Mart ayından bu yana devam eden korona virüs salgını insanlarımızı hasta etmeye ve öldürmeye devam ediyor.
Bu dönemde iş yapamadıkları için işyerini kapatan, işsiz kalan, ne yapacağını bilememenin çaresizliği içinde kıvranan insanlarımız da az değil.
Yetkililerin, piyasanın durmaması, insanlarımızın aç kalıp sosyal patlamaya meydan verilmemesi adına kontrollü hayatı tavsiye ederek piyasanın yeniden açılmasına imkan veren kararlar aldığı hayatın gerçeği olarak ortada duruyor.
Korona salgını döneminde alınan kararlar gereği camilerin bir dönem, Kur'an kurslarının ve okulların uzun bir zamandan beri kapalı olması, buralarda görev yapan görevlilerin de bir kısmını atıl ve uyuşuk daha ilerisi sorumsuz hale getirdi.
İki haftadan bu yana Cuma namazını Kayseri Meydanındaki Bürüngüz camiinde eda etmeye çalışıyorum. Korona kuralları gereği cemaatin bir kısmı cami içinde, bir kısmı da cami dışında giriş merdivenlerinde ve daha gerilerde namazlarını eda ediyorlar.
Burada namaz kıldığım süre içinde bir Müslüman olarak üzüldüğüm, bu Müslümana yakışmaz dediğim üzücü bir durumu dile getirmek istiyorum. Merdivenler ve basamaklar ile basamaklara giriş yerleri haftalardır temizlik görmemiş. Çöp ve kuş pislikleri ile kaplı vaziyette bulunuyor. Vatandaş seccadesini kuş pislikleri üzerine serip namazını öyle kılıyor.
Bir türlü kabullenemediğim, cami ve çevre temizliğine asla yakışmayan durumun sorumlusu kim diye araştırdığımda camilerin iç temizliğinin imamlara, dış temizliğinin ise belediyeye ait olduğu bilgisini aldım.
Allah aşkına caminin imamı kardeşimiz, arkadaşımız haftada bir gün de olsa cuma günleri sabah vakti görev yaptığı caminin etrafını bir gezip buranın temizliğini gözden geçirip görevli belediye memuru ya da görevliye hatırlatmada bulunsa ne kaybeder, hiçbir şey kaybetmeyeceğini kendisi de biliyor. İmamların bağlı olduğu sendika yöneticileri haftada bir gün imamlarımıza bunu hatırlatsa ne kaybeder. İnanın hiçbir şey kaybetmez, sevap kazanır. (Unutmayalım bunların ek ders ücretleri ahirette fazlasıyla ödenecek.)
Geçenlerde Küçükmustafa Mahallesinde bir camimizde yatsı namazında idim, namaz öncesi imam arkadaşla kısa bir sohbetimiz oldu. İmam, cami bitişiğindeki Kur'an kursunun aylardır kapısının açılmadığını, geçen günlerde içeri girip çıkamayan bir kediyi kurtarmak için kapıyı açtıklarında içerisinin çöplük haline geldiğini görüp çok üzüldüğünü, bu kursun görevlilerinin aylardır buraya uğramadıklarını ama devletin bu insanlara maaşlarını aksatmadan ödediğinden bahsetti.
Sahi imam kardeşlerimiz, idareci olmayan öğretmen kardeşlerimiz, Kur'an kursu öğreticilerimiz mart ayından bu yana devam eden korona döneminde vefa destek grubunda görev alan ve samimi olarak görev yapanlar hariç, görevli oldukları camileri, kursları, okulları gündemlerine ne kadar aldılar, kaç defa ziyaret edip halini merak ederek sorup soruşturdular.
Korona döneminde kuralları hiçe sayarak hastalığın yayılmasına sebep olan işyeri sahipleri ve vatandaşlar ne kadar suçlu ve vebal sahibi iseler kusura bakmasınlar bu süreçte okulunu, camisini, Kur'an kursunu merak edip sahiplenmeyen görevlilerimizde korona döneminin istismarcı zalimliğini yapmış olarak algılanabilirler.
Ne diyelim Allah aklımıza vicdanımıza sahip olmayı, kazandığımız maaş ve kazancımızı helal ettirme, ahirete azık hazırlama sorumluluğunda olmayı nasip etsin.
Selam ve dua ile
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
Seçimin İmkanları YUSUF YAVUZYILMAZ 21.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024