metrika yandex
  • $32.16
  • 34.41
  • GA17200

Tarihe yön veren ay Ramazan

İSA ÖZÇELİK
01.06.2017

Allah’u Teala bir ramazan ayına daha ulaşmayı bizlere nasip etti. Bu mübarek ay biz Müslümanların kendini her yönü ile gözden geçirdiği bir dönem olarak kabul edilir.

 

Her bir fert yıl boyunca yaptığı amellerini önüne koyar ve nerede hata yaptığını, kimlere karşı bir kusur işlediğini düşünür. En yakınından başlayarak düzeltmesi gereken hataları varsa, bunun muhasebesini yapar ve bu oruç ayının manevi atmosferinden faydalanarak, çevresi ile olan ilişkilerini güzelleştirmenin yollarını arar.

 

İftar sofraları, kırılan gönüllerin onarılması için bize güzel fırsatlar sunmanın yanında, zengin-fakir demeden yeni dostlukların kurulması ve kardeşlik bağlarının pekiştirilmesi için büyük imkanlar sunar.

 

Müminler nefsi- manevi muhasebenin yanında mali muhasebesini de yapar bu ayda. Zengin sayılabilecek her birey, malından hak sahiplerine paylarını vererek malını muhtemel kirlerinden arındırır iken aynı zamanda toplumsal adaletin tesisinde önemli katkı sağlamış olur.

 

Kişinin ve toplumun gidişatına doğrudan etki eden ramazan ayı, kendi zaman diliminde cereyan eden birçok olayla tarihin akışına yön vermiştir. Ben bunlardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

1- Oruç ayı olan Ramazan’ı, eşsiz kılan en önemli husus şüphesiz ki ; bu ayda Kur’an’ın indirilmiş olmasıdır. Bundan dolay biz bu ayı KUR’AN AYI diye de isimlendiririz.


‘’Ramazan ayı, içerisinde insanlar için hidayet rehberi, doğruyu gösteren açık belgeleri kapsayan ve hak ile batılı birbirinden ayıran kitap olarak Kur'an'ın indirilmiş olduğu aydır. Sizden kim bu aya erişirse onda oruç tutsun…’’ bakara 185

 

Vahy, peygamberimize bu ayda inmeye başladı. Kur’an ayetleri Hz Nebi’nin dilinde okunup amellerinde hayat bulduğunda, yalnız Mekke –Medine toplumu değil bütün bir alem tarihin yeniden şekillendiğini hissetmeye başlamıştı.

 

Bize düşen vahyin dönüştürücü ve inşa edici bu gücünü hatırlayarak yeni bir heyecan ve bilinçle tekrar Kitab’ı fıkh etmek olmalıdır. O zaman yaklaşık iki yüz yıldır içinden geçtiğimiz tarihi sürecin nasılda tersine çevrildiğine hep beraber şahitlik edeceğiz inşallah.

 

2- Müslümanların müşriklere karşı yapmış olduğu ilk savaş olan BEDİR HARBİ bu ayda gerçekleşti. Üç yüz kişilik yalın ayaklı takva ordusu, bin kişilik tam teçhizatlı müşriklerin ordusuna karşı muazzam bir zafer kazandı. Savaşta içlerinde Ebu Cehil’in de bulunduğu çok sayıda Mekke’nin ileri geleni öldürüldü.

 

Bu zaferle tevhit sancağı, artık kıyamete kadar sökülmeyecek şekilde yeryüzüne dikilmiş oldu. Bundan ötürü bu güne Kur’an’ın da isimlerinden olan FURKAN GÜNÜ denildi. Hak ile batılın ayrılması anlamına gelen FURKAN’larımız azda olsa bu günde var elhamdülillah. Gün geliyor Mavi Marmara’da, gün geliyor Rabia’da karşımıza çıkıyorlar.

 

Ne zaman ki Kur’an bizim hayatımızda Furkan adıyla tezahür eder; işte o zaman Bedir-Furkan günü yakındır. O vakit Emperyalizm, gerçekten tek dişi kalmış canavar demektir, o vakit Calut’un devrilmesi için Davut’un yalnız bir taşına gerek var demektir.

 

3-  Muhacirlerin hicret etmek zorunda kaldıkları vahyin beşiği olan MEKKE’nin FETHİ Ramazan ayında gerçekleşti. Bu öyle bir fetihti ki putperestliğin merkezi haline gelen Mekke bu günden sonra vahyin ve Müslümanların merkezi oldu. Çok kısa bir zamanda tüm Arap yarım adası Müslüman oldu ve tüm putlar yerle yeksan edildi.

 

Mekke’nin yeniden fethedilmeye ne kadar da ihtiyacı var. Ümmet olarak sığınacağımız Mekkeler oluşturmalıyız. Kısmen de olsa Mekke görevi gören yerlerin düşmesine asla izin vermemeliyiz.

 

4-  AMURİYE FETHİ’ de ramazan ayında meydana geldi.  Bu günkü Afyon civarında eski bir Rum şehri olan Amuriye’nin valisi, esir aldığı Müslümanlara ağır eziyetlerde bulunduğunda, esirler içerisinde bulunan bir kadın  (وامعتصماه) Va Mu’tasımah / Mu’tasım neredesin ?   diye o zamanki Abbasi halifesi Mu’tasım Billah’a feryadını yükseltmişti.

 

Valinin alaya aldığı bu haykırış Abbasi halifesi Mu’tasım’a ulaştığında, Halife’nin söylediği ilk söz YETİŞTİM! demek olmuştu. Derhal ordusunu toplayan halife  Amuriye’yi fethedip o Kadın ve Müslümanları esaretten kurtarmıştı.

 

Bizlerin kulaklarında Ebu Gureyb’den gelen bacılarımızın feryatları hala yankılanmakta, şu an yeryüzünün dört bir yanında ; Suriye’de, Filistinde, Arakan’da, Doğu Türkistan’da Afganistan’da ve pek çok belde de, Neredesiniz ey Müslümanlar feryadı !? yüreğimize hançer gibi saplanmakta…

 

Allah bizleri YETİŞTİM iradesine sahip kılar inşallah.

 

5-  Kudüs’ün haçlıların elinden alınmasını sağlayan HITTİN MUHAREBESİ’de bu ayda oldu. Büyük komutan Selahaddin Eyyübi komutasındaki Müslüman ordusu işgalci Hristiyan ordularına karşı büyük bir zafer kazandı.

 

Tarih tekerrürden ibaret derler, Hristiyan-Yahudi sömürgeci güçleri ittifak halinde Kudüs işgalini sürdürüyor. Biz Müslümanlar ne zaman bir olup, içimizdeki Selahaddin’in Beytül Makdise giden yolunu açacağız?

 

6-  Moğolların bütün dünyayı kasıp kavurduğu, özellikle de İslam dünyasının yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı, bu barbarlar ordusuna dur denilen savaşın adıdır AYN CALUT.  Memlüklü sultanı Kutuz 20.000 kişilik ordusu ile kendinden kat be kat büyüklükteki Moğol ordusunu darmadağan etmiştir. Böylece Şam diyarı kurtulmuş ve İslam ülkeleri geleceğe umutla bakabilmişlerdir

 

 Ümmet, zamanın Moğollarını, Şam-Suriye diyarından def edecek Kutuz’ları bekliyor.

 

 7-  Müslümanların elinde bulunan Antakya’yı haçlı orduları işgal etmişti. Baybars komutasındaki İslam ordusu 170 yıl sonra yeniden ANTAKYA’yı FETHETTİ.

 

 Şu an çok sayıda İslam beldesi işgalden kurtulmak için Müslüman ordularının bekliyor.

 

 8-  Tarık Bin Ziyad komutasındaki Müslümanlar ordusu, bu gün İspanya olarak bilinen bölgenin,  ENDÜLÜS’ün FETHİNİ ramazan ayında gerçekleştirdi. Uzun yıllar burada hüküm süren Müslümanlar, tüm dünyayı hayran bırakacak büyük bir medeniyeti inşa ettiler.

 

Eğer bizler Endülüsü tekrar fethetmek istiyor isek Tarık Bin Ziyad ve ordusunun yaptığı gibi gemileri yakacak samimiyet ve cesareti göstermemiz gerekiyor.

 

9- Vicdanı kararmış, insanlığını yitirmiş ruhsuz dünyaya; yiğitliğin, onurun, cesaretin ve direnişin nasıl olacağını gösteren büyük kıyamın adıdır RABİA DİRENİŞİ.

 

Küresel emperyalizmin gözetiminde, Körfez Ülkelerinin finansıyla, katil Sisi’nin taşeronluğunda yapılan kanlı darbeye karşı, erdemli kalarak sürdürülen adalet savaşının adıdır Rabia.

 

Binlerce muvahhit, kadın- erkek, yaşlı- genç temmuz sıcağında oruçlu olarak sürdürdüler direnişlerini. Hala devam etmekte olan bu mücadele er ya da geç zaferle sonuçlanacak inşallah.

 

Tarihte ramazan ayında gerçekleşen çok sayıda olay ve zaferden sadece bir kısmını paylaşarak bu ayın yalnız insanı değil toplum ve dünyayı köklü değişimlere uğratacak bir kuvveyi içerisinde barındırdığına dikkat çekmek istedik. Bize düşen vahyin ışığında Resülun önderliğinde bu potansiyeli açığa çıkarmak için çaba sarf etmek olmalıdır.

 

Allah’tan bu mübarek ayı gereği gibi idrak etmemizi ve özlemle beklediğimiz, ümmetin yeniden ayağa kalkmasını sağlayacak zaferlerin yakın kılınmasını niyaz ederim.

 

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş