HDP’den istifa etmesinin ardından Türkiye'nin Sesi Partisi'ni kuran Ayhan Bilgen, ittifak ile ilgili gelen soruyu yanıtladı.
HDP’den istifa etmesinin ardından Türkiye'nin Sesi Partisi'nin kuran Ayhan Bilgen, seçim ittifakları ve Demokratik Sol Parti’nin ( DSP) logosuna benzerliği nedeniyle tartışılan güvercin ve zeytin dalının yer aldığı logolarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyet TV'ye konuşan Bilgen şunları kaydetti:
Biz amblem ve logo gibi şeyleri çok abartmıyoruz. Vazgeçilmez olan sembollere yüklenilen anlamlardır. Güvercin simgesi, barışı sembolize ettiği için, zeytin dalı da bereketi ve bolluğu temsil ettiği için önemliydi. İkisini birlikte kullanmak bizim için değerliydi.
"Kurullarımızla tekrar tartışıp, halledeceğiz"
Seçmen açısından bir kargaşaya yer vermeyeceklerini aktaran Bilgen, "Biz bunu hiç yargıya gitmeden oturup kurullarımızla tekrar tartışıp, halledeceğiz. Belki de daha farklı, etkili ve güçlü bir amblem bulacağız. Güvercin sembolünü değerli gördüysek kavga etmek için yola çıkmamışızdır. Hem güvercini tercih edip, hem de siyaseti kavga ile başlatma niyetinde değiliz" diye konuştu.
Bilgen, aklınızda bir sembol var mı sorusuna ise, "Anka kuşunu öneriyorlar. Gençler tarafından da daha çok biliniyor. Küllerinden doğma, harabeye dönmüş bir ülkeniz yeniden var olması, inşa olması anlamında kullanılabilir önerileri var" yanıtını verdi.
HDP’den istifasına ilişkin de konuşan Bilgen, eski partisine bir küskünlüğü olmadığını belirtti.
"Türkiye demokrasisine zarar veren hiçbir yerde olmayacağız"
Bilgen, "Bu sonuçta kişisel, duygusal bir şey değil. Tam tersine; o süreçte birlikte siyaset yaptığımız, bize güvenen, fedakarca hiçbir şey beklemeden çalışan insanlara çok büyük bir saygı duyduğumu ifade ettim. Bizim asla kimseye kırgınlığımız, küskünlüğümüz yok" dedi.
Bilgen ittifak tarışmalarına da değindi. Herhangi bir parti ile ittifak oluşturmak için yola çıkmadıklarını söyleyen Bilgen şu ifadeleri kullandı
Bizim nerede olacağımıza da halk karar verecek. Gelecekte, eğer bir ittifak modelinin içerisinde olacaksak, nerede olacağımıza siyasetçiler değil, toplum karar verecek. Türkiye demokrasisine zarar veren hiçbir yerde olmayacağız, bunu net söylüyoruz. Siyasette toplumu özne görmeliyiz. Böyle bir tavır ortaya koyduğumuzda da, galiba kimin yanında olamayacağımız da çok açık.
