Ankara'da Filistin için Küresel Eylem Günü..

Dünya genelinde "Küresel Eylem Günü - Global Action Day" olarak ilan edilen 17 Şubat'ta, Ankara'da işgalci ABD'nin Büyükelçiliği önünde bir yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi. Bu etkinlikle, Filistin'deki vahşi soykırıma dikkat çekildi ve uluslararası toplumun harekete geçmesi çağrısı yapıldı.

Ankara Filistin Dayanışma Platformu'nun öncülüğünde, başkentin Çankaya ilçesinde bulunan Tuğba Altınok Camii'nde toplanan Ankaralılar, ABD Büyükelçiliği önüne doğru yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş sırasında tekbirler ve sloganlar atılırken, bazı vatandaşlar gözyaşlarına boğuldu.

Basın açıklaması öncesinde yapılan konuşmalarda, kadınlar adına Yasemin Öğüt, sağlık çalışanları adına Ahmet Selçuk Çobanoğlu ve çocuklar adına İsmail Erdem Öztürk birer konuşma gerçekleştirdi. Öztürk, konuşmasını İngilizce olarak da yaparak uluslararası kamuoyuna seslendi.

MAZLUMDER Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Acar, Ankara Filistin Dayanışma Platformu adına yapılan basın açıklamasını okudu. Acar, İsrail'in Gazze'ye yönelik 133 gündür devam eden soykırımında, 28 binden fazla can kaybı olduğunu belirtti.

Bu kayıplar arasında 12 bin çocuk ve 8 bin kadının bulunduğuna vurgu yaptı. Ayrıca, 350'ye yakın sağlık çalışanı ve 126 gazetecinin hayatını kaybettiğine dikkat çekti.

İsrail'in, uluslararası kurumların ve dünya kamuoyunun çağrılarına rağmen katliamlarına devam ettiğini ifade eden Acar, uluslararası kurumların etkisizliğinin endişe verici olduğunu belirtti.

Acar, Batılı devletlerin İsrail'e destek vererek değerlerini ayaklar altına aldığını ve İslam ülkelerinin tutumunun tarihi bir utanç sayfası olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin İsrail ile olan ticari ve diplomatik ilişkilerini kesmesi çağrısında bulundu.

Uluslararası Adalet Divanı'na Güney Afrika'nın yanında davaya müdahil olmaya davet eden Acar, İsrail'de savaş suçu işlemiş yetkililer hakkında Türkiye'de dava açılmasını talep etti. Ayrıca, Amerika'nın İncirlik ve Kürecik üslerini kapatması çağrısında bulundu.

Acar, basın açıklamasını dünya genelindeki vahşi soykırımı durdurmak adına uluslararası toplumu ve kuruluşları harekete geçmeye çağırarak tamamladı.

Bu etkinlik, İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü soykırıma karşı bir ses olmayı amaçladı ve uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.

Basın açıklaması aşağıda verilmiştir:

İnsanlık ve Modern Tarihin En Korkunç Dönemlerinden Birini Yaşıyoruz

İşgalci, ırkçı İsrail rejiminin Gazze’ye karşı 133 gündür devam eden soykırımında tespit edilen can kaybı 28 bini aştı, enkaz altında olduğu tahmin edilen 7 bin kayıp da dahil edildiğinde 35 bine ulaşan can kaybı ile karşı karşıyayız.

Bu  kayıplar içinde hayatını kaybeden çocukların sayısı 12 bini, kadınların sayısı ise 8 bini geçti. 350’ye yakın sağlık çalışanı hayatını kaybederken, öldürülen gazeteci sayısı 126’ya ulaştı.

Gazze bu gün sadece katliamlarla değil aynı zamanda açlık ve salgın hastalıklarla da karşı karşıyadır.

Uluslararası Adalet Divanının kararına, Birleşmiş Milletler kararlarına, uluslararası kuruluşların ve dünyanın farklı coğrafyalarında meydanlarda gösteri yapan kamuoyunun çağrılarına rağmen İsrail; başta Amerika ve İngiltere olmak üzere batılı devletlerin himayesinde  katliamlarına ara vermeden devam etmektedir.

Modern tarihin en korkunç dönemlerinden birini yaşıyoruz. İsrail’in Gazze’ye yönelik, gözlerimiz önünde canlı yayında devam eden soykırımı karşısında uluslararası kurumların etkisizleştirilmiş olması, devletlerin sadece kendi çıkar ve hesaplarını güdüyor olması sadece Gazze için değil dünyamız ve insanlığın geleceği açısından da son derece endişe verici bir durumdur.

Batılı devletler; İsrail’in hastaneleri , bombalaması, kadın, çocuk ve sivilleri öldürmesi, insanlık dışı her türlü ambargo ve yerleşimci terörü karşısında sessizliğini koruyarak ve İsrail’e destek vererek bugüne kadar iddia ettikleri bütün değerleri ayaklar altına almış ve bütün inandırıcılıklarını yitirmişlerdir.

Maalesef bu insanlık dramı karşısında İslâm ülkelerinin tutumu ve durumu da tarihte bir utanç sayfası olarak yer alacaktır. İslâm ülkeleri kayda değer hiçbir şey yapmamış yada yapabileceklerinin çok azını yapmışlardır.

Bu çerçevede Türkiye’nin yaptıkları da beklenenin çok altında kalmıştır. Yaşanan bu kadar acıya rağmen, soykırıma varan katliamlara rağmen

İsrail ile olan ticaretin, petrol sevkiyatının devam etmesini, Türkiye limanlarından gemilerin İsrail’e  hiçbir şey olmamış gibi sevkiyata  devam ediyor olmasını hayret ve şaşkınlıkla izliyoruz.

 Tarihe, torunlarımıza utanmadan anlatamayacağımız anılar biriktiriyoruz.

Buradan Türkiye yetkililerine tekrardan İsrail ile her türlü ticari, diplomatik ilişkileri kesme çağrısı yapıyoruz.

Uluslararası Adalet Divanında Güney Afrika’nın yanında davaya müdahil olmaya davet ediyoruz. İsrail’de savaş suçu işlemiş yetkililer hakkında Türkiye’de açılmış davaların önünü açmaya, İsrail ordusunda askerlik yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hakkında vatandaşlıktan çıkarılma ve yargılanmalarını talep ediyoruz.

Amerika'nın İncirlik ve Kürecik üslerini kapatmaya davet ediyoruz.

Uluslararası alanda bölge ülkelerinin İsrail'i izole etmesi yalnızlaştırması için baskı oluşturmaya, bu kapsamda İsrail'e uçuşlar için hava sahasını kapatmaya davet ediyoruz.

Halkımızı İsrail’e karşı boykotu yılmadan devam ettirmeye davet ediyoruz.

Bugün, dünyanın doğusunda batısında vicdan sahibi onbinler, yüzbinler başka insanların acısını yüreklerinde hissederek İsrail katliamlarına karşı tepki gösteriyorlar.

İsrail soykırımının durması için mücadele eden, kendi devletlerini insani tavır almaya çağıran vicdanlı insanları buradan selamlıyoruz.

Yine zulme ve zalime hiçbir şekilde boyun eğmeden kıt imkanlarına rağmen İsrail’e karşı onurluca mücadele eden Gazze’nin yiğit evlatlarını da selamlıyoruz.

Bütün uluslararası kuruluşları ve dünya kamuoyunu hepimizin gözleri önünde devam eden bu vahşi soykırımı insanlık adına durdurmaya davet ediyoruz...

Ankara Filistin Dayanışma Platformu adına

Mazlumder Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi

Ramazan Acar