metrika yandex
  • $38.48
  • 43.79
  • GA29200

Haberler / Söyleşi

MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Ali Dalaz:İslam ülkeleri sıranın kendilerine geleceğini unutmamalı!

12.03.2025

Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Ali Dalaz, Akit’e Gazze’ye ilişkin yapılanları ve süreci tüm ayrıntılarıyla anlattı. Dalaz, İsrail’in bölgedeki insanlık dışı saldırılarını durdurmanın bir yolu yok mu sorusu karşısında ise, “İsrail’i yalnızlaştırmak ve zulümleri karşısında sessiz kalmamak. Özellikle İslam ülkeleri liderleri bunu başarabilirlerse bu zor bir durum değil. Başaramazlarsa, İsrail durdurulmazsa sıranın kendilerine de geleceğini unutmamaları gerekiyor” dedi.

Gazze’de ateşkes süreci sona ererken, soykırımcı siyonist terör devleti İsrail, yardımların bölgeye ulaşmasını durdurarak saldırılara tekrar başladı. 7 Ekim 2023’te başlayan soykırım saldırılarını, ilk günden beri protesto eden sivil toplum kuruluşları, ülkemizde ve dünyada önemli farkındalığa vesile oluyor. Bunların başında gelen Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP) aktif katılımcılarından olan MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Ali Dalaz, Akit’e Gazze’ye ilişkin yapılanları ve süreci tüm ayrıntılarıyla anlattı.

471 GÜNLÜK SOYKIRIMIN KORKUNÇ BİLANÇOSU!

Sayın Ali Dalaz, siz soykırımcı İsrail’in Gazze’deki saldırılarının en şiddetli döneminde başlayıp ateşkes dönemine kadar ANFİDAP sözcülüğü yaptınız. İsrail’in 471 günde Gazze’ye yönelik saldırılarının bilançosu ve insanlık adına neler kaybettirdiğini anlatır mısınız?

İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımı, ateşkes sürecine rağmen devam ediyor. Soykırım sürecinde Gazze’de büyük bir yıkım ve insan kaybı yaşandı. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, bu saldırılar sonucunda büyük çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 48 bin 446’ya yükseldi. Enkazlar tam kaldırılmadığı için net sayı belli değil. Yaralı sayısı ise 111 bin 852 olarak kaydedildi. İsrail, Gazze’de bebekleri, çocukları, kadınları, silahsız sivilleri, gazetecileri, hastaneleri, okulları, sivil konutları, cami ve kiliseleri, mülteci kamplarını, ambulansları, yaralı konvoylarını, kültürel mirası bombalamış, fosfor bombası kullanmış, esirlere kötü muamele etmiş, sivil halka açlık ve susuzluk çektirmiş, enerji ve diğer temel ihtiyaç maddelerine ambargo uygulamış, iki milyon kadar insanı göçe zorlamış ve bölge halkını topluca yok etme politikasını uygulamıştır. Bu saldırılar, Gazze’de büyük bir insani krize yol açmıştır. Geldiğimiz noktada İsrail ateşkesi sık sık ihlal etti ve ateşkesi uygulamıyor. Refah sınır kapısını kapattı ve insani yardımların girmesini engelliyor. İnsani kriz derinleşerek devam ediyor. 20. yüzyılın ilk yarısında iki dünya savaşından sonra; insan haklarını korumak, muhtemel katliamları önlemek üzere Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde ve devletler arasında başta insan hakları sözleşmesi olmak üzere, uluslararası sözleşmeler yapılmıştır. Aynı amaçla BM, Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) gibi hukuk mekanizmaları kurulmuştur. Ancak bütün insanların vicdanını kanatan Gazze soykırımı, bu uluslararası hukuk normlarının ve hukuk mekanizmalarının arzulanan sonucu doğurmadığını ortaya koymuştur. İnsanlık bu anlamda uluslararası adalete olan güvenini kaybetmiştir. Soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarının hepsini işleyen işgalci rejim durdurulmazsa dünyada oluşacak kaos ortamı insanlığın geleceğini tehdit etmeye devam edecektir.

İSRAİL GELEN YARDIMLARI DURDURDU!

Ateşkes süreci içinde Gazze’ye ne kadar yardım ulaştırılabildi?

Bileşenimiz insani yardım kuruluşlarının aktardığı bilgilere göre son bir hafta öncesine kadar; günlük 500-700 tır arası gıda malzemeleri, temizlik, battaniye yatak, çadır, tıbbi malzemeler, iş makinaları ve konteynırlar girmekteydi. Ateşkes süreci geçtiğimiz günlerde tamamlandığında İsrail gelen yardımların durdurulduğunu açıkladı.

ULUSLARARASI TOPLUM İSRAİL’E KARŞI DAHA FAZLA ÇABA GÖSTERMELİ

Ne İsrail, ne de duyarsız dünya bu süreçten hiçbir ders çıkarmamış gibi görünüyor ne dersiniz?

İşgalci İsrail ateşkes anlaşmasının birinci turu biterken ateşkes anlaşmasının ikinci turunun başlamasını engelleyerek, Refah sınır kapısını kapatarak insani yardımları durdurdu. Ateşkes sürecinde de maddelerin birçoğuna uymayan İsrail, enkaz kaldırmak için iş makinelerinin, 60 bin konteynırın girmesine engel oldu ve çadırda yaşayan 14 çocuk donarak vefat etti. İsrail’in Gazze’ye yönelik insani yardımları durdurma kararı, uluslararası toplumda sadece uyarıyla geçiştiriliyor. Anlaşmanın garantör ülkeleri ABD, Mısır ve Katar İsrail’e bir yaptırım yapmadığından ateşkes anlaşmasının geleceği riske girmiş durumdadır. Başta bölge ülkeleri olmak üzere uluslararası toplum İsrail’in ateşkesi ihlal eden tavırlarını engellemek ve yeni bir saldırganlığını önlemek için daha fazla çaba göstermelidir.

TÜRKİYE’NİN EN ÖNDE OLMASINI ARZULUYORUZ

Mısır’ın Gazze’yi yeniden inşa planı var. Asıl Türkiye’nin bu planı uygulaması gerekmez mi imkânları ve tecrübesi açısından?

Sadece bu konuda değil tüm alanlarda Türkiye’nin en önde olmasını arzuluyoruz. Örneğin Uluslararası Adalet Divanında İsrail karşı dava açan ilk ülke olarak Güney Afrika yerine Türkiye Cumhuriyeti’nin olmasını çok isterdik. İsrail’e silah ve diğer malzemeler taşıyan gemileri limanlarına bile yanaştırmayan İrlanda İzlanda gibi ülkelerin yanında Türkiye’nin de olmasını çok arzu ederdik. Hatta açıklamalarımızda şu çağrıyı yaptık: “İsrail’i tanıyan ilk İslam ülkesi olma utancından bizi kurtarın.”

Arz-ı mev’ud adım adım işliyor

İsrail’in bölgedeki insanlık dışı saldırılarını durdurmanın bir yolu yok mu? Bunun için ne yapılabilir?

Elbette ki var. İsrail’i yalnızlaştırmak ve zulümleri karşısında sessiz kalmamak. Özellikle İslam ülkeleri liderleri bunu başarabilirlerse bu zor bir durum değil. Başaramazlarsa, İsrail durdurulmazsa sıranın kendilerine de geleceğini unutmamaları gerekiyor. Arz-ı Mev’ud adım adım işliyor. Buna teslim olmamak lazım 15 Temmuz da Türkiye’ye yönelik bu adımın bir parçası idi.

İsrail saflarında soykırıma katılan çifte vatandaşlara yargı yolu açıldı

Türkiye vatandaşı olup da İsrail saflarında soykırıma katılan çifte vatandaşlara karşı girişimleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Konuyla ilgili olarak, bütün siyasi partilerin Genel Başkanlarını ve temsilcilerini makamlarında tek tek ziyaret ettik. Meclis’te Sayın Adalet Bakanı ile görüşerek konunun üzerine gittik. Bu kişilerin yargılanabilmesi için Adalet Bakanı’nın izni gerekli. Bakan Beyle bu kişilerin yargılanması için görüştük ve gerekli talimatı Bakan Bey ilgili mercilere verdi. İnşallah hayırlı sonuçlar bekliyoruz. MAZLUMDER olarak suç duyurularında bulunduk ve ANFİDAP bu suç duyurularına destek verdi. Bütün bunlar, sürdürülebilir bir eylem tarzı oluşturmamıza neden oldu. Gazze’nin bereketi ile hiçbir kurumumuz logosunu veya flamasını kullanmadı. Önceliğimiz Gazze’deki katliamın durdurulması idi. Bunun için de Türkiye ANFİDAP ile bir rol model oluşturdu.

Trump’a aptal olma mesajı

ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’ın Gazze’yi Gazzelilerden arındırarak turizm merkezi yapma planı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Donald Trump’ın Gazze’yi “Orta Doğu’nun Rivierası” haline getirme planı, saçma, uygulanamaz bir plan. Bunu tartışmak bile planı ciddiye almaktır. Plan Gazzelilerin zorla yerlerinden edilmesini ve Gazze’nin ABD işgaline uğramasını öngörüyor. Plan tüm açılardan insan haklarına aykırı ve etnik temizlik içeren soykırım suçunun karşılığını ortaya koyan bir plan. Plan, İsrail dostu İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelerde bile taraftar bulmadı. ABD ve İsrail içinden bile planı saçma bulan insanlar var. Ancak bu uygulanamaz planı ortaya koyan Trump, bunu tartıştırarak yani ölümü gösterip sıtmaya razı etme stratejisiyle Gazze işgalini kalıcı hale getirecek yeni planlar ortaya koyacaktır. Bu konuyu eylemlerimizde de sıklıkla işledik ve işliyoruz. Yeni dönem sözcümüz Mustafa Eminoğlu’nun da 7 Şubat tarihli Elçilik önü açıklamasıyla Trump’a kendi anlayacağı bir dille don’t be fool (aptal olma) şeklinde mesajlarımızı da ilettik. O tarihten hemen sonra yine STK’larımızın iş birliğinde elçilik önünde yine eylemler gerçekleştirdik. Bizler Trump’ın ölümü gösterip sıtmaya razı etme politikası olduğunu, İsrail’le birlikte 471 gün boyunca başarısızlıklarını perdelemeye yönelik Trump açıklamalarıdır. Trump, ne yazık ki siyonizme kölelik konusunda ısrarlı bir tutum davranıyor. Amerika Başkanı Trump etnik temizlik hayalleri kuruyor. Gazze’de bebeklere, hastanelere, okullara karşı yürütülen soykırımın devam edeceğini, işlediği suçlardan dolayı her yerde aranan zanlıyla birlikte ilan etmiştir.

Bizler biliyoruz ki; Trump’ın bu açıklamaları siyasal ve sosyal bir algı oyunudur. Müttefiki İsrail’le birlikte Gazze kumlarındaki yenilgisini unutturmaya çalışmaya yönelik bir adımdır. Başta Amerika olmak üzere dünyanın süper güçleri, teknolojik ve lojistik tüm imkânlarını seferber ederek Gazze’nin masum bebeklerinin hepsini öldürmeye çalışmıştır.

ANFİDAP VE STK’LARIN GAZZE İÇİN CANHIRAŞ ÇABALARI

ANFİDAP ve STK’lar Türkiye çapında İsrail’in soykırımına karşı ne gibi etkinlikler gerçekleştirdi?

Türkiye’de İşgalci İsrail’e karşı bir öfke var. Bu öfke 7 Ekim Aksa Tufanı Harekatı’ndan sonra İsrail’in gerçekleştirdiği katliamlara karşı daha da arttı ve sokaklara taştı. Türkiye genelinde STK’lar İsrail ve ABD karşıtı eylemler organize ettiler. Küçük veya Büyük Gazze için Filistin için Mescidi Aksa’nın özgürlüğü için atılan bütün adımları ve organizasyonları yaptığı faaliyetler nedeniyle kutluyorum.

ANFİDAP Türkiye’de bir zoru başardı. Farklı görüşlerden Ulusal ve yerel faaliyet gösteren farklı görüşlerden 32 STK bütün farklılıklarını bir kenara bırakıp “İşgale ve İşgalcilere karşı, soykırıma karşı Filistin Halkı için ne yapabiliriz?” diyerek çözüm için kafa yordu. Her hafta Pazar günleri düzenli Sabah Namazı sonrası ortak basın açıklaması ve istişare toplantısı gerçekleştirdik.

İstişarede Platformumuzun geleceğe yönelik hedef ve stratejilerini, faaliyetlerini konuşup onu hafta içerisinde uygulamaya koyduk. Her eylem öncesi istişareler yapıldı ve birlikte nasıl başarılı olunabileceği üzerinde duruldu.

Ankara memur kentidir. Fazla yürüyüşlere ve bu tür etkinliklere alışık olmadığı halde 24 Aralık 2023 Tarihinde AKM Metrodan Tandoğan Meydanı’na kadar, yaklaşık 200 bin kişinin katılımıyla Büyük Filistin Yürüyüşünü gerçekleştirdik.

3 Ağustos 2024 tarihinde İsrail tarafından Şehit edilen Hamas Lideri İsmail Heniyye’nin çağrısı üzerine ABD Elçiliğine bir gecede yaklaşık 60 bin kişinin katılımı ile yürüyüş yaptık. ABD ve İşbirliklerini Zulme sessiz kalanları telin ettik.

6 Ekim 2024 tarihinde Kurtuluş Parkından Anadolu Meydanına Kadar yaklaşık 300 Bin Kişinin katılımıyla “Soykırıma İsyan, Filistin’e Destek Yürüyüşü” gerçekleştirdik.

Kocatepe Camiinden Sıhhiye Meydanına onlarca kez yaklaşık 30-40 bin kişinin katılımıyla İsrail’i protesto eylemleri yaptık. İnsan haklarına vurgu yaptık ve Gazze’de yaşayan insanların uğradığı hak ihlallerini gündemde tutmaya çalıştık.

Yahya Sinvar’ın şehadeti üzerine yürüyüş ve gıyabi cenaze namazlı kıldık.

2 Kasım 1917 yılında İsrail’in kurulması için yayınlanan Balfour Deklarasyonu’nu protesto için İngiltere Büyükelçiliği önünde eylem yaptık.

Yine konuyla ilgili ASBÜ ile birlikte konunun uzmanları akademisyen ve yazarlarla panel organize ettik.

Nekbe Günü nedeniyle yürüyüş ve basın açıklaması yaptık. ABD elçiliğini kuşatma altına aldık.

5 bin kişilik salonda Şehitler Gecesi yaptık...

Batı ülkeleri İsrail istisnacılığından vazgeçmeli

Gazze ve diğer mazlum bölgelerindeki insan hakları ihlalleri ve katliamları önlemek üzere dünya ne yapmalı?

Öncelikle batı ülkelerinin İsrail istisnacılığından vazgeçmesi ve uluslararası sözleşmeleri uygulaması gerekir. Başka ülkelere haram olan İsrail’e helal olmamalıdır. Siyonist İsrail gecikmeden soykırım suçunun cezasını görmelidir. Soykırımcı siyonist rejim devam ettiği müddetçe İsrail’e meşru devlet muamelesi yapılmamalıdır. İslam işbirliği teşkilatı aktif olarak birlikte hareket etmeli ve Gazze’nin imarı ve insani yardımlar konusunda inisiyatif almalıdır. İsrail’in tekrar Gazze’ye saldırısını önlemek için Gazze ve Batı Şeria’yı koruma gücü oluşturulmalıdır. Filistin dostu ülkeler İspanya, İrlanda, Brezilya gibi Müslüman olmayan ülkeler dahil bir araya gelerek grup oluşturmalı, BM İsrail’e yaptırım yapmazsa, İsrail’in BM üyeliğini iptal etmezse, BM üyeliğinden çekileceklerini deklare etmelilerdir. Medya aracılığıyla dünyada siyonistlerin insanlık için tehlikeli olduğu anlatılarak tüm dünyada İsrail’in soykırımcı nazi yüzü deşifre edilmelidir. Soykırıma katılan çifte vatandaşlar bu konuda duyarlı ülkelerde ve Türkiye’de yargılanması sağlanmalıdır. Katliama destek veren ürünlere Küresel bir boykot çağrısıyla vazgeçmeden uzun soluklu bir stratejiyle boykot uygulanmalıdır.

Ateşkes süreci geçtiğimiz günlerde tamamlandığında İsrail yardımların durdurulduğunu açıkladı. Ne İsrail, ne de duyarsız dünya bu süreçten hiçbir ders çıkarmamış gibi görünüyor ne dersiniz?

İşgalci İsrail ateşkes anlaşmasının birinci turu biterken ateşkes anlaşmasının ikinci turunun başlamasını engelleyerek, Refah sınır kapısını kapatarak insani yardımları durdurdu. Ateşkes sürecinde de maddelerin bir çoğuna uymayan İsrail, enkaz kaldırmak için iş makineleri ve 60 bin konteynır girecekti. Bunlara engel oldu ve çadırda yaşayan 14 çocuk donarak vefat etti. İsrail’in Gazze’ye yönelik insani yardımları durdurma kararı, uluslararası toplumda sadece uyarıyla geçiştiriliyor. Anlaşmanın garantör ülkeleri ABD, Mısır ve Katar İsrail’e bir yaptırım uygulamadığından ateşkes anlaşmasının geleceği riske girmiş durumdadır. Başta bölge ülkeleri olmak üzere uluslararası toplum İsrail’in ateşkesi ihlal eden tavırlarını engellemek ve yeni bir saldırganlığını önlemek için daha fazla çaba göstermelidir.

BOYKOTUN ETKİLİ OLMASI İÇİN DAHA FAZLA BİLİNÇ VE EYLEM GEREKLİ

İsrail ve siyonist ürünlerini boykot ülkemizde yeterli oranda uygulanabildi mi? Daha da yaygınlaşması için ne yapılabilirdi?

ANFİDAP Bünyesinde kurulan Boykot Çalışma grubumuz bu konuda çok titiz bir çalışma gerçekleştiriyor. Boykot Bilincinin artması için Konferanslar Paneller ve saha çalışması gerçekleştiriyor. Bazı marketlerin boykot ürünü içecek ürünlerini boykotu aşmak için yanında bedava olarak iftar sofralarımızda yer alan Ramazan pidesi vermesini gündeme getiren bir çalışması oldu. Siyonist Katliama Karşı Teknolojik Boykot konulu Panel OSTİM Teknik Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdi. Türkiye halkı gerekli hassasiyeti boykot için göstermekte fakat bu yetmez. Boykotun etkili olması için daha fazla bilinç ve eylem gerekli.

(Muhammet Kutlu -Yeni Akit)

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş