metrika yandex
  • $32.25
  • 34.6
  • GA17750

Haberler / Yazı Dizisi

Arzu Üzerine Güzelleme-3/ Abdulaziz Tantik

23.03.2022

Arzu; varlığın temeli…

Varlığın varlık olarak oluşunu tamamlayarak varlık sahasına çıkışının teminatı olan arzu; kendi varlığını sürdürürken de bu temele yaslanarak bütün ilişkilerini ve yaşamını ona dayandırma zorunluluğunu hissettirir… Varlık, varlık sahasına arzusu sayesinde çıkar. Varlığa bahşedilmiş bu arzu için ne kadar şükredilse az…

Güneş, arzusu sayesinde bıkmadan usanmadan döner durur ve ışığını aydınlatma aracı kılar. Ay, arzusu sayesinde dünyanın etrafında yumağa döner ama yorulma hissine kapılmaz. Yıldızlar, arzuları sayesinde habire parıldayıp dururlar… Yağmur, iştiyakla yeryüzüne yönelişini arzu ile gerçekleştirir. Kar, pamuk taneleri gibi kendini rüzgârın emrine vererek bütün bir yeryüzünü saflığı ile boyaması arzusu sayesindedir. Dağlar, arzuyla bükülmezler ve yeryüzünün nirengi olurlar. Deniz bunca coşkuyu bağrında taşımasını arzusuna borçludur. Toprak, tohumu ancak arzu ile patlatarak varlığa karıştırır. Ceylan, arzu ile en hızlı atlete dönüşür. Kuşlar, arzuları ile inmeden biteviye kanat çırparlar... Bulutlar, kendilerini rüzgârın kollarına arzu ile terk ederek nereye sürüklendiklerine bakmaz, damlalarını yeryüzüne büyük bir zevkle akıtarak, serinlik ve esenlik bildirisine dönüşürler… Köpek sadakatini arzusuna kedi ise nankörlüğünü isteğine bağlar. İnsan ise arzusu sayesinde katlanır, direnir, ezilir, yok olur, kahraman olur veya aptalı oynar. Ama bu her ne olursa olsun, arzu ile yaptığı zaman yerini bulur. İsteksizce yaptığı her eylemde ise insan kendine yabancılaşır ve estetiğini kaybeder…

Arzu, varoluşsal bir isteme iradesi…

Arzu, insanın yaratılmışlığından neşet eden geri dönüşün zorunluluğunu sevgiyle kuşatarak varlığının gereğini yerine getirme imkânıdır… Fıtrattaki yaşama sevincidir. Zorlukları kolaylaştıran, göğüs gerdiren, biteviye devam eden hareket enerjisi olarak insanı insan kılan, yaratıcı atılıma sürükleyen en büyük potansiyeldir arzu...

Arzu, bir yaşam itkisi…

Yaşamı olumlu ve olumsuz biçimde derinden etkileyen ve onun ruhunu oluşturan en önemli etken insanın istek sahibi olması veya olmamasıdır. Çünkü arzu, insanı istekle bir şeye doğru yönlendiren en güçlü amildir… Eşya, varlık ve Yaratıcı ile ilişkileri belirleyen ve bu ilişkilerin niteliğini ortaya koyan en güçlü dürtüdür arzu...

Bir ormanda rastlayabileceğimiz iki ağacın birbirinin boynuna dolanması arzunun tabiattaki en güzel numunelerindendir. Ya da hayvanların birbirlerine yumak gibi dolaşmaları ve bunu fütursuzca yapmalarının da arzunun gücü ile ilişkisi hesaba katılmalıdır. Arzunun bu anlamı ile insanı fütursuzluğa ve korkusuzluğa taşıyacağını belirlemek mümkün! O yüzden insan arzuyu belirli bir sınır içinde tutarak kendi varlığının anlamını ortaya koymalıdır…

Arzu, yokluğu düşünülemez olan…

İnsanın arzu yokluğunda düştüğü boşluk ve anlamsızlık deryasında debelenmesi sonucunda kendinden uzaklaşarak varlığını hiçlik kuyusuna düşürmesi de ayrıca belirlenmelidir. Hayata boş gözlerle bakmasına neden olan isteksizlik, aynı zamanda insanın ilişkilerini de zedeleyerek olumsuz etkileşim sağlar. Arzu, bulunmadığı bir zaman ve mekânı anlamsızlık girdabına sürükler…

Arzu, duyguların beslendiği ana kaynak…

İnsan duyguları sayesinde vardır. Belirli bir istekle hareketlendirdiği bu duygularının kendi varlığını anlamlandırmasına izin veren insan duygularını belirli bir muhakeme gücü içinde tutarlılık ölçüsüne tabi tutarak varlığının kemalinin yolunu açar…

İnsanın belirli veya belirsiz hareketlenmesini sağlayan yegâne motive edici güç olarak arzu, onu dinamik kılarak birçok zorluğun üstesinden gelmesini kolaylaştırır.

Arzu, insan edimlerinin sebat kazanmasına sağladığı zemin ile neşvünema bulur…

İnsan, kulluk edimlerini sürekliliğe kavuşturmak ister, ancak bu isteği belirli bir arzunun üstüne çıkaramazsa zaaf taşır. O yüzden güçlü bir arzu ile ibadete yönelen kişi bu ibadetlerini süreklileştirme zemini kazanır. Bu adalet, sabır, hakkaniyet ve hakikat arayışında da kendini gösterir. Bir hakikat arayışının zorluğu hakikat arayıcıları tarafından bilinir; zor ve meşakkatli bir yoldur. Sabır gösterirken de aynı meşakkat vardır. İşte ister hakikat arayıcılığında olsun ister sabır gösterme durumlarında olsun, arzu; insana gereken gücü, istidadı ve iradeyi kazandırır…

Arzu, isteğin varlık kazanmasını sağlar…

İstemek; yaratmak ve yaratılışa katılmaktır. İnsan isteği sayesinde iradesini biler, kararlılığını onaylar, eyleme geçişini kolaylaştırır ve bir sürekliliği temin eder… (Burada atıf yokluktan yaratmaya değil, varlığın yeniden biçim kazanmasınadır.)

İnsan olumlu ya da olumsuz bir şeyleri istediği zaman onu varlık sahasına çıkaran şey arzudur… İnsan kötü bir istekten vazgeçmeyi de ancak arzusu sayesinde gerçekleştirebilir… Potansiyel olarak insan kötü ve iyi vasıflarını taşımaktadır… Ama insana, iyi vasıflarını potansiyel kalmaktan kurtarıp varlık sahasına çıkarması emredilmektedir. Bu emrin yerine getirilebilmesi için gereken temel kaynak ise arzunun devreye girmesini sağlamakta yatmaktadır.

Arzu olmadan insanı insan yapan irade, güç, kuvvet, hareket, düşünme yetisi vb. hasletler bir işe yaramaz hale gelirler. Ancak arzu ile bu hasletler yeniden varlık kazanır veya arzunun şiddetine göre yeniden biçimlenirler…

Arzu yaşamsal güdünün teminatı…

İnsan, hayvan, bitki ve diğer varlıklar da kendilerine verilen arzu sayesinde varlık sahasında varlıklarını gösterirler… Bütün varlık kategorileri kendilerine verilen yaşam itkisi sayesinde hayatlarını sürdürürken kendilerine verilen yolu kazasız belasız yürümenin de gücünü elde ederler… İnsan ise bu yaşama güdüsünün üzerine daha büyük bir yaşama arzusu ekleyerek hayata dair beklentilerini gerçekleştirme iradesine sahip olmuştur. Böylece insan yaşamını sürdürürken ve onu anlamlı hale getirirken arzu üzerinden hareketle kendini inşa eder ve yaşamı kolaylaştıran ve onu hedefe taşıyan bir istidadı da beraberinde taşımış olur…

İnsan arzusu sayesinde hata, yanlış ve günaha duçar olabilir, ama kurtuluşu da yine arzudadır. Ancak hata, yanlış ve günahtan kurtulması ve tövbe edip ‘hayr’ üzere sebat edebilmesi de arzunun varlığına bağlıdır. Bu arzu sayesinde Yaratıcısı ile sağlıklı ve sahih bir ilişki kurar ve kendisini “mukarrebun” yapacak vasıfları taşıyabilir hale gelir…

Bir duygunun ve düşüncenin varlığını süreklileştirebilmek ve ısrarlı bir şekilde takibini yapmak belirli bir isteğin varlığını zorunlu kılar. Arzu bu isteği bize fazlasıyla sunma cömertliğine sahiptir. Ayrıca bu istek bizi günahtan uzaklaştırırken Allah’a yakınlaştırır ve salih amel ile birlikte akli muhakemeyi kullanma, tezekkür ederek kalbini inşirah etme ve ruhunu güzelleştirip varlığını kemale doğru yönlendirerek istikametini kesinleme, arzunun doğru bir şekilde kullanımına bağlıdır…

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş