye’nin bu yeni dönemde, rejime karşı silahlı mücadele veren Arap muhaliflere hem uluslararası hem de bölgesel alanda etkin destek vermesi, rejimin Türkiye sınırına, misilleme amacıyla PYD’yi tampon olarak konuşlandırma projesini hayata geçirmesinde en etkili sebep olmuştur. Nitekim rejimin, Türkiye’yi asıl fail olarak suçladığı, Temmuz 2012 tarihinde, Şam’da gerçekleşen ve rejimin 4 üst düzey yöneticisinin ölmesine sebep olan bombalı saldırıdan hemen sonra, Kürtlerin yaşadığı bölgelerin yönetimini PYD’ye devretmesi dikkat çekici olmuştur.

PYD’nin Suriye’deki tabanı; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde gerçekleşen Ağrı ve Dersim ayaklanmaları gibi olaylardan dolayı, Suriye’ye göç eden isyancı Kürtlerin ve 80’li yıllardan itibaren PKK’nın Suriye Kürtleri arasında yürüttüğü Türkiye merkezli siyasi faaliyetleri neticesinde oluşmuştur. PYD’nin rejimle dolaylı bağı da 80’li yıllardan kalma dinamikler sonucu, PYD’nin temsil ettiği bu Kürt tabanının, Suriye devletinin de üzerinde etkin olduğu tabanla aynı olmasından kaynaklanmaktadır. Rejim, bir taraftan muhalifleri en ağır silahlarla ateş altında tutarken öbür yandan PYD’nin bölgede devlet kurma hazırlıklarını, ordu kurmalarını ve bölgeyi yönetmelerini doğal karşılamakta, bunu Suriye bütünlüğü açısından bölücülük olarak görmemekte ve bir tür vatan savunması olarak anlamlandırmaktadır.

PYD’nin, konjonktürün sağladığı bazı fırsatlardan faydalanmak için hem uluslararası hem de bölgesel alanda sık sık terör örgütü “PKK-KCK ile organik bağının bulunmadığını” iddia eden demeçlerde bulunması, PYD’nin mahiyetinin net olarak anlaşılmasını zorlaştırmakta ve bu konuda kafa karışıklıklarına sebep olmaktadır. PYD ayrıca, PKK-KCK’nın bir organı olarak Türkiye sınırında siyasi ve askerî faaliyetler yürütmenin, Türkiye’ye bölgeye müdahale fırsatı vereceğini bildiğinden sadece Suriye Kürtleri adına politikalar ürettiği ve gerçek gündeminin Türkiye olmadığı algısı uyandırmak için, bu yeni dönemde terör örgütü PKK-KCK ile sadece ideolojik bir bağının olduğu iddiasını ileri sürmektedir. Oysaki PYD’nin kuruluş felsefesi, tüzüğü, eylemleri ve üyelerine baktığımızda PKK-KCK’nın Suriye yapılanması olduğu, net olarak ortaya çıkmaktadır.

PYD’nin, PKK-KCK’nın Suriye yapılanması olduğunu ortaya koyan birçok örnekten bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

1- Partinin tüzüğünde, kuruluş amaçlarını ifade eden “Teşkilat Nedir” bölümündeki “Demokratik Birlik Partisi (PYD), Abdullah Öcalan’ı kendi önderi ve Halk Kongresini, (sözde) Kürdistan halkının üst şemsiyesi, KCK-Batı’yı Suriye’deki Kürt halkı için demokratik sistem olarak görür.” maddesi partinin kuruluş amacını net bir şekilde ortaya koymuştur.

2- Türkiye'de sürmekte olan KCK davasının iddianamesinde, sözde “birleşik bağımsız Kürdistan” hedefi için 4 ayrı ülkede, farklı yapılarda çalışmalar sürdürülmekte olduğu ve Suriye'de bu görevin PYD'ye verildiği delillerle ortaya konmuştur.

3- Terör örgütü PKK-KCK’nın, PYD’nin kendine ait bir yapı olduğunu dile getiren birçok demecinden ikisini örnek olarak verirsek

- KCK’nın bir önceki yapılanması olan KKK’nın (Kürdistan Demokratik Konfederalizm- Koma Komalên Kurdistan) 2006 yılı Nevruz Bayramı kutlamaları sebebiyle örgütün basın organı “Serxwebûn” dergisinde yayınladığı bir bildirisinde, Suriye’de PYD’nin gerçekleştirdiği kongreyi, KKK sisteminin Suriye’deki örgütlülüğü olarak ifade etmiş, PKK’nın PYD vasıtasıyla yeniden yapılanmaya ve sistem kazanmaya çalıştığını belirtmiştir. Bildiride ayrıca Suriye Kürtlerinin, PKK’nın faaliyetlerine en çok katılım gösteren, 20 yıl boyunca bizzat Abdullah Öcalan’ın eğitimi altında, PKK’nın tarzı ve ideolojisini en iyi benimseyen topluluk olduğu ve Suriye’nin kuzeyinin demokratik konfederalizmin en etkili şekilde örgütleneceği saha olduğunu ifade ederek Suriye Kürtlerine, demokratik konfederalizmin ilkeleri doğrultusunda hareket etme çağrısında bulunmuştur.

- KKK Yürütme Konseyi Başkanlığı, örgüt için girdiği çatışmalarda hayatını kaybeden teröristler anısına, Şubat 2007 tarihli “Serxwebun” dergisine verdiği demeçte de PYD’nin mahiyetini ortaya koyan şu ifadeleri kullanmıştır:

“Şilan yoldaş Irak’a gitmişti. PYD üzerinden oyunlar oynanmaya başlanınca Şilan yoldaşın düzenlemesi Suriye’ye yapılmıştı. Şilan’ın aslında çalışma sahası, resmî olarak Suriye idi. Fakat Suriye devleti tarafından arandığı için, hareketin perspektifi ile Irak sahasında kalarak çalışmaları oradan yürütmesinin daha uygun olacağı öngörülmüştü. Şilan, Irak’tan PYD çalışmalarını koordine ediyordu, Şilan yoldaş. PYD örgütlülüğünün daha da gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Bu eksen üzerinde PYD’de bir toparlanma ve direngen bir ruh ortaya çıkmıştır. Eğer PYD bugün hâlâ ayaktaysa ve üçüncü kongresini gerçekleştirebiliyorsa şehit Şilan’ın emeği büyüktür.”

4. PYD, Suriye’deki diğer Kürt gruplardan farklı olarak Tevdera Civaka Gel/ Demokratik Toplum Hareketi (TEVDEM) adlı oluşum ile Suriye’de, KCK Sözleşmesi’nde belirtilen eylemlere paralellik gösteren kültürel, siyasi ve ekonomik faaliyetler sürdürmektedir. Terör örgütü PKK-KCK’nın kendi hedefleri doğrultusunda, Türkiye içi ya da dışında STK’lar, siyasi partiler ya da yan kuruluşlar kurduğu dikkate alındığında PYD’nin, KCK’nın bir örgütlenmesi olduğu ortaya çıkmaktadır. PYD’nin tüzüğü, duruşu, faaliyetleri, olaylara karşı tepkileri onun KCK’nın bir parçası olduğunu ortaya koymaktadır.

5. 2003’te Süleymaniye’de kurulan PYD’nin tüm organizasyonlarını, belli bir dönem PKK-KCK’nın önemli isimlerinden Şahin Cilo -Ferhat Abdi, Öcalan’ın manevi oğlu olarak bilinir- yönetmiştir. Öcalan’ın birlikte Suriye’ye geçtiği Seyfettin Zorlu’nun Halep’te bulunan oğlu Seyfi ise PYD’nin çalışmalarını Cemil Bayık’ın talimatları doğrultusunda yönlendirmiştir.

6. PYD’nin, Suriye’de bulunan tüm sol partilerle iyi ilişkiler içinde olması, Komünist Emek Partisi, Demokratik Marksist Partisi ve Nusayri olan Arap Birlik Partisi ile ortak çatı Ulusal Koordinasyon Komitelerinde (UKK) siyaset yapması göz önünde bulundurulduğunda partinin siyasal olarak terör örgütü PKK-KCK’nın çizgisinde olduğunu ortaya koymaktadır. Suriye Kürtlerinin tamamına yakının Sünni Müslüman olması, halkın yaşamını tarikatlar etrafında şekillendirmesi ve Kürtlerin kuruluşundan itibaren BAAS rejiminden baskı görmesine rağmen, PYD’nin sol ideolojiye sahip ve rejimle diyaloğa açık UKK çatısı alında sol partilerle ortak siyaset yapması, PYD’nin sadece Suriye Kürtleri adına siyaset yaptığı iddiasının açıklanmasını zorlaştırmaktadır.

7. PYD'nin Suriye Kürtleri tarafından kurulan, onların haklarını koruyan, gündeminde sadece Suriye Kürtleri ile ilgili konular olan ve onları temsil eden siyasi bir parti olmaktan öte, Türkiye merkezli yapı PKK-KCK'nın Suriye cephesi olduğu, KCK’nın yapısı incelendiğinde de ortaya çıkmaktadır. Bu konu, bir sonraki başlık altında detaylı bir şekilde sunulacaktır.

8. Türkiye’nin PYD’ye karşı sert tavır aldığı dönemlerde, terör örgütü PKK-KCK'nın Türkiye’deki eylemleri büyük bir artış göstermektedir.

9. PYD’nin askerî kanadı YPG militanlarının, Kandil’deki PKK-KCK kamplarında askerî eğitim almasının yanı sıra iki bölge arasında, son dönemde yoğun bir terörist geçişi yaşanmaktadır.

2003 yılında kurulan, henüz kurumsal altyapısını bile tamamlayamayan PYD, Arap Baharı ile beraber tarihî bir fırsat yakalamış, Suriye'de en güçlü aktörlerden biri hâline dönüşmüş, dönüştürülmüştür.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş