''Akışkan Modern Dünya'' da yaşıyoruz. Akışkan modern dünya, tıpkı tüm sıvılar gibi durağan kalmıyor şeklini koruyamıyor her şey hemen hemen durmaksızın değişiyor. Takip ettiğimiz akımlar, ilgilendiğimiz konular, hayal ettiklerimiz, korktuklarımız, ümitlenme ve endişelenme nedenlerimiz Uzun lafın kısası akışkan dünyada Bugün bize kesin ve doğru görünenler anlamsız garip yâda yanlış haline gelebiliyor. Bu akışkanlığın yarattığı belirsizlik modern insanda daha çok güvende olma ve güvenlik talebini beraberinde getiriyor. Modern insan özgürlüğünden taviz verip konfor alanında kalmayı tercih ediyor.
Tüm katılıkların eriyip buharlaştığı, bildiğimiz tüm sınırların iç içe geçip dönüştüğü bir dönemde yaşıyoruz. Erken Modernizm dönemi, insana ve eşya ya dair tüm tanımların, sert ve keskin bir biçimde yapıldığı dönemdi. Akışkan Modern Dünyamızda ise hiçbir tanımın kesinlik ifade etmediği, sürekli bir kararsızlık ve belirsizlik sürecinin yaşandığını görüyoruz.
Büyük hikâyelerin yerine küçük ve bireysel hayat hikâyelerinin egemen olduğu bir zaman içeresinde, Toplumu değiştirme ve dönüştürme idealine sahip her türlü kolektivist Dini, siyasi ve ideolojik akımların gerilemesiyle birlikte, (Liberalizm, Sosyalizm ve diğer kolektivist akımlar gibi) idealist katı düşünce formlarının, akışkan bir hale geldiğini görüyoruz.
‘’Akışkan Modernizm’’ döneminde ‘’Kamusal alan hızla özelleşirken’’ özel alan hızla kamusallaşmaktadır’’. Artık her şeyin merkezinde bireyin kendisi vardır. Kaygılarının sebebi ve mutluluğunun kaynağı kendisidir. Bir zamanlar tüm yaşamı kapsayan projeler bireylerin selfi performansları gibi an içinde sergiledikleri davranış biçimlerine dönüşüyor.
‘’Akışkan Modernizm’’ süreci paradokslarla ve çelişkilerle dolu bir hayatı beraberinde getiriyor. Ortak yaşamları kontrol etme ve çoğu zaman yok etme gücüne sahip devasa bürokratik örgütlerin gölgesi altında yaşamak, ama gene de bu güçlerin karşısına çıkmaktan, dünyayı değiştirmek ve bizim kılmak için savaşmaktan bir an olsun caymamak. Aynı zamanda hem devrimci hem de muhafazakâr olmak, yeni deneyim ve serüven olanaklarına kucak açmak, ama bir yandan da çoğu modem serüvenin yol açtığı nihilistçe derinlikler karşısında korkuya kapılmak, her şey buhar olup giderken bile gerçek bir şeyler yaratıp onlara tutunmak istemiyle yanıp tutuşmak.
Yazımızın diğer serilerinde bu konuya daha çok ışık tutmaya çalışacağız
Selam ve muhabbetle
Psikiyatri Neden Kadınlara İhanet Ediyor?
23.08.2025
Harabe Binalar ve Virane Bağlar OSMAN KAYAER 11.09.2025
Yeni Bir Dünyaya Uyanmak… ABDULAZİZ TANTİK 11.09.2025
Aile Huzuru FEYZULLAH AKDAĞ 14.09.2025
Kaybetmek Yok Hep Kazan-Kazan FEYZULLAH AKDAĞ 09.09.2025
Tartışma ve Eleştiri Ahlakı YUSUF YAVUZYILMAZ 13.09.2025
Musa'nın Haykırışı KADİR ÇİÇEK 20.08.2025
Türk'üm Demek Ayıp Mı? YUSUF YAVUZYILMAZ 19.08.2025
Çokluğun İflası KADİR ÇİÇEK 26.08.2025
ÇARE ARAMALIYIZ! ORHAN GÖKTAŞ 28.08.2025