"Dil, varlığın evidir" denir. İnsan, varlıklarla, kelime ve kavramların taşıdığı anlam dünyası üzerinden ilişki kurar. Zihin de onlar üzerinden düşünür. Buradan hareketle, "Arapça, İslam'ın ve müslüman zihnin evidir" diyebiliriz. Zihniyet değişimi genellikle, kavramların bağlamlarının çözülmesiyle ya da bugünlerde İslâmî kavramların başına geldiği gibi, başka bağlamların içinde anlamlandırmaya çalışmakla başlar.
Eğer müslümanlar, inandıkları dinin muradına sadık kalarak düşünmek ve bu düşünceye uygun amelde bulunmak istiyorlarsa, anlam dünyaları kendi dinlerinin dili tarafından belirlenmiş kelime ve kavramlar üzerinden düşünmelidirler. Dünyaya müslümanca bakabilmenin ön şartı budur. Öte yandan, eğer kavramların anlam dünyalarına müdahale eder ya da, bugünlerde olduğu gibi, onları başka bağlamların içine taşıyarak, kendilerine oradan anlam çıkarmaya çalışırsak, sürdürdüğümüz düşünce faaliyeti İslam'ın muradına göre değil, hâkim bağlamın belirlediği amaca göre cereyan eder.
Dinimizin dilinden giderek kopmaktayız. Bunu, görmediğimiz tahsile, beslendigimiz bilgi biçimine, hâkim ideolojilere, iletişim teknolojilerine ve başka sebeplere bağlayabiliriz. Buradaki esas önemli husus, bu din dilini temsil eden, meselelere onun dünyasından bakan bir ilim geleneğinin olmamasıdır.
İslâmî bir "dil", Kur'an temellidir ve ancak Kur'an ilimlerinin inkişafıyla; bu da ancak, kendine ait bir bilgi elde etme yolu olan "usûl" ile mümkündür. Başkalarına ait yöntemlerle İslâmî bir bilgi elde edilemez. İslam, "isim/tanı koyucu" olmalıdır. Başkalarının isim koyup anlamlandırdıklarına, İslam'da bir karşılık aramaktan vazgeçmeliyiz.
Her bilgi veya açıklama modeli, kendisine ait usullere, kavramlara ve bu kavramların bağlamlarına sahiptir.
Öte yandan, her bilgi biçimi, kendisine ait bir gaye ve gelecek tasarımı ihtiva eder; yetiştirmek istediği insan modeliyle kendini ortaya koyar. Modern bilgiyi üreten ve temsil edenler entelektüellerdir. İslam'da ise bunlar alimlerdir. Âlimler, hâsıl ettikleri bilgiyi hem uygulayarak örneklik yapar, hem de topluma önderlik ederler. Onlar bundan dolayı Peygamberler'in varisleridirler.
(Abdurrahman Arslan)
Abdulaziz Tantik ile Derkenar…
15.04.2024
Devlet mevzuuna giriş|Sait Alioğlu
26.03.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024
Ölüm ve Bayram AHMET SEMİH TORUN 13.04.2024
Bir Şehide Şahitliğim MUSAB AYDIN 15.04.2024
Biz Şeriatçilar CAVİT OKUR 15.04.2024
DİYARBEKİR ANNELERİ FERMAN KARAÇAM 22.03.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024