Güzelleme-8
Dostluk Üzerine Güzelleme…
Abdulaziz Tantik
Dostluk, nedensizlik üzerine kurulu somut bir duygusallık zeminidir…
En büyük dost Mevla’dır. Bir yaratma faaliyeti ve yaratılmış insan ile ilişkisi bağlamında, özellikle mümin kulların Elçi ile birlikte dost olarak tanımlanması, dostluğun üzerinde bulunduğu zemini ifşa eder. Yaratma bir ilgi ile başlıyorsa sonu dostluğa varan bir düzlemin varlığını kaim kılar. İnsan ise bu ilgiye teslimiyet ile cevap vererek nedensizliğe ulaşır ve hayatını dostluğun en güzel simgesi olan duaya dönüştürür. İlahi yolculuk dua ile taçlandığı zaman bir insani düzlemi işaret eder…
Dostluk, ilgili olmaklıktır…
İnsan ilgi ile etrafına baktığı zaman bir farkındalık kazanır. Fark etmenin fark yaratmak olduğunu kavrar, kendi varlığının biricikliğini algı düzleminde anlamlandırarak yaratılışa katılır. Allah ‘her an bir iş ve oluş üzere’ ise sürekli bir ilgi üzere olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. İnsan da tabii olarak ilgi üzere varlık, eşya ve Allah ile ilişkisini konumlandırmalı ki adalet ve merhamet üzere bir yaşamı kazanma hakkı oluşsun. Böylece fark üzerinden eşyayı ve varlığı tanıma, tanımlama ve tamamlama zeminini kazanarak ilahi yolculuk da kolaylık kazansın…
Dostluk, sevgiyi içselleştirerek hem seven ve hem de sevilen olmaklıktır…
İnsan sevgiyi içselleştirdiği zaman hayatı kendi anlamı içinde algılayarak varlığını sevgiyle bütünleştirir ve böylece selam yurdunu kendi nisbi gücü çerçevesinde dünyaya taşımış olur. İnsan hem sevilmeyi ve hem sevmeyi kendi tamlığı içinde yaşayarak o tecrübe üzerinden Allah ile ilişkisini sahih ve sağlam bir çizgiye taşıyabilir. Selamın ontolojik ve epistemolojik zeminini inşa etmesi ancak karşılıklı sevginin yoğunluğu ile ilişkili bir durumdur. Bu çerçeve içinde sevilmek ve sevmek bizatihi ilahi sevginin doğasına yönelik tecrübe edinmenin bir imkânı olur…
Dostluk paylaşımdır…
Negatif anlamda paylaşmak bir eksilmek olarak tanımlanabilir. Bu yanlış bir algıdır. Ancak tam tersi anlamda paylaşmak çoğalmaktır ve dostluk çerçevesinde olduğu zaman bizzat somut bir durum olarak da gözlemlenebilir. Paylaşmak çoğalmaksa, burada insanın varlığının varlığa katılımının ilkesini öğrenmiş oluyoruz: Tüm varlık isteyerek Allah’a yönelmekteyken insan bunu iradi olarak gerçekleştirir. Böylece O’nun dostluğunu kazanan yegâne varlık olarak tezahür etmiş olur…
Dostluk bir sığınaktır…
İnsan hayat karşısında aciz olduğu durumlar yaşar. Bu durumda sığınılacak bir liman arayışı kendini dayatır. Eğer bir dostluğu yaşıyorsa bu onun için bir sorun olmayacaktır. Dostunun yüreğinde ona ayrılmış kocaman bir mekân ve zaman bulacaktır. Böylece orada sükûnet bularak yeniden bir hamle yapabilmenin imkânını elde eder. Hayatın yoğunluğunda bunalan insanın bir nefes alma ihtiyacı sıcak, serinletici ve yumuşak bir dost sesi, yüreği ve kalbidir. Dostunun sevgisinde eriyerek sertliğini yumuşaklığa terk eder. Böylece dostunun sevgisinden aldığı güçle yeniden hayata tutunmanın kolaylığını elde eder…
Dost, olumlu karşıtlığımızdır, tıpkı ayna gibi…
İnsan kendisine ilgili ve sevgili bir başka ben ile yaşamaktan büyük bir haz alır. Dost bu ikinci bendir. Çünkü dostluğu kazanmak öyle kolay değildir. Dost olabilmek ve dost kalabilmek büyük bir paylaşımı, sevgiyi oluşturabilmek, gerektiğinde nedensizlik içinde karşılıklı ilişkiyi derinleştirmekle alakalıdır. Bu da yoğun bir çaba ve arzuyu ister… Buna vakti ve gücü olmayan dost olamaz ve kazanamaz da… O yüzden dostluğu sürdürebilmek aynı zamanda diğerkâm olabilmenin ve fedakârlık yapabilmenin olmazsa olmaz şartıdır…
İşte bu çerçeve içinde dostluğu kazanan kişi, kendisinin ikizini oluşturmuş olur. Tıpkı kendisine yönelmiş gibi rahatlıkla dostuna yönelebilir. Kendisinden istediği gibi dostundan isteyebilir ve kendine sığındığı gibi dostuna sığınabilir…
Dost yaşamın tadıdır…
İnsan tek başına bir güzellik, olağanüstü bir deneyim, bir ayrılık, hüzün vb. ile karşılaştığında paylaşacağı birini arar. Şu ne güzel bir sözdür: Sevgi paylaşılarak çoğaltılır, acı ise paylaşılarak azaltılır… İnsan güzelliği de kötülüğü de yaşadığında yanında birilerini bulmak ister. Çünkü yalnızlık bu noktada olumsuz bir durumu içerir. Çok sevindiğinizde eğer birini buna tanık kılamıyorsanız, o olayı yaşamamış gibisinizdir. Bir acıyı, zor bir deneyimi yaşarken yine birilerine anlatamadığınız zaman üzerinize bir karabasan gibi çöker. Her iki durumda da paylaşmak insanı hayata tutundurur. Özellikle de sevgiye tanık kılmak insanı daha da mutlu eder. Çünkü mutluluk ancak birileri ile paylaştıkça artar. Fakat bu paylaşım bir dostluk içerisinde olduğunda hakikaten unutulmayacak bir anın resme dönüşünü sağlar. Ve bu portre ile hayatın diğer anlarında da süreklileştirilmiş bir anı oluşturulabilir…
Dostluk, vermenin ve almanın coşkuya dönüşmesidir…
Bir insan bir şeyi verirken de alırken de aslında ciddi anlamda sıkıntı duyar. Verirken de rahat olamaz, alırken de! Bazı insanlar çalıştığı işin bedelini bile alırken rahat olamazlar. Bu paylaşım insanı biraz zorlar… ama bir dost ile ise bu çok kolay olur. Hem bir dosta verirken rahatsınız; bir yanlış anlama olamaz, hem de alırken aynı rahatlığı yaşarsınız ki bu size sonradan bir minnete dönüşmeyecektir. Çünkü dostluğun doğasında nedensizlik vardır ve minnete asla yer yoktur. Minnete dönüşecek şey, dostluğu bitirecek olan şeydir…
Dostluk bir keyif ve temaşa zevkidir…
Bir ayetin bir ayeti seyrederken aldığı keyif gibidir. Dost dostun gözlerinde yitip gider ve sonsuzluğa kapı aralar. Dostunu temaşa ederek en güzel bir resmin karşısında duyduğu heyecanı duyarak temaşanın zevkini tadar. Bazen yüreğinde büyük bir mutluluk tadar. Bazen gözlerinde kendini gözlemleyerek temaşa eder. Bazen de varlığında kendi varlığını hiçleyerek yokluğun derin hazzını kavrar. Dostluk, tekilliği çokluğa irca ederek bütünlüğün kapısını aralarken bir tamlığın ne olduğunu deneyimiyle varlığa katılımın coşkulu şuurunu kazandırır. Böylece vahdetin ne olduğunu ancak dost olan deneyimler…
Devam Edecek
Lübnan sınırında ilk sıcak temas
02.10.2024
Tel Aviv'de operasyon
01.10.2024
İran, İsrail'i Vurdu
01.10.2024
Husiler, ABD SİHA'sını düşürdü
01.10.2024
Tebaa ve İtizalciler | Muharrem Balcı
11.09.2024
Allah Var! Gam Yok! AHMET SEMİH TORUN 01.10.2024
my body my decision MUSTAFA AKMEŞE 03.10.2024
İktidar ve Toplum YUSUF YAVUZYILMAZ 05.10.2024
MUHAFAZAKÂRLIK MEHMET YAVUZ AY 12.09.2024
SEVGİLİ AYŞENUR MÜSAADEN OLURSA… ESRA DURU 12.09.2024