metrika yandex
  • $38.87
  • 43.67
  • GA28455

Haberler / Sivil Toplum

Anfidap'tan Ankara'da Refah Sınır Kapısı Açılsın Eylemi..

12.04.2025

Ankara Filistin Dayanışma Platformu, (ANFİDAP) “Mısır’ın Vicdanlı Halkı Refah Sınır Kapısına Yürüyor” sloganıyla yoğun kar yağışına rağmen, Mısır Büyükelçiliği önünde bir araya geldi.

Ankara Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde, Refah Sınır Kapısı’nın açılması talebiyle Başkentte Mısır Büyükelçiliği önünde kalabalık bir kitle bir basın açıklaması düzenlendi.

“Mısır’ın Vicdanlı Halkı Refah Sınır Kapısına Yürüyor” ve “Gazze İçin Sessiz Kalma” sloganlarının öne çıktığı eylemde, Gazze’de un stoklarının tükendiği, gıda, su ve ilaç gibi temel ihtiyaçların acilen bölgeye ulaştırılması gerektiği vurgulandı.

Yoğun kar yağışına rağmen Mısır Büyükelçiliği önünde toplanan Ankaralılar, Gazze halkının sesi olma çağrısı yaptı.

Gazze’de yaşanan insanlık dışı saldırılara sessiz kalmayan Ankara Filistin Dayanışma Platformu, yaptığı açıklamayla zulme ortak olanları uyardı.

Basın Açıklaması öncesi, Hükümete de seslenen platfom:

Soykırıma karışmış çifte vatandaşların yargılanmasını,

İsraili yalnızlaştırmasını,

İsrailin işgalci ve yayılmacı tutumuna karşı daha sert tedbirlerin alınmasını,

Askeri, siyasi, ticari bütün ilişkilerin kesilmesini,

Petrol sevkiyatının durdurulmasını istediler..

 

Basın Açıklaması öncesi bir konuşma yapan İMH Ankara Başkanı ve Yazarımız Eyüp Medet, Gazzede işlenen cinayetlere sessiz kalınnmaması gerekitiğini söyeyerek, somut adımlar atılmasını istedi.

Medet, kalabalığa seslenerek, kardeşliğin bir gereği olarak bu zor günde burada bulun kıymetli kardeşlerim, sözün anlamını yitirdiği günlerden geçtklerini, çaresizlik, etkisizliğin ve hiçbir şey yapamıyor olma hissinin hepimizi derinden yaraladğını belirterek, hergün katliamın devam etiğini, şartların ağırlaştığını, açlık, susuzluk, yoksunluğun her geçen gün daha da ağırlaştığını ifade etti.

Eyüp Medet, Allah'ın elbet bir çıkar yol göstereceeğini, dilek ve duamız bu süreçte hayatımızın gayesi olan ahiretimizi yitirmemek olduğunu belirtti..

Medet, Ankara Filistin Dayanışma Platformu olarak bugüne kadar yaptığımız çalışmaları daha da yoğunlaştırarak devam ettireceğiz dedi.

Medet şu ayetleri de hatırlatarak sözlerine son verdi.

﴾1﴿ Andolsun burçlarla dolu göğe,

﴾2﴿ Vaad edilmiş güne,

﴾3﴿ Tanıklık edene ve edilene ki,

﴾4-5﴿ O çukurları, alev alev yanan ateş çukurlarını hazırlayanlar mahvolmuşlardır!

﴾6-7﴿ Hani o sırada ateşin başında oturmuşlar, inananlara yaptıklarını seyrediyorlardı.

﴾8-9﴿ Aziz, övgüye lâyık, göklerin ve yerin mâliki olan Allah’a inandıkları için, sırf bu sebeple onlara ağır işkence uyguladılar. Ama Allah her şeye şahittir.

Buruc 1-9

Resuller ve onunla beraber olan Müminler: "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyecek kadar darlığa, sıkıntıya, zorluğa uğramışlar, sarsıldıkça sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah'ın yardımı pek yakındır. Onun için inancınızda azimli, kararlı ve mücadeleci olun! Hemen gevşeklik göstermeyin!

Bakara 214

“Size ne oluyor da Allah yolunda ve “Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar; bize tarafından bir dost ver; bize katından bir yardımcı ver!” diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!”

Nisa 75

Gazze için vicdan çağrısı

Ankara Filistin Dayanışma Platformu adına konuşan Filistin Vakfı Ankara Temsilcisi Hamdi Akın, sadece bir açıklama yapmak için değil, zulmün karşısında susmayan bir iradeyi ortaya koymak için toplandıklarını belirterek, “Gazze’yi, direnişi, insanlığı savunmak için bir aradayız.” diyen Akın, Gazze’de kadın, çocuk, yaşlı demeden sivillerin katledildiğini, sığınma evlerine kadar her yerin bombalandığını vurguladı. Bu yaşananların sadece bir savaş değil, işgal, kuşatma ve soykırım olduğunun altını çizdi.

Platform tarafından yapılan basın açıklaması:

Değerli basın mensupları, kıymetli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, saygıdeğer dava arkadaşlarımız,

Bugün burada sadece bir açıklama yapmak için değil, vicdanımızın sesi olmak, zulmün karşısında susmayan bir iradeyi ortaya koymak ve ümmetin onurunu savunmak için toplandık. Bugün burada Gazze’yi, direnişi, insanlığı savunmak için bir aradayız.

Gazze, bir kez daha insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından birini yaşıyor. Katil İsrail’in aralıksız süren saldırıları sonucunda, kadınlar, çocuklar, yaşlılar katlediliyor; okullar, camiler, hastaneler, hatta sığınma evleri bile bombalanıyor. Bu sadece bir savaş değil; bu bir işgal, bu bir kuşatma, bu bir soykırımdır!

Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:

"Kim bir canı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi; kim de bir canı kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur." (Maide, 5/32)

İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılar, sadece Filistin halkına karşı değil, insanlık onuruna karşı işlenmiş ağır bir suçtur. Ne yazık ki, uluslararası kamuoyu bu açık suça karşı sessizliğini korumakta; kimi zaman sessizlikle, kimi zaman ikiyüzlü açıklamalarla bu zulmü meşrulaştırmaktadır.

Oysa bizler, ümmetin bir parçası olarak susamayız. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bizlere şu uyarıda bulunmuştur:

"Sizden kim bir kötülük görürse, onu eliyle düzeltsin; buna gücü yetmezse diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir." (Müslim, İman 78)

Bizler bugün burada, en azından dilimizle bu zulmü reddetmek için toplandık. Ama dilimizde kalanla yetinmeyeceğiz. Zira Gazze’nin bugün bizden beklediği, daha güçlü ve daha cesur adımlardır.

Değerli kardeşlerim,

Gazze’de temel yaşam malzemelerine erişim tamamen kesilmiş durumdadır. Gıda ve temiz su yok, elektrik yok, ilaç yok. Yaralılar hastanelerde tedavi edilemiyor, cesetler sokaklardan kaldırılamıyor. Çocuklar enkaz altlarında günlerce kurtarılmayı bekliyor. İnsanlık, Gazze’deki kuşatmanın altında can veriyor.

Bu kriz, yalnızca bombardımanlarla sınırlı değildir. Bugün Gazze’de un ve ekmek gibi en temel gıda maddeleri tükenmiştir. Fırınlar ya bombalanmış ya da yakıt eksikliği nedeniyle kapanmak zorunda kalmıştır. İnsanlar açlıkla sınanmakta, çocuklar günlerce kuru bir lokma dahi bulamamaktadır. Bu bir savaş taktiği değil, açıkça bir aç bırakma politikasıdır.

Bu insani felaketin en kritik noktalarından biri de Refah Sınır Kapısı’nın hâlâ kapalı olmasıdır. Gazze ile dış dünya arasında kalan son nefes borusu olan bu kapının kapalı tutulması, binlerce yaralı ve hasta için ölüm anlamına gelmektedir. Ambulanstan ilaç sevkiyatına, gıda tırlarından bebek mamalarına kadar her şey bu kapının açılmasını beklemektedir.

Gelin, ümmeti olmakla şeref bulduğumuz Peygamberimizin ahlakını örnek alalım.

‘’Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’’ Sözlerini öncelikle,

Mısır yönetimine ve tüm uluslararası kuruluşlara açık çağrımızdır:

Refah Sınır Kapısını kapalı tutması Katil İsrail ve işbirlikçilerin yaptığı soykırıma ortak olmak demektir.

Refah Sınır Kapısı derhal ve tamamen insani yardım geçişine açılmalıdır. Yardımların engellenmesi,  insanlık suçudur. Bu konuda sessiz kalan herkes, suça ortak olmaktadır.

Değerli kardeşlerimiz,

Ankara Filistin Dayanışma Platformu olarak buradan tüm Müslüman ülkelere, liderlerine ve uluslararası kuruluşlara açık çağrımızdır:

1. Gazze’ye engelsiz insani yardım koridorları açılmalı.

Un, su, ilaç, konserve, bebek maması gibi temel ihtiyaçların ulaştırılması öncelikli olmalı; hava ve kara köprüleri kurulmalıdır.

2. İsrail ile olan Ekonomik, diplomatik, askeri tüm ilişkiler tamamen sonlandırılmalıdır. Ümmetin onuru, çıkarların önünde gelmelidir.

3. Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya yönelik tehditlere karşı ortak savunma hattı kurulmalıdır.

Bu emaneti yalnız bırakan her adım, işgale cesaret vermektedir.

4. Filistinli mültecilerin korunması için yeni ve güçlü bir bölgesel insani sistem inşa edilmelidir.

Değerli dostlar,

Bizler, sadece bir halkın değil, bir direnişin yanındayız. Filistin sadece toprak değil; Filistin bir imtihandır. Zira Peygamber Efendimiz buyurmuştur:

"Mümin, mümine karşı bir binanın parçaları gibidir; birbirlerini sımsıkı tutarlar." (Buhari, Edeb 27; Müslim, Birr 65)

Gazze, bu binanın en çok saldırıya uğrayan taşıdır. Eğer o taşı yalnız bırakırsak, duvarın tamamı çöker. Gazze direndikçe, ümmetin onuru da ayakta kalacaktır.

O halde:

Ey basın mensupları! Gerçeği yazın!

Ey STK’lar! Yardımı örgütleyin!

Ey ümmetin yöneticileri! Artık ayağa kalkın!

Zalimle aynı masaya oturmakla adalet sağlanmaz. Katil İsrail ile yapılan normalleşme anlaşmaları, sadece işgali normalleştirmiştir.

Ankara Filistin Dayanışma Platformu olarak bizler, bu davadan asla vazgeçmeyeceğiz. Tüm imkânlarımızla Filistin’in, Gazze’nin, Kudüs’ün yanında durmaya devam edeceğiz. Bugün burada toplanan her STK’yı, her duyarlı bireyi bu mücadelede aktif rol almaya çağırıyoruz.

Kudüs özgür olana kadar, Mescid-i Aksa zincirlerinden kurtulana kadar, Gazze’deki çocuklar güvende uyuyana kadar susmayacağız!

Zalimlerin korkusu, mazlumların duası olmaya devam edeceğiz.

Kahrolsun işgalci katil İsrail ve işbirlikçileri! Kahrolsun zulme sessiz kalanlara! Yaşasın direniş! Filistin halkı yalnız değildir!

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş