metrika yandex
  • $32.24
  • 34.37
  • GA17200

Hikmet Kapısında Tefekkür Demleri-3

MEHMET YAVUZ AY
21.03.2022

*    İnsanlığın en kadim çıkmazı rüşvet, yolsuzluk, adam kayırmacılık, ‘yasal ama helâl olmayan’ cambazlıklar, emaneti ehline vermeme, bugün de ufkumuzu kirletiyor.

*   Çıkarlarını kutsamış kirli yöneticilerin insanlığımızı ve Müslümanlığımızı rehin almasına sessiz kalamayız.

*   Aslında iktidarlar değişiyor ama hırsızlar değişmiyor. Hep kalıcı olan onlar. ‘Her devrin adamı olmak’ bir gerçeklik olarak kabul görüyorsa değerler, ideolojiler savunusu yapmak tam bir ikiyüzlülük değil mi?

*   Hırsız var diye bağıran, sıra bana niye gelmiyor, demek istiyor.

*   Üç tarz-ı siyasetin mensupları, değerlerini yemekte bir beis görmeyerek menfaat sofrasında bir araya gelebiliyor.

*   İçimize ve çevremize baktığımızda kimler görünüyor: İnsan olmak en büyük şeref iken; yalanı, takiyeyi, hayata bulaştıranlar, bal tutan parmağını yalayanlar, gemisini kurtaran kaptanlar, adamlıklarını koltuklarından alanlar, sonradan görme anomalisi içinde kasa dolduranlar, tuzu kokutanlar, söylemi eylemi birbirini tutmayanlar!

*   Yalanı, başarının yükselmenin iknanın çıkarın biricik yolu yapanlar! Yalanı renklendirenler!

*   Yalan, dört bir yanımızı kuşatıyor. Ruhsuz cesetlere dönüşüyoruz. Söylem boyalı suretlerimizin ardında ifritler cirit atıyor.

*   Sevgi, birliği gerektirir ve ikiliği ortadan kaldırır. Adalet, ikiliğin ortaya çıkmasından sonra söz konusu olur. Zira adalet insaftır. (…) Yarı, iki olan şeyde bulunur. Sevgi sayesinde esasların esası ve yakınlık ve vuslatın buluşma noktası olan birliğe ulaşınca ikiliğin dallarından olan hükümlere ne ihtiyaç duyulur ve ondan ne fayda sağlanır?” (Ahlâk-ı Alâî, Kınalızâde Ali Çelebi, Devlet Yönetimi Bölümü, s. 384-385, Fecr Yayınları, Ankara)

*   Yeryüzünün eşi bulunmaz mücevheri, en güçlü silâhı, sevgi, adalet ve barışın biricik kaynağı dürüstlüktür.

*   Dürüstlük; sevginin ya da adaletin hayatımıza egemen olması için olmazsa olmazımızdır.

*   Hakikati arayanlar, acıtıcı bile olsa yanlış kimden gelirse gelsin yanlıştır diyen dürüst insanlardır.

*   Dürüstlük yiğitçe bir tavırdır.

*   Allah dürüstleri sever!

*   Yeryüzünden gökyüzüne uzanması gereken ufkumuzu ‘millî gerçekliklere’ hapsettik.

*   Devletimizi yıkan Batı’nın hediye ettiği ‘Ulus devlet’ millî gerçekliklerini üzerimize püskürtürken, vahiy şemsiyesini çoktan bırakmıştık. Her devletçiğin millî gerçeklikleri, hakikatin üstünü örttü. Müslüman devletçikler arasında çıkar mücadelesi başladı.

*   Ey Miraç! Ey dünyayı bir kafes olmaktan çıkaran muhteşem yükseliş!

*   Yeniden iman ettiğimizde, hapsolduğumuz ‘tabiat, tarih, toplum ve nefis’ zindanlarından kurtulup, Rabbimize yöneldiğimizde Mekke, Medine ve Kudüs kurtulacaktır.

*   “Mide dolunca fikir uyur, hikmet ölür ve âzâlar durur.” (Lokman Hekim)

*   Dijital çağın dünya imparatorluğu insana sürüngen muamelesi yapıyor. Böcekleşmeyi kendisine en büyük hakaret sayacak insan nerede?

*   Dünyanın vicdanı, dünyanın dengesi olması gereken Müslümanlar, hakikatı hayata taşıyamadılar. Hakikat, Müslümanların katkılarıyla gerçekliklerin ayartıcı ışıkları altında solgunlaştı. Köpük cevherin üstünü örttü.

Rivayet o ki, Hz. Hasan ve arkadaşları bir mecliste bizim zamanı konuşuyorlar :

*   ‘Öyle bir zaman gelecek ki, Müslümanlar, süslü tabaklarda yediklerinin helâl mi haram mı olduğuna bakmayacaklar.

*   Çocuklarının dışını güzelleştirecekler, albenili giysilerle donatacaklar ama içlerine Allah sevgisini, saygısını yerleştirmeyecekler.

*   Görünüşleri parlak, kalpleri simsiyah olacak.’

*   Bütün zamanlarda ve mekânlarda aksırıncaya tıksırıncaya dek yiyor, yiyoruz. Erkeklerimiz kadınlarımız, büyümüş göbeklerimizle yeryüzünde daha fazla alan kaplar olduk. Dizlerimiz bu yükü taşıyamıyor. Tabureler doldurduk mabetlerimize, Yüce Yaratıcıya en yakın olduğumuz secdeleri yitirdik.

*   Sorunlar çözümünü içinde barındırır. Teşhis tedaviye kapı aralar. ‘Her zorlukla beraber kolaylık vardır’

*   Eleştiri, Müslümanların kitabının ve kültürünün burçlarından biri iken; bugün gelinen kaba yandaşlık ya da düşmanlık çizgisi sağlıklı bir düşünce üretmemizi engelliyor.

*   “Kanunlar örümcek ağına benzer: Onlar yalnız küçük sinekleri tutup  arıları ve eşekarılarını yakalayamadıkları gibi, küçük suçluları tutar fakat büyüklerini serbest bırakır. (Jonathan Swift)

*   “Kuvvete dayanmayan adâlet aciz, adâlete dayanmayan kuvvet zalimdir.”   (Blaise Pascal)

*   “Geciken adâlet, adâletsizliktir. “  (Walter Savago Landor)

*   “Adâletin olmadığı yerde ahlâk da yoktur.” (Montaigne)

*   “Hiçbir fazilet adâlet kadar büyük olamaz.” (J. Addison)

*   “İyi olmak kolaydır, zor olan âdil olmaktır.” (Victor Hugo)

*   “Hatanın en büyüğü, hatalı olduğunu bilip de onu düzeltmenin çaresine başvurmamaktır. “(Konfüçyüs)          

*  “Olgun hükümet adamını sevindirmek isterseniz eleştiriniz. Basit bir hükümet adamını sevindirmek isterseniz övünüz.”  (Benjamin Disraeli)

*     “Düşüncelerini değiştirmeyenler yalnız delilerle ölülerdir.”(T. Lowell)

*  “İktidardakiler, akıllarının sonundadırlar artık. Çünkü oraya kadar gelmeleri çok vakit almıştır.” (Mc Carty)

*   Güç sahiplerine iyilik aşısı; “Adâleti” hatırlatmak, hayata geçirilmesini istemekle yapılabilir…

 

21.03.2022, Kardelen / Ankara

Mehmet Yavuz AY

 

 

 

Yorum Ekle
Yorumlar (6)
Abdullah Aydın | 28.03.2022 14:54
Kaleminize sağlık, teşekkürler, selametle.
Sami ÖZ | 23.03.2022 11:48
İnananı, inanmayanı , müslümanı, seküleri herkesin kafası karışmış; acizlik, sahipsizlik, yalnızlık ve şaşkınlık içerisinde yaşananları izliyor ve bundan sonraki başına geleceklerin kaygısıyla yaşama tutunmaya çalışıyor. Sizde malûm hayatı yazıya tüm gerçeği ile döküp insanları tefekküre davet ediyorsunuz. Allah sizden razı olsun, elinize sağlık. Esas sıkıntıları ise çözüm noktasında yaşıyoruz. Biz Müslüman olduğumuzu iddia eden bir toplumuz. O halde çareleri Kur'an da aramak zorundayız. Fakat biz Kur'an müslümanı değiliz. Çünkü O nu anlamak ve yaşamak için okuyanlarımızın sayısı %1,2 bilemediniz 3 û geçmemektedir. Dini bize Kur'an dışı kaynaklardan öğrenebileceğimizi ikna etmişler. Bizde bunlara uyarak mezhepsel görüşlerin din edinildiği Kur'an ı referans almayan geleneksel bir dine inanır ve yaşar olmuşuz. Sonuç tüm gerçeği ile ortadadır. Bu yeni dine, bütçede en büyük payı alan D.İ.B. binlerce kadrosuyla hizmet vermektedir. Ülkemizin her karışında görkemli yüksek minarelerle donatılmış Camilere sahibiz. Fakat buralarda Allah'ın dinine ait birkaç kelâm dışında daha çok Kur'an'ın hiçbir ayetinde yer almayan uydurma Kandil ve buna benzer gecelere özellik atfederek yılın diğer günlerinde işlenen bütün günahların bu gecelerin ibadetle geçirilmesi haline kesinlikle af olunacağı (yeniden doğmuş) gibi yalanlarla toplum günaha sevkedilmektedir. Günaha yatkın olan insanımızın ruhunu okşayan bu gibi uydurmaları Kur'an'dan sorgulayarak araştırmak kimsenin işine gelmemektedir. Toplum da bu din anlayışında sistemle örtüştüğü sürece yaşadığı ve bundan sonrada yaşayacak olduğu hayata katlanmak zorundadır. Çünkü 'Allah bir toplumu değiştirmez, onlar kendi nefislerindeki hâlini değiştirmedikçe." Ra'd Süresi 21. ayetinde bildirilmektedir. Sözün Özü: Hangi mezhepten olunursa olunsun, hangi kaynaktan öğrenirse öğrensin, Kur'an'ın referansından onay almayan bir hüküm Allah'ın dinine ait değildir. Yönetenlerimizden başlayarak tüm toplumumuzun kurtuluşu bu vazgeçilemez düstura harfiyen uyumaktır.
Hidayet Çelik | 22.03.2022 22:46
Tarihsel gelişime baktığımızda hangi devlet ya da imparatorluk olursa olsun, tebaasina karsi ne kadar adil oldu ise o ölçüde güçlü olmuşlar, adaletten koptukca da zayiflamislar ve en nihayetinde yok olup gitmişler. Bence dinler için de aynı şey geçerli. Allah'ın peygamberleri vasıtasıyla gönderdiği ilahi emirlerin en önemli amacı da adaletle hükmedilen toplumsal bir yapı oluşturmak. Ne zaman ki bu topluluklar adaletten uzaklaşmış, bunun sonucunda o din de yozlaşmış, içi boşaltılmış bir süs eşyası haline gelmiş. Sözün özü, devletin dini adalettir. Emeğinize sağlık. Değerli bir yazı olmuş.
Osman A. Yılmaz | 21.03.2022 11:11
Gerçekleri dile getiren Yavuz hemşerime sağlıklı hayırlı uzun ömür dilerim. Hz. Ömer arayanlar saraylar yaptırıyorlar... Suç kapısını aralıyorlar. Lüks yaşamayı özendiren ama yoksulu unutanların sonu yaklaşıyor.
Tuncel Turgut | 21.03.2022 08:49
Emeğinize sağlık. Çuvaldız gibi uyarılar umarım hiç iğne ucu kadar da olsa bizi rahatsız eder.
Mehmet Yıldız | 21.03.2022 05:51
Teşkkürlér.Selam ve dua ile.