metrika yandex
  • $41.96
  • 48.87
  • GA38760
Feraset

Türkiye-Malezya İslam Astronomisi Uygulamaları Çalıştayı

Prof. Dr. Saim KAYADİBİ
12.09.2024

 

Geçen gün okulların açılması münasebetiyle Sayın Cumhurbaşkanımız düstur niteliğinde bir nasihatte bulundu öğrencilere. “Oku, düşün, uygula ve neticelendir.” Bu düsturu daha önce de zâtıâlilerinden defalarca duyduk. Hayatta başarılı olmanın önemli ilkelerinden biri olarak sürekli hatırlanması gereken bir düstur. Aslında sadece öğrenciler için değil, yaşamı ciddiye alan herkes için önemli bir nasihat.

İlim yolunda yürümeye gayret eden biz talebeler için ise hayati öneme sahip bir düstur gerçekten bu nasihat. Hatırımızda kalsın diye bu cümleyle başlamak istedim bugünkü yazıma.

Ortak ilmi çalışmalar yapmak amacıyla Malezya’dan gelen misafirlerimizle birlikteydik. Uzun yıllar Malezya’da bulunmuş biri olarak gelen misafirlerimizle hasret giderdik öncelikle.

Malezya’nın en köklü üniversitesi olan Malaya Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nin dekan ve dekan yardımcıları, seçkin ilim adamları, 6 farklı eyaletin müftüleri ve Astronomi Fakültesinden öğrenciler İslam Astronomi Uygulamaları Çalıştayı yapmak için 2-12 Eylül tarihleri arasında Türkiye’de bulunuyorlardı. Yoğun bir programla gelen Malezya heyetiyle ilk önce Ankara’da Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı merkezinde İslam Astronomisi çalıştayı gerçekleştirildi.

Açıklama: giyim, adam, insan, kişi, şahıs, takım elbise içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

Çalıştayda İslam Astronomisi ile ilgili önemli konuların yanında Müslümanların kendi aralarında dostluğun, dayanışmanın, muhabbetin ve iş birliğinin güçlendirilmesine yönelik çalışmaların yapılmasına, Müslümanların ihtilaflı meselelerinin çözülmesi için girişimlerde bulunulmasına vurgu yapılmıştır. Toplantıya katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş aynı zamanda Müslümanların sosyal, siyasi, iktisadi ve akademik hayatın her alanında örnek ve başarılı çalışmalar yapmaları, umut ve güven veren adımlar atmaları gerektiğine işaret edip, Asya’da Afrika’da, Avrupa’da, Ortadoğu’da, dünyanın farklı bölgelerinde krizlerin ve problemlerin çözümüne yönelik sahih metotlar ve stratejiler geliştirmeleri gerektiğine, birlik ve beraberlik içinde hareket etmelerinin zaruretine işaret etmiştir. Bunun için İslam’ı insanlara doğru bir şekilde öğretecek, anlatacak olan bizlerin çok büyük sorumluluklarının ve görevlerinin zarureti üzerinde durmuştur.[i]

2-5 Eylül tarihleri arasında 3 gün boyunca devam eden çalıştayda İslami Astronomi ile ilgili Kıble yönünün belirlenmesi; Türkiye'de namaz vakitlerinin uygulanması; Namaz vakitlerinin özellikle sabah ve yatsı namazlarının belirlenmesi; Hilal gözlemi; Yıldız gözlemi gibi konuları da içeren bir birinden kıymetli bildiriler sunulmuş, değerli ilim adamları bu sahadaki çalışmalarını ilim dünyası ile paylaşmışlardır. Ayrıca çalıştayda İslam Aleminin güçlerini birleştirip Gazze’de yaşanan soykırımın sonlandırılmasına yönelik sorumlulukların yerine getirilmesi gerektiği konusunun da unutulmamış olması önemli bir ayrıntı olarak dikkatimizi çekmektedir.

Ankara, Bolu Gerede, Sakarya, Bursa, İstanbul’da önemli kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalarda bulunan heyet Türkiye’miz hakkında çok olumlu, hayranlık uyandıran duygu ve görüşlere sahip olduklarını ifade etmeleri ayrıca bizi mutlu etti.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ziyaretlerinde kendilerine eşlik ettim. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Safa Üstün hoca misafirlerimizi kapıda samimi ve dostane bir şekilde karşıladı. Ortak çalışmalara yönelik dekanlıkta yapılan muhabbetten sonra ilmi sunumlar gerçekleştirildi.

Öncelikle İsmail Safa hoca Marmara Üniversitesi ilahiyat fakültesi ve tarihinden bahsetti. Çok aydınlatıcı başlıklar arasında geçmiş eğitim tarihi, batılılaşma serüveni, Darülfünun, İstanbul’un dini çoğulculuk ve sosyo-kültürel yapısı,  bir zamanlar gayri Müslümlerin çoğunlukta olmasına rağmen bir şekilde toplumsal barışın sürdürülebilmiş olması, Payitahtın insan merkezli perspektifi, Türkiye’de medreselerin rolü ve kapatılması sürecinde eğitimin durumu ve sonrasında modern bir eğitim modeli olarak üniversitelerin kurulması, bu süreçte dini eğitimin verilemediği bir fetret döneminin yaşanması ile birlikte dini ve toplumsal yansımaları vardır.

Vatandaşların cenazelerini kaldırabilecek, ölülerini yıkayabilecek din adamına duyulan zaruri ihtiyaca binaen açılması hedeflenen İmam Hatip Okullarının açılması ve sonrasında İslam Enstitülerinin İlahiyat Fakültelerine evrilmesi. 20 sene öncesinde 20 fakülteyi geçmeyen İlahiyat fakültelerinin şimdilerde 100’den fazla olmasının ne derece ihtiyaç temelli olması gibi konular misafirler için oldukça aydınlatıcı başlıklardı.

Bilindiği gibi batıda dini ilimlerin öğretildiği kurumların masrafları kilise vakıfları tarafından karşılanır. Batıdaki geleneğin aksine Türkiye’de İlahiyat fakültelerinin masrafları devletimiz tarafından karşılanır. Bu aslında iyi bir olgu. Devlet-toplum birlikteliğinin sürdürülebilir olmasında önemli bir etken olarak görülmektedir. Türkiye’de vakıfların olması ve özellikle dini eğitime büyük katkılarının olması bir nimet olarak kabul edilmesi gerekir. Batıdaki laiklik anlayışının aksine Türkiye’deki laiklik anlayışının çok farklı olduğunun da bir göstergesi olarak görülebilir.

Marmara İlahiyat Fakültesi Vakfının öğrencilere büyük katkıları vardır. Neredeyse dörtte birden fazla öğrenci bu vakıf hizmetlerinden faydalanabilmekte, onların masrafları vakfın bütçesinden karşılanmaktadır. Dünyanın farklı yerlerinden öğrencilerin olması, eğitimin belirli oranda Arapça ve İngilizce olması, Müslüman öğrencilerin yanında Gayri-müslim öğrencilerin de Erasmus programı çerçevesinde eğitim alarak Türkiye’miz ve dini kültürel değerlerimiz hakkında tecrübelere sahip olmaları önemli fırsatlar olarak görülebilir. İlahiyat Fakültelerinde bir zamanlar kız öğrenciler oranının yaklaşık yüzde seksen, doksanlarda olmasına karşılık şimdilerde hemen hemen aynı oranda olması daha sağlıklı olarak kabul edilmektedir.

Açıklama: bina, giyim, dış mekan, kişi, şahıs içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

Diğer bir sunum Malezya’nın en köklü ve en prestiji üniversitesi olan Malaya Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mohd Fauzi Bin Hamat tarafından “İslam Medeniyeti mirasının canlandırılmasında, metodolojik ve köklü bir şekilde çağdaşlaştırılmasında Malezya üniversitelerinin rolü Malaya Üniversitesi İslam Araştırmaları Akademisi bir model" başlığı ile yapıldı. Miras ve onun güncellenmesi ile ilgili konuları nasıl ele alırız, onu yeniden okuruz ve müfredat düzeyinde bilimsel arenaya nasıl aktarırız? Üniversitenin zihni ve mirasını okumaya yönelik metodolojisi, dayandığı temelleri nasıl inşa edilmiştir? Malaya Üniversitesi İslam Araştırmaları Akademisi'nde öğretilen konular aracılığıyla mirasın disiplinli bir şekilde güncellenmesinde modeller nasıl sağlanır? soruları çerçevesinde ve diğer bilimlerde olduğu gibi uzay bilimlerinde de geçmiş medeniyetimizle irtibatlı olarak mirasımızın günümüze uyarlaması gerektiği konularıyla bağlantılı olarak çok faydalı bir sunum gerçekleştirildi.

Çok yoğun bir bilgi alışverişinin olduğu samimi atmosferden sonra öğle yemeği ikramı için İlahiyat fakültesinin yemekhanesine geçildi. İsmail Safa hocanın yemek ikramı da yine fikir alışverişinden uzak değildi. Birlikteliğin her anı değerlendiriliyordu. Öğle namazının meşhur Marmara İlahiyat camisinde kılınmasından sonra yönümüzü Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) İslam Araştırmaları Merkezi’ne (İSAM) çevirdik. Mesafenin yakın olmasından dolayı yürüyerek gitmeyi tercih ettik. Yol boyunca konuştuğumuz ortak konumuz belliydi. Türkiye-Malezya ilişkileri, ortak daha fazla neler yapılabilirdi. Muhabbete o kadar dalmıştık ki bir ara farklı bir caddeden epeyce gittiğimizin farkına vardık. Etrafımızda birkaç kişi hariç kimse yoktu. İşte o an kaybolmak üzere olduğumuzu anladık. Neyse ki hemen kendimizi toparlayıp Küresel Konumlama Sistemi yardımıyla merkeze ulaştık.

İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) başkan yardımcısı Prof. Dr. Yaşar Çolak hoca ve birkaç genç bizi merkezde karşıladı. Konferans salonuna girmeden misafirperverlik göstergesi olarak çay, kahve ve kurabiye ikramı ile birkaç dakika nefes aldırıldık. Hemen akabinde vakit geçirilmeden doğruca konferans salonuna geçildi.

Açıklama: iç mekan, duvar, metin, kişi, şahıs içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

Yaşar hoca misafirlere İSAM’ın tarihçesinden[ii] kısaca bahsettikten sonra Diyanet İslam Ansiklopedisi çalışması ve tarihi süreci ile ilgili bilgi verdi.[iii] Ansiklopedi yazarlığı konusunda son dönem çalışmaları alarak yine batılıların kendini gösterdiğinden bahsetti. İlk defa kapsamlı olarak Türkiye’de İslam Ansiklopedisi çalışmasının Diyanet önderliğinde yazılmaya başlanmış olması önemli bir gelişmeydi. Ansiklopedi çalışmasının yayınlanma sürecine kadar geçirdiği evreler bir sunum olarak teker teker misafirlere görsel olarak anlatıldı. Çok zor ve meşakkatli bir sürece sahip olduğu saha uzmanlarının çalışmalarından belliydi. Başlangıçta epeyce zorluklarla karşılaşılmış. Makalelerin hakemlere gönderilme süreci, hakemlerin manusicript üzerinde el yazması ile yorum ve eklemeleri oldukça kayda değer çalışmalardı. Hele her bir çalışmayı merhum Prof. Dr. Bekir Topaloğlu hocanın gözden geçirmesi ve üzerine eklemeler, çıkarmalar, yorumlar yapması çalışmaya verilen önemi ve ciddiyeti göstermekteydi. İş sadece bununla kalmıyor, hakemlerin katkıları bir heyet tarafından yeniden gözden geçirilip, subjektif bir şekilde ilmi kriterlere uygun, hakikatin ortaya konulması amacıyla titiz bir çalışmayla neticelendirilmekteydi.

İslam Araştırmaları Merkezi’nde (İSAM) birçok sahada çok önemli çalışmalar yapılmakta, medeniyetimizin köklü mirasını güncelleyerek hem akademik dünyaya, hem de topluma kazandırabilmek için saha uzmanları gecelerini gündüzlerine katmaktadırlar. Bir toplumun geleceği geçmişi ile bağlarının sağlamlığına bağlıdır.

TDV İslâm Ansiklopedisi, Temel İslam Ansiklopedisi, Büyük İstanbul Tarihi, Tematik Ansiklopediler, gibi çalışmaların yanında İhtiyaca binaen farklı dillerde Ansiklopedi çalışmaları, tahkik çalışmaları ve bu çalışmaların dijitalleştirilmesine yönelik çalışma ise çok daha ilgi uyandırdı. Dünyanın her yerinden araştırmacılar bu eşsiz kaynaklara uzaktan erişebilecekler, ilmi çalışmalarını kolayca sürdürebileceklerdir.

Araştırmacılar için imkânlar çok

İlim yolunda yürüyene Allah (cc) bir şekilde yardım eder. Bunun inancında ve bilincindeyiz. Bu inanca İslam Araştırmaları Merkezi’nin (İSAM) de birçok imkânlar sunarak katkı sağladığını gördük. Gelen araştırmacılara, ya da misafirlere bedava çay, kahve ikramı, çok cüz’i ücretle yemek ikramı, sebatikal olarak gelecek araştırmacılara bir yıla kadar bedava kalacak yer imkânı sunulmakta. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan imkânlar bunlar. İlme değer veren bir milletin evlatları olarak devletimizin sunduğu bu imkânların kıymetini bilip istifade etmek gerekir. Düşünün hele, kalacak bir yeri, bir de içecek çayı olduktan sonra ilim aşığı bir kişinin başka ne isteği olabilir ki?

Açıklama: bina, kişi, şahıs, insanlar, grup içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

Genç yaşlı fark etmeden araştırmacılara düşen çalışmak. İmkânlar bol şükürler olsun. İslam burada, klasik kaynaklar da burada. Sağlıklı bir düşünce ve analiz yetisine sahip olan her ince anlayış sahibi kendisini geliştirebilir, insanlığın faydasına çalışmalar ortaya koyabilir. Ancak medeniyetimizin ortaya koyduğu kaynaklara karşı problemi olanlar ortaya da problemli meseleler getirmekte, böylece hem kendisi yoldan çıkmakta hem de başkalarını yoldan çıkarmaktadır. Bu tür hatalara engel olabilmek için sağlıklı bir İslam medeniyeti perspektifine sahip olmak gerekiyor.

İSAM’ın kıdemli uzmanlarından Ayhan Kaygusuz bey dijitalleşme çalışmaları ile ilgili, Muhammed Şahin bey de tahkik çalışmaları ile ilgi çok faydalı sunumlar yaptılar. Her biri ilgi ile dinlendi, notlar alındı. Konuyla alâkalı faydalı sorulara aydınlatıcı cevaplar verildi.

Yaşar hoca yoğun programdan bitkin düşen misafirleri akşam yemeğine davet etti. İSAM’a yakışır bir şekilde nezih bir ortamda ikram edilen leziz yemeklerin ardından misafirleri akşamın yoğun İstanbul trafiğinde otellerine doğru uğurladık.

Aslında misafirlerimizin çok önemli bir ziyaretleri daha vardı yapmaları gereken. Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü’nü (MÜİSEF) ziyaret etmek. Ancak programlarının yoğunluğu ve ziyaretlerinin çokluğu yüzünden bu gerçekleşemedi. Yine de İslam Ekonomisi ve Finansı için özel bir ziyaret gerçekleştirebileceklerine yönelik temennilerini bildirmeyi ihmal etmediler.

Bu vesileyle cümlelerimi başta zikrettiğim Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın düsturu ile bitirmek istiyorum. İnanıyorum ki Malezya’dan gelen misafirlerimizle yapılan çalıştaylar, seminerler, görüşmeler ve ortak projeler dikkatlice okunur, düşünülür, uygulanır ve ülkemizin ve Ümmeti Muhammed’in faydasına olacak şekilde neticelendirilir.

Vesselam,

Prof. Dr. Saim Kayadibi

Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü (MÜİSEF)

 

 

[ii] İSAM Tarihçesi, https://www.isam.org.tr/kurumsal/tarihce (Erişim: 11.09.2024)

[iii] TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ (Erişim: 11.09.2024)

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş