metrika yandex
  • $32.44
  • 34.76
  • GA18240

Haberler / Yorum - Analiz

SIĞINMACI OLMANIN DAYANILMAZ SANCISI- Ahmet TAŞ

19.11.2020

Sığınmacı, değişik sebeplerle isteği dışında ülkesi ya da memleketinden ayrılarak güvenli bulduğu bir ülkeye yerleşen, sığınan insan demektir. Azerbaycan'da bu durumda olan insanlara kaçkın deniyor.

Azerbaycan'da ki tabirle Türkiye'de 6 milyon civarında kaçkın var. Azerbaycan sınırları içinde de 1,5 milyon Karabağlı kaçkın var. Bu kaçkınlar 28 yıl önce Ermenilerin Karabağ’ı zorla işgal etmeleri sonucu hayatlarını kurtarmak için köyünü, kentini terk etmek zorunda kalan kaçkınlardır.

Azerbaycan meclisinde Karabağlı kadın milletvekili bağırıyordu. “Ben artık kaçkın değilim; artık benim topraklarım hür ve ben oralıyım.” Diye. Bu sözler bize kaçkınlığın, sığınmacılığın acılarla mahcubiyet ve mecburiyetle dolu zor bir hayat olduğunu ortaya koyuyor. Öyle ya dilini, kültürünü bilmediğin bir ülkeye canını kurtarmak, hayatta kalmak için sığınacaksın. Tüm zorluklara mahrumiyetlere, dışlanmışlıklara katlanmak zorunda kalacaksın. Zor ve tahammülü kolay olmayan bir hayat doğrusu.

Geçen günlerde Kayseri Şehir Hastanesinde hanımı kanamalı ve zor bir doğum yapan Suriyeli Muhammed Arefe feryat ediyordu. “Karımı darp ettiler, işkence yaptılar, saatlerce kan revan içinde kaldı.” Diye. Acılı Muhammed'in sosyal medyada paylaşılan videosunu gören birçok insan da olayın iç yüzünü araştırmadan olaya tepki gösterip şehir hastanesi yönetimi ve doğum bölümü personelini linç etmeye kalkıştı. İnsani refleks olarak haksız da sayılmazlar.

Mazlumder şube başkanı sıfatıyla ben ve yönetim kurulu üyemiz Uğur Dursun Bey ile olayın aslını öğrenip adaletsiz ve yanlış bir karar vermemek için durumla ilgili Kayseri Valisi, İl Sağlık Müdürü, Sağlık Sen Kayseri Şubesi ve Şehir Hastanesi yönetimi nezdinde görüşme ve yazışmalarda bulunduk. Son olarak da hastanın eşi Muhammed Arefe ile bir görüşme yaptık.

Suriyeli Muhammed, eşinin doğumu için şehir hastanesine müracaat etmiş. Hastanın Türkçe bilmemesi ve kültür farklılığı sebebiyle doğumu yaptıran uzmanların direktiflerine olumlu cevap verememiş doğum da kanamalı ve zor olmuş. Bunu öğrenen Muhammed de hanımının darp edildiği, uzun süre kanamasına müdahale edilmediği kanaatine varıp sonucu beklemeden sitemini videoya çekip sosyal medyada paylaşmış.

Sosyal medyada videoyu seyreden birçok sivil toplum kuruluşu ve insan hakları kuruluşları da haklı olarak feryada kulak verip olayın soruşturulması ve varsa ihmali olan personelin cezalandırılmasını istediler.

Önyargısız ve adaletle olayları takip etmeye çalışan Mazlumder yetkilileri olarak bizlerde Valilik, Sağlık Müdürlüğü, Sağlık çalışanları sendikası ve hastane yönetimi nezdinde yaptığımız araştırma ve baba Muhammed Arefe ile yaptığımız görüşmelerde olayla ilgili şu sonuca ulaştık.

Suriyeli kadına Kayseri Şehir Hastanesi'ndeki doğum ameliyatında herhangi bir darp ve kötü muamele yapılmamıştır. Hastanın Türkçe bilmemesi ve kültür farklılığı sebebiyle doğumu yaptıran uzmanların tavsiye ve taleplerine uyamaması doğumu zor ve kanamalı hale getirmiştir. Uzmanların çabaları ile kanama durdurulmuş, anne ve çocuğun durumu iyi olup taburcu edilmişlerdir. Baba da acele ile yaptığı feryadından pişmanlık duymuş Türkiye devleti ve Şehir Hastanesi'ne teşekkürlerini bildirmiştir.

Sonuçta sığınmacı, sığıntı, kaçkın olmak birçok mahrumiyeti yaşamaya sebep olan zor bir hayat olup dayanılmaz bir sancıdır. Allah, hiçbir insana bu mahrumiyeti tattırmasın. Sığınmacının sığınmak zorunda kaldığı insanlara da onları anlamayı ve onlara yardımcı olmayı nasip etsin.

 Selam ve dua ile

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
Abdullah Piroğlu | 19.11.2020 18:57
Öncelikle son paragrafınıza AMİN diyerek başlamak istiyorum. Kayseri Mazlumder olarak doğru olanı yapmışsınız tebrik ederim. Keşke herkes sosyal medyada gördüğü, duyduğu şeylere hemen inanmayıp önce işin aslını araştırmayı bilse. Ama malesef nerdeeee... İşin diğer boyutuna gelince; Bahsettiğiniz sığınmacı şahıs işin aslını astarını öğrenmeden nasıl bu kadar fevri hareket edebiliyor? diye sorduğumuzda malesef had bilmezlik çıkıyor karşımıza. bir adım ötesi ise nankörlük. Elbette hepsi böyle demiyorum ama üzülerek gördüğümüz bir gerçek var ki o da çoğunluğun böyle olduğu. Umarım sığınmacı meselesi en kısa zamanda, sosyal bir patlamaya sebebiyet vermeden hakkaniyet esasları çerçevesinde çözüme kavuşturulur.