Ukrayna sorunun kökenleri Sovyetlerin dağılışından sonraki sürece kadar gider. Bugün Rusya tarafından işgal edilen Ukrayna sorununu, farklı açılardan anlamak istedik. Bu kapsamda dış gelişmeleri yakından takip eden dış politika uzmanı Araştırmacı - Yazar Mehmet BEYHAN ile Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini ve sonrasında yaşanabilecek olayları, Başta ABD olmak üzere, Türkiye ve AB devletlerinin tutumunu konuştuk.
Fuat Taşcı-Hertaraf Haber
Mehmet Bey, Ukrayna konusunu ana hatlarıyla bize bir çerçeve çizer misiniz?
-Öncelikle ilginize teşekkür ederim. Ukrayna gerek jeopolitik gerekse jeostratejik açısından oldukça önemli bir coğrafi konuma sahiptir. Ukrayna, konumu ile ön plana çıkmış ve tarihsel süreçte Rusya’nın nüfuz alanı içerisinde bulunmuştu. Günümüzde de Avrupa’ya ulaşan enerji yolları güvenliği açısından, uluslararası güç dengeleri için ayrı bir anlam barındırmaktadır.
Dolayısıyla Ukrayna’nın bazı kesimlerince desteklenen ve istenen Avrupa bütünleşmesine giden yolu, Putin’in ‘’yeniden güçlü Rusya’’ hedefine aykırı bulunduğu için Moskova’yı oldukça rahatsız etmişti. Bunu gerek Devlet Başkanı Putin gerekse Rus stratejistleri her fırsata dile getirdiler. Ancak Batı’nın vaatlerine kanan Ukrayna yönetimi, hepimizin üzülerek izlediği saldırılara muhatap olmuştur.
Putin’in politikalarındaki jeopolitik seçenekler açıkça görülmektedir. Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan’ı içine alan Güney Kafkasya, Rusya için jeopolitik bir eksendir. Ancak Ukrayna bu eksen için kilit bir konumdadır. Başka bir gücün bu bölgede rol oynaması Rusya’nın işine gelmez.
Tam olarak kim ne istiyor?
-Rusya, Ukrayna’yı doğal uzantısı olarak görüyor ve kendi kontrolünde kalmasını istiyor. Temel amacı da Batı tehdidini uzaklaştırmak ve Ukrayna üzerinden Batı’yı çevrelemektir. Batı ise, Ukrayna üzerinde Doğu’yu çevrelemek ve Avrasya’ya hâkim olmak istiyor. Dışarıdan Ukrayna’ya bakınca, iki ihtiraslı gücün bir mücadele alanı hâline geldiğini görüyoruz. Eğer bir benzetme ile ifade edecek olursak Ukrayna, iki filin üzerinde tepiştiği çimen gibi ezilmektedir ve ne yazık ki olan masum insanlara olmaktadır.
Neden işgal şimdi?
Bunun birçok nedeni olabilir. Ama görebildiğim kadarıyla özellikle üç neden belirleyici olmuştur. Bunlardan ilki Avrupa’da ufku açık liderlerin olmayışıdır. Mevcut Alman Başbakanı Olaf Scholz yeni olduğu için çok fazla tanımıyorum ancak bugün Avrupa’da Merkel çapında lider bulunmuyor. İkincisi, kovid 19’un neden olduğu ekonomik kriz tüm dünyayı sarsmıştır. Tedarik zinciri arza cevap vermediği bir zamanda işgalin zamanlamasında belirleyici olmuştur. Üçüncüsü, askerî açıdan Rusya’nın çekinebileceği başat ülke ABD’dir. Ancak ABD’nin Joe Biden gibi çapsız bir Başkan tarafından idare edilmiş olması Putin’in Ukrayna’yı işgal etmesini cesaretlendirmiştir. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye NATO üyesi ve Karadeniz’e en uzun kıyısı olan ülke olmasına rağmen, Biden Türkiye’yle hiç konuşmadı bu süreçte. Ama Karadeniz’le hiç ilgisi olmayan Fransa ile konuştu. Macron’un Putin tarafından nasıl karşılandığını ve nasıl rezil ettiğini bütün dünya gördü. Ancak rezil olan sadece Fransa olmadı onu oraya gönderen ABD’de rezil oldu aslında. Bunun gibi daha birçok örnek var. Bütün bunlar gösteriyor ki Biden jeopolitik okuma yeteneği son derece zayıf bir Başkan.
Ancak ABD kurumsal bir devlet olduğu hep söylenir bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Evet ABD’de kurumsal bir devlet yapısı olduğu doğrudur. Ancak bir devlet ne kadar kurumsal bir yapıya sahip olursa olsun, sonuçta liderin karakteristik özelliklerinin rengi kararlara yansır. Liderler tamamen etkisiz eleman olmadıklarını geçmişte de günümüzde de ve bu örnekte de bir kez daha görüyoruz.
Rusya Ukrayna’yı kendi kontrolüne almayı başarırsa ne olur?
Rusya, başarılı olursa bunun siyasi sonuçlarını hem bölgesel hem küresel çapta göreceğiz. Bir kere Avrupa Rusya karşısında kendini daha savunmasız hissedecektir. Kendi güvenliğini kurma düşüncesi daha sık gündeme gelebilir. Bu da Avrupa ile ABD arasında var olan gerginlik daha da artabilir. Bu işin bir boyuttu. Ancak Rusya’nın Ukrayna’da başarılı olması durumunda Avrupa’daki milliyetçi çevreleri güçlendirebilir. Milliyetçiliğin güçlenmesi, hem Avrupa’da Yaşayan Müslümanlara yönelik şiddetin artmasına hem de Avrupa Birliği’nin geleceğinin daha çok tartışılmasına neden olabilir.
Neden?
Çünkü Avrupa’daki milliyetçi çevrelerin tamamı Avrupa Birliğine tamamı Müslümanlara ve yabancılara karşıdır. Bütün bunlara bölgesel sonuçlar diyebiliriz. Bir de işin küresel sonuçları olacaktır. Ukrayna Rusya’nın kontrolüne girmesi durumunda bu iş Ukrayna ile sınırlı kalmayacaktır. Rusya, Akdeniz’e, Kafkasya ve Orta Asya’ya daha çok yoğunlaşacaktır. Bu da Türk-Rus ilişkilerinin geleceği açısından üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur.
Son olarak Türkiye’nin pozisyonunu nasıl görüyorsunuz?
Bu savaşın zararlı sonuçlarını en çok görecek ülkelerden sonra Türkiye’dir. Çünkü Türkiye’nin her iki ülkeyle çok yönlü ilişkileri ve anlaşmaları mevcuttur. Bu nedenle Türkiye denge politikası izliyor ki bana göre doğru bir strateji izliyor. Olaylar hâlâ devam ediyor, önümüzdeki süreçte daha sağlıklı yorumlar yapabiliriz. Gelişmeleri dikkatle takip etmeye devam edeceğiz.
Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Bende sizin şahsınızda ‘’hertaraf.com’’ yönetimine teşekkür eder, sevgi ve saygıyla selamlarım.
Lübnan sınırında ilk sıcak temas
02.10.2024
Tel Aviv'de operasyon
01.10.2024
İran, İsrail'i Vurdu
01.10.2024
Husiler, ABD SİHA'sını düşürdü
01.10.2024
Tebaa ve İtizalciler | Muharrem Balcı
11.09.2024
Allah Var! Gam Yok! AHMET SEMİH TORUN 01.10.2024
my body my decision MUSTAFA AKMEŞE 03.10.2024
İktidar ve Toplum YUSUF YAVUZYILMAZ 05.10.2024
MUHAFAZAKÂRLIK MEHMET YAVUZ AY 12.09.2024
SEVGİLİ AYŞENUR MÜSAADEN OLURSA… ESRA DURU 12.09.2024