Sevgili dostlar, adalet mi? atalet mi ? Hakikat mı ? Uyuşukluk mu? Evet dostlar biz beynimizi, aklımızı, vicdanımızı, duygularımızı adalete ve hakikata mı teslim edeceğiz yoksa atalete , tembelliğe ve uyuşukluğa mı teslim edeceğiz. ADALET nedir? Yenilir mi? İçilirmi? canlı mı? cansız mı? .......
Adalet bir ulkenin adı değil, herhangi bir semtin adi da değil, herhangi bir nesnenin ya da bir partinin, vakfın, derneğin ismi de değil. Adalet insanın insanca yaşam hakkını sağlayan bir uygulama olmalıdır. Adalet demek benim gibi düşüneceksin, benim gibi giyineceksin, benim gibi davranacaksın, benim gibi konuşacaksın, benim hoşlandıklarımdan hoşlanacaksın, benim nefret ettiklerimden nefret edeceksin, benim dostlarım senin dostların olacak, benim düşmanlarım da senin düşmanların olacak değildir. Böyle bir adil dünya, böyle bir insan hakları, böyle bir fikir ve düşünce özgürlüğü olamaz.
Terörle mücadele adı altında insanların en temel hakkı olan çalışma hakkının elinden gasp edilerek, aslında terörle mücadele değil, terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürecek bir davranışla insanları terör örgütlerinin kucaklarına iten bir uygulama yapılmaktadır. Korkarım ki nasıl 40 - 50 yıl öncesinde devletin belli odakların Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki insanlara yapılan baskı, şiddet ve zulümler neticesinde bu insanları kendi haklarını savunma adına kurulmuş bir takım terör örgütlerin ortaya çıkmasını sağladıysa, şimdi de aynı durumun FETÖ terör örgütü için elaman devşirme aracı olarak karşımıza çıkıyor. Bu insanları açlığa, yokluğa, yoksulluğa iterek FETÖ Terör örgütünden uzaklaştırma ya da terörist olmaktan kurtarmaktan ziyade tam aksine bir FETÖ teröristi olmak üzere tüm altyapıları hazırlamış oluyoruz. Burada çok ciddi bir oyun var, ciddi bir tezgah kurulmuş ve devletimize ve milletimize kurulmuş bir kumpas var dikkatli olmalıyız. Bu oyunu bozmak için de yine biz Müslümanlara büyük görev düşüyor. Bununla birlikte şu anki mevcut iktidar bu kurulmuş kumpası görüp en önemli sosyal problemlerden biri olarak beynine kodlayıp çözüm bulmalı.... Bu sosyal problemi ciddiye alıp, önemseyip bunu dert edinip kamuoyunda sürekli gündeme getirerek çözüm aramalı. Aksi halde ülkemiz için, ummeti İslam için, çocuklarımız için, geleceğimiz için hiç de iç açıcı bir durum olmayacaktır.
Benim en büyük endişem fetö mensuplarının ve bunun üzerinden siyaset yapan mihrakların toplumda mağduriyet oluşturup bu mağduriyet üzerinden siyasi çıkar sağlama peşinde olan tüm odaklar oyunun birer parçasıdır. Toplumsal bir problem olarak gördüğüm insanların çalışma hakkının elinden alındığını dile getirmek bile bu konjöktürde bana zül oluyor ama biri kral çıplak demeli. Bir hakikat var ki ortada yanlış giden bir iş var. İnsanları açlığa mahkum eden bir devlet adaletten bahsedemez. İnsanları sorgusuz yargısız infaz ediyorsa orda adalet yoktur. Adaletin olmadığı yerde ne vardır....
28 şubatta insanları ihraç edip, bununla yetinmeyip hiç bir yerde çalışmasına Müsaade edilmeyen işsiz ve aşsız bırakan bir anlayış, bir tepeden bakan bir zihniyet vardı . Aynı bakış aynı zihniyet tekrar vizyona girdi. Yeni başröller ve yeni oyuncularla. Evet arkadaşlar birileri devleti iyi dolduruşa getiriyor. Adalet yoksa zulüm vardır.... VESSELAM.
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
Seçimin İmkanları YUSUF YAVUZYILMAZ 21.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024