metrika yandex
  • $42.38
  • 49.23
  • GA41400

Sumud Filosu'nun Cesur Katılımcılarına Selâm Olsun

AHMET SEMİH TORUN
04.10.2025

Yağmurlar, Seller ve Çöpler…

Osmanlı Türkçesi'nde sel, su baskını ve akarsuların yataklarından taşmasına "Seylab" denmekte. Çocukluğumda selin gelişini çok gördüm. Selin gürültüsünü duyunca Çanakçı Deresi'ne koşar, Çilhane (Çilehane) Köprüsü'nden selin görünüşü dehşet vericiydi. Kocaman kayalar, ağaçlar, keresteler, kütükler, yılanlar, çıyanlar, bazen de hayvanların sele kapıldıklarına şahit olur, bakakalırdım. Selin dağ gibi gelişi hem ürkütür hem de cezbederdi. Dereden gürültüyle akan sel, ağırlıklarını parça parça bırakıp Kelkit Irmağı (Kelkit Çayı) ile buluşunca genelde üzerinde çer-çöp ve yüzen parçalar kalırdı.

Bir defasında selin geldiği esnada, Niksar Çilehane Camii'nde ikindi namazı kılıyorduk. Mihrapta rahmetli Said Hocam bulunuyordu. Cami ahşap olup Çanakçı Deresi'nin hemen yanında olduğundan sel ile gelen herşey doğrudan caminin taş duvarına vuruyor, cami şiddetle sarsılıyor, bu sarsıntıdan en çok mihrap etkileniyordu. Hamdolsun namazı tamamlamak nasip oldu. Yıllar sonra dere ıslah çalışmaları esnasında selin getirdiği bu devasa kayaları görenler hayretler içinde kalmışlardı. Sonradan dereye seli önleyici sekiler yapılıp bir kısmının üstü kapatıldı.

Dereye, neden "Çanakçı Deresi" demişler diye bir soru aklınıza gelirse hemen izah edeyim. Derler ki, Çanakçı Deresi'nin aktığı güzergâhta çanak-çömlek dükkânları varmış. İlk büyük sel geldiğinde dükkanları ve içindeki çanak ve çömlekleri almış götürmüş. Selin üzerinde yüzen çanakları görenler Çanakçı Deresi adını vermişler. Bu bir rivayet. Dere, ismini çevresinde bulunan çanak-çömlek imalat ve satış yeri olan dükkânlardan da almış olabilir.

Rasulullah Efendimiz; "Yabancı kavimlerin, yiyicilerin birbirlerini sofralarına dâvet ettiği gibi, birbirlerini sizin üzerinize çullanmaya çağıracakları zaman yakındır!” diye buyurunca orada bulunan sahabilerden birisi:

“O gün sayıca az mı olacağız da bu durum başımıza gelecek?” diye sordu.

Efendimiz: “Hayır, bilâkis o gün çok olacaksınız ancak sizler, bir selin getirip yığdığı çer-çöp gibi hiçbir ağırlığı olmayan kimseler durumunda bulunacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden sizin korkunuzu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!” diye buyurdular.

“Zaaf da nedir, ey Allâh’ın Rasûlü?” sorusuna Habîbullah;

“Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmama duygusu!” diye cevap verdi.

İslâm düşmanları, Müslümanları yok etmek için birbirlerini iş birliği yapmaya dâvet edeceklerdir. Zalimler; günümüzde olduğu gibi, Müslümanlara karşı ittifak kurup onların canlarına kastetmek, topraklarına göz dikip zenginliklerini sömürmek isteyeceklerdir. Onların buna cesaret etmelerinin asıl sebebi ise; Müslümanların azlığı değil, onların dünya nimetlerine aşırı düşkünlükleri olacaktır. Çünkü ölümden korkup dünyaya dalan kimse, fedakârlıklarda bulunamaz ve Allah yolunda yapması gereken mücadeleyi terk eder. Bunun sonucunda da Müslüman heybetini kaybeder ve dünyada en çok akıtılan kan Müslüman kanı olur. Bugün milyarlarca Müslüman var ama etkileri yok. Görünüşte bir avuç olan İsrail dünyaya kafa tutuyor. Öldürüyor, yakıp yıkıyor…

Osmanlı Devleti de birleşen zalim devletler tarafından yıkılmıştır. Bugün Müslümanların zenginlikleri, başta siyonistler olmak üzere zalimler tarafından yağmalanmakta. Mazlumların insani hakları yok sayılıp onlar ölüme terkedilmekte.

İnşallah en yakın zamanda yiğit; gafletten uyanacak, düştüğü yerden kalkacak ve haykıracak!

"Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem.
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!
Boğamasam da hiç olmazsa yanımdan kovarım

Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale

Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!

Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu
İrticanın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?"

Gençliğimde gördüğüm "Karamehmedler" imzalı bir karikatür çok dikkatimi çekmişti. Çocuklar oyunoynamakta. Birisi, "Ben Zagor", öbürüsü "Ben Tommiks" derken boyun atkısını başına sarık gibi saran bir çocuk da "Heeyt ulan, savulun bre!" diyerek elindeki sopayla havada daireler çiziyor. Çocukların hepsi kaçıyor. Sarıklı çocuğun sözü son derece mânidâr: "Ben de Osmanlı olayım dedim, oyunu bozdular."

Sumud insani yardım filosunun Gazze'ye ulaştığı ve filodakilerin çoğunun İsrailli caniler tarafından tutuklandığını öğrendik. Filoyu umutla bekleyen çocuklar vardı. Geçtiğimiz yıllarda İsrail, "Mavi Marmara Gemisi"ne müdahale etmiş, insanların bir kısmı şehit bir kısmı da gazi olmuştu. Bebek katili İsrail, şimdi buna cesaret edemedi ve tutuklama yoluna gitti. Bu saldırı, tarihe geçmiş kara bir leke olup tüm insanlığın ortak vicdanına yapılmıştır.

Sumud Filosu

İsrail hükümeti, insanlık suçu işlemekte. İlahi adalet tecelli edecek ve Filistin halkının verdiği mücadele zaferle sonuçlanacak inşallah. Zulüm karşısında sessiz kalmak, o suça ortak olmaktır. Dünyanın dört bir yanında yükselen protesto sesleri bu sessizliği bozmakta. 

Mücadele bitmedi, sonuna kadar devam! Sokakta giderken birçok insanın "Bir sabah gelecek, kardan aydınlık" ezgisini mırıldandığını duyuyoruz. Kafirler istese de istemese de Allah nurunu tamamlayacak. Hak gelecek, bâtıl yok olacak. Selin üzerindeki çer-çöp olmaya değil, önümüze kattığımız zalimleri yok edecek sel olmaya talibiz. Hepimiz üzerimize düşen görevleri yaparak İslâm'ı hayatımıza hâkim kılmalıyız.

Mazlumlara insani yardım ulaştırmak ve ambargoyu delmek için gayret eden "Küresel Sumud Filosu'nun" cesur ve sabırlı katılımcılarını cân ü gönülden destekler, sıkıntıların en yakın zamanda son bulmasını dileriz.

Sumud FilosuSumud Filosu

Alıkonulan filo katılımcıları bir an evvel serbest bırakılmalı ve İsrail aklını başına almalı. Yoksa tarih boyunca, zulmetmeleri neticesinde başlarına gelen sürgünleri tekrar yaşayacaklar. Tarihte bazı olaylar yapılan zulüm ve yanlışlar yüzünden tekrarlanır. Zulüm ebedi olmaz. Gecenin peşinden gündüz geldiği gibi inşallah karanlığın ardından da aydınlık gelir.

Gergin uykulardan, kör gecelerden
Bir sabah gelecek, kardan aydınlık!
Sonra düğüm düğüm bilmecelerden
Bir sabah gelecek, kardan aydanlık!
 

Vurulup ömrünün ilkbaharında
Kanından çiçekler açar yanında
Cümle şehitlerin omuzlarında
Bir sabah gelecek, kardan aydınlık!
 

Gökten yağmur yağmur yağacak renkler
Daha hoş kokacak otlar, çiçekler
Ardından bitmeyen mutlu gerçekler
Bir sabah gelecek, kardan aydınlık!
 

En yakın zamanda, kardan aydınlık bir sabah gelecek inşallah

Yorum Ekle
Yorumlar (2)
Halil | 10.10.2025 09:14
Eline sağlık, tekrar bizi maziyi hatırlattınız. Yaşayan ölüleri, hayat bulmaya çağırdınız. İnşaallah bu siyonizm zülmü bitecek, mazlumlar bir nefes alacak. Şer gördüklerimizde bir hayır vardır. Allah her şeyi bilen ve görendir.
Ali İlhan | 10.10.2025 07:49
Maşallah Barekellah. Amin. İnşallah.... Afiyet iniz hep ziyade olsun Teşekkür ederiz. Nice güzel yazılar ınızı okumak Niyeti ile Fi emanillah