"Canım kurban olsun, senin yoluna
Adı güzel, kendi güzel Muhammed."
O, Allah’ın sevgilisi. Habîbullah. Âlemlerin efendisi. Başlarımızın tâcı, gönüllerimizin ilacı. Sevgililer sevgilisi. Kimsesizler kimsesi. Onu yâd etmek için aylar bile kâfi gelmez. Aşıklar onun aşkını ömür boyu gönlünde taşır. Onun aşkıyla yollara düşülür. Ağlayu ağlayu Sübhân’a erilir. Dillerde zikir tevbe kapısına varılır.
Allâh ü Teâlâ ile Rasûlullâh’ın isimleri; bazan yan yana, bazan da iç içe çeşitli mekânları süsler. Âşık mâşûkunu dilinden düşürmez. Mü’minler de her dem Allah ve Rasûlünü zikrederler. Her an Yüce Yaratıcı’nın gözetiminde olduklarını bilirler.
Habîb-i Kibriyâ Efendimiz, 12 Rabîulevvel pazartesi gecesi (pazarı pazartesiye bağlayan gece) cihânı şereflendirdi. Süleyman Çelebi, Vesîletü’n-Necât (Mevlid-i Şerif) adlı manzum eserinde Efendimizin doğum zamanını şöyle dile getirmekte:
“Ol Rabîulevvel âyı nicesi,
On ikinci gice isneyn gicesi.”
Mevlid, sözlük anlamı itibariyle “doğum zamanı, doğum yeri ve doğmak” manalarına gelmekte. Halk arasındaki teâmül dikkate alındığında ise Efendimizin doğum zamanı anlamında kullanılmakta. Mevlid adlı manzum eserler, Rasûlullah’ın doğum yıl dönümünde ve diğer dinî merasimlerde okunmakta.
Toplumumuzda mevlid; Mevlid Kandili başta olmak üzere mübarek gün ve gecelerde, vefat, doğum, anma, sünnet, askere gitme, beh, nişan, evlenme, hac vesair sebeplerle sevinç ve üzüntünün paylaşıldığı merasimlerde okunuyor. Kandil gecelerinde okunan mevlidlerde, kutlanan mübarek geceyle ilgili bahir ve tevşihler (Efendimizle ilgili ilahiler) ön plana çıkmakta ve dua kısmıyla noktalanmakta.
Okunan Kur’ân-ı Kerîmler, getirilen tekbir ve salavât-ı şerîfeler gönülleri etkilemekte. Salat ü selâmlar esnasında ellerin kalplerin üstüne konması, Velâdet Bahri’nin sonuna doğru onun doğumuna hürmeten ayağa kalkılması Nebiyyullah’a olan aşktan kaynaklanmakta.
En meşhur mevlid, Süleyman Çelebi’nin 1409 senesinde aşkla yazdığı Vesîletü’n-Necât adlı eseri. Bu eserdeki şiirsel ifadeler samimi bir üslup ile ele alınmış. İslâm dünyasında Arapça, Farsça, Çerkesçe, Kürtçe, Boşnakça, Zazaca olmak üzere pek çok dilde mevlidler telif edilmiş.
Fatımîler, Eyyûbiler ve Memlükler döneminde Mevlid-i Nebi ile ilgili çeşitli kutlamalar tertip edilmiş. Özellikle Salahaddin Eyyûbî’nin kayınbiraderi Erbil Atabeyi Muzafferüddin Kökböri, Mevlid-i Nebi’ye değer vererek büyük törenlerle kutlarmış.
Osmanlı Devleti’nde mevlid merasimleri resmen III. Murad döneminde 1588 yılında başlamış olmakla beraber önceden de bu törenler yapılmaktaydı. Balkanlar’ın fethiyle birlikte bu coğrafyada da mevlid merasimleri yapılmaya başlandı.
Sultan Ahmed Camii’ndeki kutlamalarda padişah başkanlığındaki resmî erkân ve ulema resmî kıyafetleriyle hazır bulunurdu. Ayasofya ve Hamidiye başta olmak üzere camilerde yapılan Mevlid Kandili programlarına, halkın yanı sıra âlimler ve devlet erkânı da katılmaktaydı. Her taraf kandillerle donatıldığından mübarek gecelere “Kandil gecesi” denmeye başlandı.
Padişahlar Mevlid Kandili’ni önemserdi. Muhtaçlar, talebeler ve memurlar gözetilirdi. Atılan toplar, yapılan şehrâyin, fakirlere dağıtılan paralar, memurlara verilen ek maaşlar, dağıtılan hediye ve şekerler bu mübarek gecenin önemini vurgulamak içindi.
Mevlid programları, camilerin dışında “Kız Sanayi Mektebi” gibi bazı mekteplerde de yapılmakta ve padişah tarafından mektep talebesine hediyeler dağıtılmaktaydı. Hamidiye Mektebi gibi bazı mekteplerin açılışının kandil gününe denk getirilmesi ise yine Rasûlullah Efendimiz’e duyulan sevgiyi yansıtıyordu.
Mevlid-i Nebi sebebiyle mahkumlar da gözetilirdi. Genellikle mukaddesata sövme, adam öldürme, ırza tecavüz gibi büyük suçu olmayanlardan cezasının 2/3 ünü çekmiş olanların kalan cezaları iki cihan güneşi Efendimizin hatırına affedilirdi.
Mevlid kutlaması 1910 yılından itibaren resmî bayramlara dahil edildiyse de Cumhuriyet’in ilânından sonra kaldırılmış. Günümüzde Mevlid-i Nebi, Suudi Arabistan hariç Kuzey Afrika’dan Endonezya’ya kadar İslâm ülkelerinde resmî veya gayri resmî olarak kutlanmakta.
Kafkaslarda bulunan Müslümanların bazıları Rabîulevvel ayının tamamında Peygamber Efendimizi anıyorlar. Mevlid Kandili Gazze’de de çocukların ilahileriyle yâd edildi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de Mevlid Kandili 1960’lardan bu yana resmî tatil. 2013 yılında KKTC’de bulunduğum sırada Mevlid Kandili’nin tatil olduğu söylendiğinde şaşırmıştım.
Türkiye’de “Mevlid Kandili” asırlardır 12 Rabîulevvel’de cami merkezli olarak yâd edilmekte. 1989 yılında “Kutlu Doğum” adıyla başlatılan etkinlikler daha sonraları milâdî takvim esas alınarak camilerin dışındaki mekânlarda düzenlenmeye başlandı. Halk, Mevlid Kandili’ni camilerde ihya ederken çeşitli mekânlarda yapılan kutlu doğum programlarına da katılmaktaydı.
Miladi takvime göre Nisan ayında yapılan kutlu doğum etkinliklerini Mevlid Kandili programları yerine geçirmek ve milletin kafasını karıştırmak isteyen kesimler oldu. 2017 yılında haftanın adı “Mevlid-i Nebî Haftası” olarak, kutlama tarihleri de hicrî takvime göre Rabîulevvel ayının 12’sinde başlayacak şekilde değiştirildi. Günümüzde de Mevlid-i Nebi Haftası hicri takvim esas alınarak kutlanmakta.
Mevlid kutlamalarını tenkit eden bazı alimlerler olduğu gibi Efendimizin dünyaya gelmesi sebebiyle sevinmenin, muhtaçlara yardımda bulunmanın, onu metheden şiirler okumanın, güzel elbiseler giyerek sevinç gösterisinde bulunmanın sevap kazanmaya sebep olduğunu bildiren ve bu konuda çeşitli deliller ortaya koyan İbnü’l-Cezerî, İbn-i Hacer el-Askalânî, Celâleddin es-Süyûtî gibi alimler de vardır.
Mevlid’in Velâdet Bahri’nde geçen kutlu doğumla ilgili mısralardan bazıları şu şekilde:
Dediler; oğlun gibi hiçbir oğul,
Yâradılâlı cihân gelmiş değil.
(Dediler ki, cihan yaratılalı oğlun gibi bir çocuk dünyaya gelmiş değil.)
….
Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır.
Bu gelen tevhîd ü irfân kânıdır.
Bu gice ol gicedir kim, ol şerîf
Nûr ile âlemleri eyler latîf
(Bu doğan, Allah tarafından bahşedilen ledün ilminin sultanı olup tevhid ve irfanın menbaıdır. /Bu gece öyle bir gece ki, Muhammed’in nuruyla âlemlerin aydınlandığı hoş bir gece.)
…
Rahmeten li’l-âlemindir Mustafâ
Hem şefîu’l-müznibîndir Mustafa
(Âlemlere rahmet, hem de günahkârlara şefaatçıdır Mustafâ [Sallallâhü aleyhi ve sellem.])
…
Doğdu ol sâatde ol sultân-ı dîn.
Nûra garkoldu semâvât ü zemîn.
(O anda doğdu dinin sultanı. Yer ve gökler nurla aydınlandı.)
İnsanlar, kendi mutluluğu için âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamberi tanımalı ve onun yolundan gitmeli. O, tek önder. O, kıyamete kadar ümmetine ışık tutacak son peygamber. Ona salât ü selâm gönder.
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Rasûlallah. Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Habîballah. Essalâtü vesselâmü aleyke yâ seyyide’l-evvelîne ve’l-âhirîn.
Lübnan sınırında ilk sıcak temas
02.10.2024
Tel Aviv'de operasyon
01.10.2024
İran, İsrail'i Vurdu
01.10.2024
Husiler, ABD SİHA'sını düşürdü
01.10.2024
Tebaa ve İtizalciler | Muharrem Balcı
11.09.2024
Allah Var! Gam Yok! AHMET SEMİH TORUN 01.10.2024
my body my decision MUSTAFA AKMEŞE 03.10.2024
İktidar ve Toplum YUSUF YAVUZYILMAZ 05.10.2024
MUHAFAZAKÂRLIK MEHMET YAVUZ AY 12.09.2024
SEVGİLİ AYŞENUR MÜSAADEN OLURSA… ESRA DURU 12.09.2024