Geçen hafta Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Uluslararası Kadı Abdülcebbar Sempozyumu adı ile önemli bir etkinlik düzenlendi. Oturum başkanı olarak davet edildiğim sempozyumda İslam medeniyetinin düşünce ekollerinden birini temsil eden Kadı Abdülcebbar’ın görüşleri, kelâm, felsefe, fıkıh, tefsir, hadis, Arap dili, mezhepler tarihi ve dinler tarihi alanlarında üç ayrı dilde detaylı bir şekilde ele alındı.
Bu tür birliktelikler ilim dünyasının olduğu kadar halkın da medeniyetimizin yansıması olan farklılığın bir zenginlik olduğu anlayışını görmelerine yardımcı olmaktadır. Ümmetin sahih İslam inancına zarar vermediği müddetçe farklı düşüncelerin ele alındığı birlikteliklerin teşekkül edilmesinde bir sakınca olmadığı kabul edilmektedir. Her ne kadar zayıf bir rivayet olduğu belirtilse de bunun hakikatini biz Peygamber efendimizin (sav) hadisinde buluyoruz. “Ümmetimin, bir meselede, farklı görüşlerde olması rahmettir”.[i] Bu hadisi şerifin ne kadar önemli bir hadis olduğunu ümmetin farklı coğrafyalardaki tezahüründe görebiliyoruz. Hanefi, Şafii, Hanbeli, Maliki gibi ameli mezheplerin yanında Maturidi, Eş‘ari, Mu‘tezili gibi itikadi mezheplerin de bir meselede farklı görüşler ortaya koyduklarının bilinmesi aslında bir bakıma rahmet olduğu hatırlanmalıdır.