Işıklarda uyuyası Bekir Coşkun vefat etmiş. Değişik biriydi. Mesela kedi köpek börtü böcek ağaç çiçek amip sever ama “bir kesim” insandan nefret ederdi.
Pako’ya mektuplar diye evinde beslediği köpeğe mektuplar yazardı.
Urfalı’ydı ama hep bir avrupa öykünmecisi olarak yaşadı.
Onu okuduğum yıllarda bir kesim insandan nefretinin sebebini hiç anlayamamış olsam da, sonraki yıllarda nefret ettiği kesimin iktidar pratiği O’nu az da olsa anlamamı sağladı.
Bidon kafalılar, göbeğini kaşıyan adamlar, karafatmalar vs hep O’nun kaleminden dökülüp zihnimize çakılmıştı.
AKP’nin 20 yıllık iktidarının en büyük omuz vereni tenakkuz gibi görünse de Bekir Coşkun’du. Tersinden Ak Parti’ye çalışırdı.
Bu yönüyle “bidon kafalılar” dediği kesime nasıl da benzerdi? Bu Bu toplumun, bu iktidara maruz kalmasının en büyük müsebbiplerinden olduğunu ölene kadar anlayamadı Bekir Coşkun!
Yazılarından neşeli bir insan olduğu izlenimini edinirdim. İronik bir dili vardı. Eğlenceli yazardı yani. Okuyucuyla görünmez bir bağı samimiyeti vardı. Ki ben bile hissederdim bu samimiyeti. Ve bu samimiyete dayanarak merhuma hep şunları söylemek istemişimdir:
“Ya Bekir bey ne kadar eşşek kafalısın biliyor musun? Yıllarca yok saydın nefret ettin hakaret ettin sonunda adamları iktidar ettin. Sen yazdın onlar iktidara geldi, sen vurdun onlar muktedir oldu! Bu anlamda bidon kafalılar dediklerinden daha az bidon kafalı değilsin. Bunu biliyorsun, değil mi?”
Bana hak verir gibi düşündüm hep. Çünkü kendiyle dalga geçebilen biriydi Bekir bey...
Sonuçta Türkiye medyası bir rengini yitirdi. Her geçen güç daha çok “siyahbeyazlaşan” medyamız adına önemli bir kayıp oldu..
Sevenlerinin başı sağolsun. Toprağı bol olsun, ışıklarda uyusun!!
ÖZGÜRLÜKÇÜ VALİ
Merhum Recep Yazıcıoğlu üzerinden, bir valinin nasıl olması gerektiğini ezber ettik yıllardır. Denizli valisi’ne tepki vardı günboyu sosyal medyada.
Ben de bir efsane vali’nin adını anmak isterim:
Başarılı bir kaymakamlık döneminin ardından, merkez bürokraside çalıştı. Sonra genç yaşında Batman Valisi olarak atandı.
Kente gittiğinde ilk icraatı “üstüne vazife olmasa da” susuz köylere su götürmekti. Bunu yaparken, yok yerel idarenin görevi yok Ankara’nın DSİ’nin görevi falan da demedi. Gürültü yapmadı. Sessizce susuz Batman köylerine su götürülmesini sağladı.
Konu yerel basına yansıyıp da gündeme geldiğinde, basın mensuplarının “ Vali bey bu icraatlarınız ulusal basında yer bulmadı. Ne dersiniz?” sorusuna, cevaben
“Şişşt sus kardeşim bu ayıbı nasıl duyuralım? Şu çağda insanımıza hala su götürememişiz. Bu devletin ayıbı. Bu ayıbımızı açık mı edelim” demişti.
Diyarbakır’a atandığında ise, “özgürlükçü vali” olarak anılacak, bir protesto eyleminde göstericiler cam çerçeve indirdiğinde “camlar kırılsın da canlar kırılmasın” diyerek tarihe geçecekti.
İşte o efsane vali Efkan Alâ’ydı...
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Başkası İçin Yaşamak Doç. Dr. MEHMET SAĞLAM 28.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
Ölüm ve Bayram AHMET SEMİH TORUN 13.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024