Dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir akım almış başını gidiyor. Eğer devlet olarak önünü alamazsak bu akımlar bizi bitireceğe benziyor.
Bir yandan tütün ve alkol kullanımı. Yaşlısı genci, kadını erkeği, evde, okulda, kapalı olmayan her alanda sigara içiliyor. Sokaklar, caddeler, parklar, meydanlar sigara izmaritlerinden geçilmiyor. Okullara ve ibadethanelere 100 metre mesafeden sonra açılışına izin verilen alkol bayileri mahallelerde, köylerde, semtlerde mantar biter gibi bitiyor, çok miktarda da müşteri buluyor. Alkol ve sigara kullanma yaşı 10 yaşa inmiş durumda. Aklı başında vicdan sahibi insanların yüreğini sızlatan çocuk yaşta kullanıcılar.
Diğer yandan ortaokul seviyesine inen kız ve erkek arkadaş edinme alışkanlığı. Okullar, parklar, meydanlar, otobüs ve tramvay duraklarında ortaokul ve lise çağında gençlerimizin toplumun tüm değer yargılarını ve ahlaki değerlerini yok sayarcasına öpüşmeler, sarılmalar, sabahın erken vakitlerinde akşamın geç vakitlerinde sokaklarda izbe yerlerde birliktelikler.
Öte yandan Allah'ın yarattığı kadın ve erkek fıtratını yok etmek. Sözüm ona cinsiyet eşitliğini sağlamak adına sapık anlayışı yayma adına çalışan dernekler, kulüpler, sivil toplum kurumları, LGBT anlayışını yaygınlaştırma çalışmaları ve eşcinsel evlilik olayını hukuki zemine taşıma çalışmaları.
Bunların yanında ibadetsiz Müslümanlık ya da din anlayışını yaygınlaştırma çabaları, uyuşturucu madde üretimi ve kullanımını yaygınlaştırma çabaları. Nikahsız birliktelikler, evlilik kurumunu düşünmeme, çocuk sahibi olmama, günlük saatlik kiralık evlerde cinsi arzularını giderme alışkanlıkları.
Tüm bunlar cahil toplumlarda görüldüğünü bildiğimiz ama ne yazık ki son yıllarda kabul edelim ya da etmeyelim (Gerçeğin üstünü örtmek onu yok etmez) ülkemizde yaşanmakta olup içimizi sızlatan, vicdanımızı kanatan, yaşanmakta olan olaylardır.
Son yıllarda aileyi koruma, nesli koruma, fıtratı ve ahlakı koruma adı altında devlet ve sivil toplum kurumları olarak çabalar sarf edilse de istenen, beklenen sonuç bir türlü alınamamaktadır. Dünyanın süper gücü de olsak, kendi uçağımızı, uçak gemimizi de yapsak, bölgemizin ve dünyanın dokunulmaz devleti de olsak yaşanmakta olan bu tehlikeleri görmez ve yok edemezsek, durur diyemezsek bu bela bizi bitirir.
Devlet ve devlet kurumları, sivil toplum kurumları ve millet olarak birbirimizi yok saymak gafletine düşmeden ve yardımı Allah'tan isteyerek işe başlarsak bitmekten kurtuluruz inşallah.
Selam ve dua ile
Mustafa Atılgan ile Derkenar..
12.05.2024
Kibrin Mağlûbiyeti -3 | İlhan Akar
14.05.2024
Ali Kaçar ile Derkenar..
01.05.2024
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
Anne Sıcaklığı MUSTAFA ATILGAN 12.05.2024
Annesi Ölünce Büyür Çocuklar! AYTEN DURMUŞ 12.05.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
ŞEHİRLERİN ANNESİ YOK MU? Doç. Dr. MEHMET SAĞLAM 11.05.2024
Çığlık Doğudan, Cevap Batıdan DERVİŞ ARGUN 11.05.2024