İslam’ın olmadığı yerde Cahiliye diye isimlendirilen bir yapının oluştuğu bilinen bir haldir. Bu ülkede “Cahil” ve “Cahiliye” kelimeleri anlamı yanlış bilinen iki kavramdır. Biz, cahili, bilgisiz; cahiliyeyi de bilgisizlik zannederiz. Halbuki Arapça’da “CHL” kökünden ismi fail olarak türetilen “Cahil” kelimesi, yanlışını doğruymuş gibi ısrar ederek yapan kişi anlamında kullanılır. Cahiliye ise yanlışa doğru demekte ısrarcı olmayı ifade eder.
İçinde yaşadığımız Dünya'da maalesef toplumlara şekil veren, İslam ve Müslümanlar değil, “Küresel Güçler” ismini verdiğimiz yeni putperestlik ya da yeni paganlığı teşvik eden kapitalistlerdir. Yeni putperestlik ya da yeni paganlık eskisi gibi put dikerek insanları ona ibadet ettirmiyor; nefsin kötü arzu ve isteklerini sevimli birer put haline getirerek medya sayesinde özellikle gençleri kul köle ediyor. Bizim gençlerimizin bir kısmı da yeni cahiliyenin mensubu haline gelmiş bulunuyor maalesef.
Şimdi size bu gençlerden bir iki misal vereceğim. Bahse konu gençler başka yerlerden ya da gökten gelmiş değil, bizim çocuklarımız.
İlk misalimiz henüz 15-16 yaşlarında bir kız ile bir erkek çocuğu. Henüz bıyığı terlememiş bir genç önümde hızlı hızlı gidiyor. Arkasından bir kız çocuğu bağırarak ve koşarak onu yakaladı. “Beni bırakıp gidemezsin, senin yüzünü gözünü cırmalarım, vs…” diyor. Erkek çocuğunun ise bir an önce kurtulup gitmek isteği her halinden belli. “Bırak peşimi, istemiyorum, zorla güzellik olmaz, insanlar bize bakıyor, vs…” diyor.
Yanlarından geçtikten sonra Yusuf aleyhisselamın kıssası geldi aklıma. Orada da kadın, Yusuf aleyhisselama askıntı oluyor, hatta Yusuf aleyhisselam kendisinden kaçarken gömleğini arkadan çekerek yırtıyordu. Demek ki insan beş bin senedir aynı insan. Ya yüce değerler telkin eden dine uyarak ulviyete ulaşmak için yükseliyor, ya da heva ve hevesini put haline getirerek kendini aşağıların aşağısına atıyor.
İkinci misalimiz ise şöyle: Saçlarını pembe ve yeşile boyamış bugünlerde yaygın olan (göbek gösteren) kısa bir tişört giymiş 24- 25 yaşlarında genç bir kız. Yürümekte olduğum caddeye yan sokaktan çıktı. 50-60 metre önümde gitmeye başladı. Hemen arkasından da genç bir oğlan bağırarak yola fırladı. “Ağzını gözünü kırdırma bana, yapma bunu, bekle beni” diye bağırıyor. Kız aldırış etmeden otobüs durağına doğru yürümeye devam ediyor. Genç, kıza doğru koşarken yol kenarında duran bir otomobilin aynasına bir tekme vurarak kırdı. Tehditler savurmaya devam ediyordu. Nihayet kıza yetişti. Onu saçlarından tuttu kafasını alnına koyarak “benim neler yapabileceğimi biliyorsun. Çıldırtma beni” diyordu. Bir an müdahale etmek istedim, delikanlıya şöyle bir baktım, adeta çıldırmış gibiydi uyuşturucu aldığı her halinden belliydi. Bu durumda oradan geçip gitmekten başka yapacak bir şey yoktu.
Yanlarından geçtikten sonra her ikisi içinde üzüldüm, en çok da kız için. Yahu kızım senin ne işin var bu uyuşturucu müptelası ile. Neden böyle bir müptezel ile buluşuyorsun ve birlikte oluyorsun. Peşinden gideceğin hiç mi manevi bir değer yok.
Son misalimiz bir oğlan çocuğu ile annesi. Anne giyim kuşamından anlaşılacağı üzere İslam ile biraz iltisaklı. Site kapısından dışarı çıktım, tahminen liseye yeni başlamış uzun boylu bir genç bekliyor, göz göze geldik, selam verdim. Baktım boynu, boydan boya dövmeli. Yeni taşınan komşu çocuklarından biridir diyerek şaka ile karışık: “Hayırdır evlat, boynuna ne oldu?” diye takıldım. Delikanlı “bir şey olmadı bunlar dövme” diye cevap verdi. “Ne işe yarıyor?” diye ikinci soruyu sordum, “Hiç… böyle hoşuma gidiyor” diye cevap verdi. Bu sırada annesi de yanımıza gelmişti. Söze karıştı. “Beyefendi! siz ne karışıyorsunuz? Bu onun tercihi” dedi. “Yap yada yapma diye bir şey demedim, sadece konuşuyoruz” diye cevap verdim. Bu arada çağırdıkları taksi geldi. Kadın “yürü evladım!” diyerek çocuğu taksiye bindirdi.
Onlar gittikten sonra ilerleyen yaşlarında boynundaki dövmeyi sildirmek için hem para ödeyecek hem de acı çekecek bu çocuğun anası tarafından “Bu onun tercihidir” diye savunulması, aklıma yumurta çalan çocuk ile anasının hikayesini getirdi.
14-15 yaşındaki bir çocuk, kendisi için neyin iyi neyin kötü olduğunu ne kadar bilebilir ki? Allah korusun bu çocuk uyuşturucu kullanmaya başlarsa yada daha kötü bir iş yaparsa yine de “Bu, onun tercihidir.” diyerek sessizmi kalmalıyız.
Yeni putperestlik, insanları heykellere taptırmıyor, zaten insanın özünda bulunan heva ve heveslerinden oluşan fücuru put haline getirerek onlara taptırıyor. Bu diğerinden daha tehlikeli.
Fatma Akdokur'la Derkenar...
14.09.2023
Faruk Sevim'le Derkenar..
19.09.2023
Fatma Akdokur'la Derkenar...
14.09.2023
Ayhan Bilgen'le Derkenar..
06.09.2023
Mehmet Yavuz Ay ile Derkenar..
26.08.2023
Muharrem Balcı ile Derkenar...
09.09.2023
Ufuk Uras'la Derkenar..
01.09.2023
6-7 Eylül / Mülteciler | Recep Karagöz
07.09.2023
IRAK NOTLARI (VII) / Harun AYKAÇ
25.09.2020
Bir 12 Eylül Okuması YUSUF YAVUZYILMAZ 16.09.2023
Zamların Anatomisi - IV. Bölüm MUHSİN GANİOĞLU 16.09.2023
Varoluşsal İdrake Yabancılaşmak ATASOY MÜFTÜOĞLU 17.09.2023
Zamların Anatomisi - I.Bölüm MUHSİN GANİOĞLU 25.08.2023
Bir 12 Eylül Okuması YUSUF YAVUZYILMAZ 16.09.2023
Muhafazakârlık ve Başkaldırı TALİP ÖZÇELİK 05.09.2023