metrika yandex
  • $40.44
  • 47.05
  • GA29935

Haberler / Türkiye

Mısır'ın Seçilmiş Cuhurbaşkanını Şehadet Yıldönümünde Rahmetle Anıyoruz

17.06.2025

 

Ey Gazze halkı, siz bizdensiniz, biz sizdeniz ve sizi asla terk etmeyeceğiz."

Muhammed Mursi.  

17 Haziran 2019 Muhammed Mursi’nin şehadet yıldönümü.

O Zulmün mahkemesinde dimdik durdu, eğilmedi.

O gün sadece bir lider değil, ümmetin onuru toprağa verildi. Muhammed Mursiyi unutmadık, unutturmayacağız!

Mısır'ın  tek seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, yönetim erkinde bulunduğu süreçte Müslümanca bir duruş sergilemişti.  5 yılı aşkın bir süre Mısır zindanlarında tutuklu bulunan Muhammed Mursi, kendisine yönelik gerçekleştirilen darbe öncesinde unutulmaz sözler sarf etmişti. Kendisini rahmetle anıyoruz.

 

Eğitim hayatı

Muhammed Mursî Îsa el-Eyyat, 8 Ağustos 1951 tarihinde, Mısır'ın kuzeyindeki Şarkiye iline bağlı Eladva köyünde doğdu. Beş kardeşin en büyüğü olan Muhammed Mursi, ilk eğitimini orada aldı. Babası çiftçi annesi ise ev hanımıydı. Mühendislik lisansını Kahire Üniversitesi'nde aldı (1975 ve 1978). Mühendislik doktorasını Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde tamamladı (1982). Northridge Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nde yardımcı doçent oldu (1982-1985). Ardından eğitim vermek için Mısır'daki Zagazig Üniversitesi'ne geldi.

Siyasi hayatı

Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) hareketi içerisinde siyasete atıldı. Mursi, 2000 ve 2005 yılları arasında milletvekili oldu. Müslüman Kardeşler'in yasal olarak seçime katılmaları mümkün olmadığından parlamentoya bağımsız siyasetçi olarak girdi. Tam 5 yıl Mısır Halk Meclisi üyeliği yaptı. 2011 Mısır Devrimi'ne muhalif bir lider olarak destek verdi ve 30 Nisan 2011 tarihinde Müslüman Kardeşler'in kurduğu, Özgürlük ve Adalet Partisi'nin başkanı seçildi.

Seçkin bir cumhurbaşkanı

2012 Mısır Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Müslüman Kardeşler'in aday gösterdiği Hayrat Şatır'ın adaylığı düşünce, yerine Muhammed Mursi seçildi. Yoğun seçim kampanyası yürüttü. İlk turda yüzde 25.5 oy aldı ve ikinci tura girmeye hak kazandı. İkinci turda da yüzde 51.73 oy alarak, Mısır'ın seçimle ilk defa başa gelerek 5'inci cumhurbaşkanı oldu.

2012–13 Mısır protestoları adıyla bilinen, 3 Temmuz 2013 tarihinde yapılan büyük gösteriler sonucu Mısır ordusu, askeri bir müdahale ile yönetime el koydu. Mursi ise darbeyi kabul etmediğini açıkladı ve direniş çağrısı yaptı. Darbenin ardından Muhammed Mursi alıkonuldu, ev hapsinde tutuldu.

16 Mayıs 2015 günü mahkeme tarafından idam cezasına çarptırıldı. 16 Haziran 2015 günü hakkında açılan "casusluk" davasından müebbet hapse mahkum olurken, "cezaevi baskınları" davasında ise mahkeme idam kararını onadı.

Sağlıksız koşullara da mahkum edilmişti

3 Temmuz 2013"ten şehadetine kadar Mısır zindanlarında olan Muhammed Mursi"nin sağlık durumunun da oldukça kötü olduğu biliniyordu.

Muhammed Mursi, "hayati tehlikesi" bulunduğunu ifade etmesine rağmen "tek kişilik hücrede" tutuluyordu.

Mursi, sağlık sorunları nedeniyle çoğu zaman duruşmalara da katılamamıştı. Katıldığı duruşmalardan birinde "Durumum kötü ve günden güne kötüye gidiyor." ifadesini kullanmış, sol gözünün görmemeye başladığını kaydetmişti.

Bir sonraki duruşmasında savunma heyeti ile görüşmek isteyen ve tedavi hakkından feragat etmeyeceğini vurgulayan Mursi, hayatını ilgilendiren konular olduğunu, hapishanedeki yemekleri yemediği için iki defa şeker komasına girdiğini ifade etmişti.

Bunun üzerine Mursi'nin ailesi, masrafları kendileri karşılamak üzere Mursi'nin özel bir sağlık merkezine nakledilmesi talebinde bulunmuş, mahkeme Mursi'nin sağlık sorunlarını göz önünde bulundurarak Kasım 2017'de özel bir hastaneye nakline karar vermişti ancak bu karar uygulanmamıştı.

Mursi'nin oğlu babasının kötüleşen sağlık durumuna dikkat çekmişti

Mısır'ın darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi"nin oğlu Ahmed Mursi, babasının sağlığının hiç olmadığı kadar bozulduğu yönünde haberler olduğunu kaydetmişti.

Oğul Mursi, "Mensubiyeti ve yönelimi ne olursa olsun konuyla ilgilenen herkese acil bilgilendirme" başlığıyla yaptığı açıklamada, 66 yaşındaki babası Muhammed Mursi'nin sağlığının, daha önce görülmemiş şekilde bozulduğu ve gardiyanlar tarafından söz konusu durumun görmezden gelindiği yönünde haberler olduğunu aktarmıştı.

Babasının hayatından ve gerekli tedaviyi görememesinden Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile İçişleri Bakanı Mecdi Abdulgaffar'ın sorumlu olduğunu ifade eden Ahmed Mursi, "İslam ve Arap dünyası ile Mısır'ın dürüst insanlarına" babasının başta gerekli sağlık hizmeti olmak üzere insani haklarının desteklenmesi çağrısında bulunmuştu.

Ahmed Mursi, Nisan 2018'de Washington Post için bir yazı kaleme almış ve tıbbi ihmallerden ötürü babasının hayatını kaybedebileceği uyarısında bulunmuştu.

Mursi'nin planlanmış "yavaş ölüm"ü

Şehid Muhammed Mursi'nin sağlık problemleri ve ona yönelik kastlara ilişkin gelişmeler tarih tarih şöyleydi:

7 Ağustos 2015

Mursi: 22 Temmuz'da cezaevi idaresinin bana getirdiği yemeği yemeyi reddettim. Eğer yeseydim şu anda ölmüştüm.

Mart 2017

İngiltere Parlementosu: Mursi'nin ciğer, tansiyon şeker ve böbrek gibi ölümle sonuçlanabilecek hastalıkları var.

6 Mayıs 2017

Mursi'den ailesine: Hayatım tehlike altında.

13 Kasım 2017

Mursi'den mahkemeye: Sağlığım ve hayatımla ilgili ciddi sorunlarım var.

19 Kasım 2017

Mursi, mahkemeden kendi imkanları ile tedavi edilmesi talebinde bulundu.

29 Kasım 2017

Mursi, cezaevi idaresinin mahkeme heyetinin tedavisi ile ilgili aldığı kararları yerine getirmediğini belirtti.

20 Şubat 2018

Çıkarıldığı mahkemede hastalıklarının ilerlediğini belirtten Mursi, tedavi edilmesi için mahkemenin acil bir şekilde müdahele etmesi gerektiğini söyledi.

4 Mayıs 2018

Mursi mahkemede, "Şu anda sol gözüm görme yitisini kaybetmiş durumda" dedi.

7 Mayıs 2019

Mursi mahkeme heyetine hitaben "Sağlığım çökmüş durumda, hayatım tehdit altında"

Ve 17 Haziran 2019… Mısır'da halkın oyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı, planlanmış bir sürecin sonunda herkesin gözleri önünde mahkeme salonunda şehadete erişti.

Darbeci yönetimi korku sardı

Şehid Muhammed Mursi'nin cenazesinde gerçekleşmesi muhtemel halk ayaklanmalarına karşın, darbeci Sisi yönetimi, şehidin köyü başta olmak tüm Mısır'da yoğun güvenlik önlemleri almıştı. Hatta Müslüman Kardeşlerin yoğunlukta olduğu yerlerde her köşe başında zırhlı araçlar ve yüzü maskeli ağır silahlı kişilerin konuşlandığı adeta küçük bir ayaklanmada halka katliam yaşatmaya hazırlıklı olunduğu mesajı veriliyordu.

Darbeci Sisi, perde arkasından halkın ayaklanmaması için her türlü güvenlik önlemlerinin alınması için özel ve sıkı çalışmalar yürütürken meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin şahadeti ile ilgili her hangi bir açıklama yapmamıştı.

Darbecilere tepki yağdı

Kasıtlı ihmaller sonucu şehid olan Mısır'ın meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi için başta Türkiye olmak üzere tüm dünyadan tepkiler yağdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mursi'ye şehadeti esnasında 50 dakika müdahale edilmiyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır'ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin mahkeme salonunda şehid olmasının "şüpheli" olduğunu söylemiş, "Şehadeti esnasında 50 dakika müdahale edilmiyor. Adli tıbba götürülmüyor. Sabah erkenden adeta kaçırılarak gömülüyor. Eşini bile almıyorlar. Gelecek kuşaklar dünyada Müslüman liderlere neler yapılmış bilmeli. Bakıyorsunuz buraya Sisi'yi çağırıyorlar. Ne diye çağırıyorsun? Hem demokratım diyeceksin hem de 9 genci idam eden bir adamın toplantısına katılacaksın. Bu ikiyüzlülüğü tüm dünyaya ilan etmemiz lazım." demişti.

Darbecilerin Mursi"nin cenazesinden bile korktuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Niye korkuyorsunuz? İşte siz bu tür şehitlerin evet kendisinden korkarsınız, korkaklar için de yaşasın cehennem." ifadelerini kullanmıştı.

İhvan: Darbeciler her yönüyle sorumludurlar

İhvan-ı Müslimin'den Mursi'nin şehadetine ilişkin yapılan resmi açıklamada, darbecilerin her yönüyle sorumlu olduğu vurgulanırken, konunun tahkik edilmesi ve sonucun dünyaya duyurulması talep edilmişti. Açıklamada ümmete de önemli çağrılarda bulunulmuştu.

Mursi'nin şehadetinin ardından İhvan bir çağrıda daha bulunmuş ve dünya Müslümanlarının ülkelerindeki Mısır büyükelçilikleri önünde gıyabi cenaze namazı kılmaya ve darbe rejimine karşı barışçıl gösteriler düzenlemeye davet etmişti. Çağrılar karşılık bulmuş başta Türkiye olmak üzeri bir çok islam aleminde protestolar düzenlenmişti.

Süleyman Arslarsantaş:

Sanıyorum Mısır özelinde İhvan ve onun İslami anlayış ve stratejisini Müslümanlar yeniden masaya yatırmalıdırlar. Zira merhum Hasan El-Benna’nın 1928’de kurduğu İhvan ve onun stratejisiyle bugünkü İhvan ve stratejisi arasındaki farkı farketmek zorunludur. Hasan El-Benna Osmanlı sonrası İslam dünyasının yeniden “TECDİD” sürecine girmesinin gerekliliğinden hareketle irşad ve tebliğ merkezli bir harekat başlatmıştı. 1948’de şehid oluncaya kadar da bunu sürdürdü. Ya sonrası? Evet sonrasında harekat irşad ve tebliği merkezli olmanın yanında siyasi otoriteyi elde etmeye odaklandı. Oysa bunu yapabilmek için tıpkı Hz. Resul gibi düşünce ve itikadi temelli kadrolaşmaya öncelik vermek gerekirdi. Maalesef bugün birçok İslam coğrafyasında sözde demokrasi ve onun kuralları ile iktidar hesabı yapanlar hep hezimeti tatmışlardır. Hatırlayınız, Cezayir’de FİS (İslami Selamet Cephesi) 1989 Cezayir Anayasası’na göre kurulmuş bir parti idi. Bu anayasaya göre 1991’de genel seçimlere iştirak etti. Birinci turda önemli bir başarı elde etti. 1991 Aralık ayının birinci haftasında ikinci tur seçimleri yapılacaktı. Fakat askerler buna izin vermedi, askeri darbeyle her şey bitirildi. Ali Belhaç, Abbas Medeni ve arkadaşları zindanlara atıldı. Adı geçen darbe sonrası 120 bin Cezayirli katledildi. Keza 6 Ocak 2006’da Filistin’de demokratik (!) seçimler yapıldı. Hamas 132 saldalyeli Filistin meclisinin 76 sandalyesini kazandı. Carter’ın gözlemci oluğu bu seçimler için sayılmaz dediler. Mursi Haziran 2012’de uluslararası gözlemciler eşliğinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini demokratik (!) usuller doğrultusunda kazandı yine sayılmaz dediler. O zaman, ey İhvan, ey Müslümanlar demokrasi ve onun getirdiklerinden istifade etmeniz için, Allah’ın egemenlik vasfını sürgüne göndermeden size o fırsatları, o iktidarları vereceklerini mi düşünüyorsunuz?

Evet, Mısır’da yapılan darbenin yıldönümü nedeniyle son olarak şunları ifade edebilirim. Birçok İslam coğrafyasında olduğu gibi Mısır’da da Müslümanlar demokratik oyuna getirildiler. Zira İhvan’ın cumhurbaşkanlığına talip olduğu zaman diliminde, karşısında El-Baradey, Amr Musa, Hemdan Sabbahi gibi güçlü muhalefet liderleri vardı. Bürokratik muhalefet bütün çeşitleri ve şiddetiyle ayaktaydı. Bu muhalefetin başını yargı bürokrasisi çekiyordu. Yargının elebaşları cumhuriyet baş savcısı Abdül Mebuid Mahmut ile yargıçlar kulübü başkanı Ahmed el-Zind çekiyordu. Muhalif siyasilere ve Mursi’nin iktidarına karşı olanlar en büyük desteği dış güçlerin yanısıra; Suudi Arabistan, BAE gibi ülkelerle birlikte medya ve ekonomik gücü elinde bulunduranlardan geliyordu. Bunların yeterince hesabı yapılmadan ortaya konulacak her davranış, her proje hüsranla sonuçlanmaya mahkumdur. Unutmayalım: “Bir mü’min bir delikten yılana bir kere sokulur.” (Hadis)

Selahaddin Eş Çakırgil:Muhammed Mursî’nin mezarı gizli değil, onu kalbimize gömdük!

Sadece 11 ay süren cumhurbaşkanlığı döneminden ziyade, bir askerî darbeyle iktidardan uzaklaştırıldıktan sonraki vakuur, izzetli tavrı ile ‘yiğit bir direniş eri müslüman’ olduğunu ortaya koyan Muhammed Mursî’nin düzmece bir mahkemede yargılanırken vefat ettiği haberini 17 Haziran akşamı alınca, ‘Biz hepimiz Allah’dan geldik, dönüşümüz de onadır..’ meâlindeki  ‘İnnâ lillah ve innâ ileyhi râcîûn..’ (Baqara-156) âyetini okuduktan hemen sonra... Merhûmun duruşmalarda yaptığı savunmalarından bir cümleyi hatırladım: ‘Mes’ele adam gibi durmaktır. Gelecek nesiller bizim için, ‘Adam imişler’ diyeceklerdir. Yüksek sesle herkese haykırıyorum ki, ülkenizin aslanlarını öldürürseniz, düşmanlarınızın köpekleri sizi yer.. Aslanlarınız hapislerde çürürse, zorbaların sırtlanlar olarak aranızda dolaşması kaçınılmaz olur? Benim sözüm, Mu’min Sûresi, 44.âyetindeki hüküm üzeredir: (Meâlen),  ‘Ben işimi Allah’a bırakıyorum. Allah kullarının yaptıklarını hakkıyla görüyor..’

Şehid Mursi'nin defni sırasında yaşanan dikkat çekici anlar

Defin işlemlerine katılan Şehid Muhammed Mursi'nin oğlu Abdullah Mursi, (Mursi'nin şehadetinden 3 ay sonra vefat etti), babasının naaşında gözlemledikleri hayret verici anları anlatmıştı.

Oğul Mursi, babasının naaşıyla ilgili, "Yüzü aşırı derecede solmuş ve çok kızgın görünüyordu", "Yıkamamızla birlikte naaşı adeta nurlanmıştı", "Şehid arkadaşlarıyla buluşmuşçasına yüzü ay gibi parlıyor ve gülümsüyordu" ifadelerine dikkat çekmişti.

Şehid Mursi'nin tarihi BM konuşması

Şehadetinin ardından Mursi'nin, BM kürsüsünde yaptığı konuşma akıllara gelmişti.

Mursi, yaptığı konuşmada başta Filistin olmak üzere İslam coğrafyasının sorunlarına dikkat çekmişti.

Suriye'de akan kanın durması için dünya ülkelerine çağrıda bulunan Mursi, dünyada adalet ve hak ilkelerinin ancak Ortadoğu'da güvenlik ve istikrarın sağlanması ile oluşabileceğinin altını çizmişti.

Batı'da artan İslam düşmanlığına işaret eden Mursi, Müslümanların mukaddesatlarına yapılan saldırıların kabul edilemez olduğunu belirtmiş, buna tenezzül edenlere de "düşmanlık yapacaklarını" kaydetmişti.

Mursi, ayrıca BM Güvenlik Konseyinin daimi üyelikler yüzünden reforma ihtiyaç duyulduğuna işaret etmişti.

Mursi'nin son sözleri

Mursi'nin şehadetinden önce söylediği şu sözler darbecilerin yüzüne tokat gibi çarpmıştı:

Beni Hamas"la ilişkiye girmekle suçluyorsunuz, aynı şeyi bugün siz yapıyorsunuz. Sina"da olup bitenlerle suçladınız, Sina"da bugün bile olup bitenler ortada, siz niye engelleyemiyorsunuz?

Mısır"daki şiddet eylemleri ve kiliselerde ve camilerde olanlarla suçladınız, bugün çok daha fazlası sizin idareniz altında vuku buluyor.

Beni tecrit ettiniz ama terk etmediniz, her gün işkence için uğramayı ihmal etmediniz. Beni yavaş yavaş ama en vahşi şekilde öldürmek istiyorsunuz ve tek çekindiğini şey bu katledilmem halinde maruz kalacağınız tepkilerdir.

Allah"tan başka kimse ecelimizin ne olduğunu bilmez. Bütün bu zulümler, ihanetler ve darbeler karşısında sadece Allah bize yeter, ne güzel vekildir derim. Yakinen biliyorum ki, Allah"a kavuşacağım, sabrederek, şükrederek, ve zalim mücrimlerle Allah"ın huzurunda karşılaşacağım. O"nun yanında toplanır bütün hasımlar.

Çocuklarıma ve eşime mesajım şu: Allah şahittir ki, Allah"tan başkasının bilemeyeceği kadar sizi seviyorum. Hapiste ne kadar elem ve ıstırap çeksem de tedavisiz, ilaçsız ne kadar kadar zaman geçirsem de sizi gece gündüz düşünmekten hiç geri durmadım. Ne zaman buluşacağımızı bilmiyorum, belki cennette olur, orada zalimlerin zulmünü Allah"a şikayet ederiz.

Buradan büyük Mısır halkına tekrar ve kuvvetle altını çizerek söylüyorum ki, değişime gücünüz var, ey Mısır gençleri şehitlerin analarını hayal kırıklığına uğratmayın, zulüm gören kardeşlerinizi hayal kırıklığına uğratmayın. Zulüm devam etmeyecektir, darbecilerden de kimsenin kalmayacağı günler gelecektir, çünkü Allah daim ve bakidir.

Başkanlığım bir yıl bile devam etmedi ve bazı Siyo-Amo-Arabi devletlerin Mısır"ın işlerine müdahale ederek bazı kiralık isimleri Mısır"ı yıkmak üzere satın aldıklarını gördük. İşte şimdi şahit olduğunuz gibi her geçen gün harap olmaya devam ediyor. Toplumsa zalimler zeval bulmadan ve mazlumlar geri gelmeden yatışmayacaktır.

Mahkemeden gizli bir duruşma istemiştim. Mahkeme reddetti. Bitti, bu mahkemenin kararı. Ancak ülkemin güvenliği, selameti ve egemenliği için benimle mezara gidecek sırlarım var.

Görgü tanıklarına göre bu son sözüyle birlikte yere yığıldı Mursi, son sözü de şu oldu: "Ben sadece Allah"a kavuşmayı bekliyorum. Ey hakim, göğün hakiminden yerin hakimine veyl olsun!"

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş