Babam, hayvancılıkla uğraşıyordu. Konya’nın bir kenar mahallesinde oturuyorduk. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarımız, eşeğimiz, köpeğimiz vardı.
Bir sabah erken saatte mahallenin nahırı gelene kadar ineklerimizin başında idim. Annem, yemem için elime bir yufka sıkması ile bir domates vermişti. İnekler yayılmaya ben de bir taşın üstüne oturup sıkmamı yemeye başladım.
Komşumuzun köpeği bana doğru gelmeye başladı. Bize alışkındı, ne kaçtım ne bir tepki verdim. Köpek, geldi geldi ve elimdeki yufka sıkmasını alıp kaçtı. Hem baka kalmış hem aç kalmıştım.
Bir süre sonra, aslıma bir at leşi attılar. Babam, “git, atın arka bacaklarından birini sahiplen, kesip köpeğimize verelim” dedi. Ben koşarak leşe doğru gidiyordum, babamda yürüyerek arkamdan geliyordu. Elimden ekmeğimi alan komşumuzun köpeği de leşin başındaydı. Benim geldiğimi görünce önce hırlamaya sonra havlamaya sonra da bana doğru koşmaya başladı. Ben, nasıl olsa alışkın düşüncesiyle yine panik yapmadım ve leşe doğru koşmaya devam ediyorum. Köpek karşıma geldi ve dehşet bir şekilde bana saldırdı. Can havliyle köpeğin boğazını sıkmaya çalıştım. Tasması elime battı ama köpek bir an duraksadı. Onun duraksamasını fırsat bilip kaçmaya başladım. Aksilik bu ya, ayağım taşa takıldı ve düştüm. Köpek sırtıma dişini geçirdi. O arada babam yetişti, çok etkili taş atardı rahmetli. Köpek, O’nun taşlarının şiddetine dayanamayıp kaçtı.
Köpek işte, tanışıklığını kullanarak insanın elindekini almış, kendinin zannettiği leşi insana vermemek için de bütün yırtıcılığını kullanmıştı.
Olayın hemen ertesi günü, ne yaptığını bilmiyorum ama komşumuz köpeği evlerinden uzaklaştırmıştı.
Hayvan sahibi olmak sorumluluktu. Korunması gereken köpek değil, insan, insanlık ve komşuluktu. Sorumluluk yerine getirildi mi sosyal hayatın olağan düzeni içine sürmesi mümkün olurdu.
Uzun zamandır ülkemizde bir başıboş köpekler sorunu yaşıyoruz. Başı bağlı (sahipli) köpekle yaşadıklarımı hatırlamam bu sebeple oldu.
İnsan bile başıboş yaratılmamışken, sokak hayvanı, sahipsiz hayvan veya başıboş hayvan tabirleri ürkütücü tabirlerdir. Yaratılmış olan her hayvan ve bitkinin bir yaratılış hikmeti, bir misyonu vardır. Evcil hayvanlar, sahiplerine hizmet için evcilleştirilmiştir. Evcil olsun olmasın onların hayvan olduğunu unutup, toplumun ve tabiatın efendileri muamelesi yapmak, dengeleri bozacak, yeryüzünü ifsat edecek yaklaşımları yansıtır. Hele hele onları kontrolsüz ve başı boş bırakmanın izahı mümkün değildir.
Yazık ki, 24/6/2004 Tarihli 5199 Sayılı, AB Uyum Yasaları içerisinde kabul edilen, ülkemize ve toplumumuza atılan Avrupa kazıklarından biri olan “Hayvanları Koruma Kanunu” 3. Maddesi f bendinde “sahipsiz hayvan” adı altında bir tanım yapılıyor ve sadece başıboş köpekleri değil başıboş tüm hayvanları koruma altına alıyor.
İnsan, yeryüzünün ıslahı ile görevli kılınmış ve içindekiler insanın hizmetine verilmiştir. Elbette her canlı önemlidir, ihtimamı hak eder. Ama asıl olan insan ve insanın sağlıklı yaşamıdır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 3. Maddesi “Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenli vardır” demektedir.
TC. Anayasasının 56. Maddesi “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” Hükmünü getirmektedir.
Şehirlerin meydanlarındaki, parklarındaki, caddelerindeki başıboş köpekler, ne bildirgede yer alan “güvenli yaşam hakkı” ilkesinin hayata geçmesine imkan veriyor ne de “sağlıklı ve dengeli bir çevrede” yaşama hakkına izin veriyor.
5199 Sayılı Kanunun 6. Maddesi “Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır.” ifadesi ile başlamaktadır. Yani sahipsiz hayvanların itlafı için 3285 Sayılı Kanuna atıf vardır. 3285 Sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış yerine 11/10/2010 Tarih ve 5996 Sayılı yasa çıkarılmıştır. 5996 Sayılı Kanunun 9. Maddesinin 3. Fıkrası c bendinde “Davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda” hayvanlara ötenazi yapılabileceği düzenlenmektedir.
İnsan hakları açısından, Anayasal düzenleme açısından, yasal mevzuat açısından insan yaşamı, sağlığı ve vücut bütünlüğü için tehlike teşkil eden hayvanların itlafı mümkündür. Bunun için ihtiyaç olan yasal düzenleme değil, yetkililerin inisiyatif almalarıdır.
Lakin, insanlar köpeklerin yırtıcılığından korkmakta, yetkililer hiçbir yetkileri ve sorumlulukları olmayan başıboş köpek lobilerinin şerrinden korkmaktadırlar. Bu korkular, alınmayan inisiyatifler, üretilmeyen çözümler şehirleri yaşanmaz, parkları yürünmez, sokakları geçilmez hale getirmeye devam etmektedir.
Sahipli köpeklerin sebep olduğu yaralanma veya ölümler dolayısıyla yasalarda sahiplerine getirilen bir takım müeyyideler bulunmaktadır. Ancak adaleti sağlamaktan uzak olduğu tartışmasızdır. Kulağı koparılan bir çocuğa saldıran köpeğin sahibine verilen kısa süreli hapis cezaları veya para cezaları o kulağı yerine getirecek midir? Ömür boyu yaşayacağı travma nasıl giderilecektir?
Sahipsiz köpekler için ise ne bir yargılama ne de bir cezalandırma mekanizması vardır. Yürüyüşe çıkılan parkta bir vatandaşın ayağını ısıran köpek, o parkta aynı şekilde dolaşmaya devam ederken o vatandaş bir daha o parka gitmeyi göze alamamaktadır. Bundan dolayı da hayvan sahiplerinin, caydırıcı olmasa da cezadan kurtulmak için en etkili savunma yöntemleri, hayvanın kendinin olmadığı, sokak hayvanı olduğu ve merhamet göstererek ilgilendiği savıdır. Eğer bir kayıtta yoksa işlerine de yaramaktadır. Zira, şüpheden sanık yararlanır.
Bütün hayvanların yaşamaya hakları vardır. Bu hakları, insana zarar verme sınırına kadardır. İnsan yaşamına, sağlığına, vücut bütünlüğüne zarar vermeye yeltendiği andan itibaren o hayvan itlaf edilmeyi hak etmiştir ve itlaf edilmelidir.
Bu konuda şimdiye kadar gereğini yapmaktan imtina edenler, ölen ya da sakat kalan insanların sorumluluğunu üzerlerinde taşımaktadırlar. Eğer daha da geç kalınırsa, adaletteki gecikmelerin mafya yapılanmalarına zemin hazırladığı gibi, yasa dışı itlaf ekipleri boşluğu doldurmaya kalkabileceklerdir. Bu durumda da bir süre sonra “itlaf ekibi operasyonları” haberleri izlenir olacaktır. Yasa dışı itlaf ekipleri operasyonlarına ihtiyaç kalmadan, başı boş köpekler ve başı boş köpek lobileri için gerekenin yapılması zorunluluğu vardır.
Tek bir insanın hayatının yeryüzünde bulunan bütün sokak hayvanlarından daha değerli olduğu unutulmamalıdır.
Büyük Direnişci Cevher Dudayev
22.04.2025
Mustafa Ökkeş Evren ile Derkenar..
20.04.2025
Boykotlu işletme önünde Gazze protestosu..
20.04.2025
Güven ve Adalet Toplumu |HAMZA ER
28.03.2025
UMRAN SORUYOR: DÜNYA NEREYE GİDİYOR?
29.03.2025
Sorular YUSUF YAVUZYILMAZ 19.04.2025
ah örgütçü kafa ah! MUSTAFA AKMEŞE 25.04.2025
Sorular YUSUF YAVUZYILMAZ 19.04.2025