metrika yandex
  • $32.3
  • 34.78
  • GA17500
KÖŞEM

Hoşgörü Azlığı

RAMAZAN ACAR
12.04.2020

 
Türkiye'de muhalefet olmak zor olduğu kadar iktidar  olmak da zordur çünkü muhalefet olmak ta,  iktidar olmak ta bir duruşu simge eder.
 
Muhalefet ve iktidar deyince ilk aklımıza gelen siyasi partiler siyasi örgütler oluyor. Muhalefetin varlığı ve duruşu, iktidarın varlığı ve duruşu kadar önemlidir.
 
İktidarda olan bir siyasi partinin yerine alternatif olan ve ilk akla gelen muhalefette en güçlü olan taraftır. Buna da Ana muhalefet diyoruz.
 
Türk modernleşmesi isimli kitabında (Şerif Mardin) yazar, Osmanlı'nın kendini resmen modernleşmeye hasret diye 1839'dan beri Türkiye'nin yavaş geliştirme göstermesinin izahına Türklerin muhalefete karşı hoşgörü azlığı ya da tahammülsüzlüğü olarak savunuyor.
 
Yazar devamında Türk toplumunun en önemli özelliklerden biri olarak muhalefete bakışı bölücülük suçlaması ve sapmaya karşı hoşgörüsüzlük olduğunu vurguluyor. 
 
Şerif Mardin'in kitabında bahsettiğini bizde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşımız gereği 40 seneyi Aşkın birçok iktidara ve muhalefete şahit olduk.
 
Siyasi örgütler muhalefetteyken insanlara gülücük dağıtıyor, özgürlükten bahsediyor, iktidara geldiğinde o gülücükler nefrete dönüşüyor, o nefret muhalefete karşı hoşgörü azlığına ve dahi muhalefeti suçlarken düşünceler ve fikirler üzerinden itiraz etmesi gerekirken olayları kişiselleştirerek insanları bölücülükle hainlikle suçlayabiliyorlar. 
 
Burada bahsedilen Türk toplumunun karakteristik özelliği olarak iktidarın muhalefete muhalefetin de iktidara karşı hoşgörü azlığı maalesef sosyal hayatımızda da insanlarımızın birbirine karşı tahammülsüzlüğü hoşgörü azlığı karşımıza çıkıyor. 
 
İnsanımızın mikrofon eline geçtiğinde inanılmaz hamaset cümlelerle hoşgörüden, özgürlükten, objektiflikten, tarafsızlıktan, demokrasiden! Bahsederken, karşı taraftan kendi söylediklerine muhalif bir cümleyi duyduğunda karşı tarafa ipe sapa gelmeyen cümlelerle veryansın ediyor.
 
Bu hoşgörü azlığı, bu tahammülsüzlük yukarıda yazarın kurguladığı toplumun karakteristik özelliği olarak söylese de ben buna katılmıyorum. Bu davranış! Bozukluğu olsa olsa yine bizim vahyi ve peygamberi doğru okuyamamış olmamızdan olduğunu düşünüyorum. 
 
Hal böyle olunca müminler birbirlerine ne kadar hoşgörülü davranmayı başarabilirlerse hayatı da Allah'ın ayetlerini de o oranda doğru okuduğunun bir ispatıdır.
 
Günümüz dijital çağda birbirimizle iletişimi sağlayan bir takım sosyal medya araçları mevcut. Bu sosyal medya araçlarını kullanırken dahil olduğum bir çok farklı gruplarda yüz yüze geldiklerinde daha anlayışlı daha hoşgörülü olabilecek insanların bu sosyal medya gruplarında inanılmaz bir şekilde hoşgörü azlığına ve tahammülsüzlüğe şahit olmaktayız.
 
Son olarak şunu belirtmek istiyorum sosyal medya araçlarını kullanırken birbirimize karşı nasıl yüz yüze sohbetlerimizde fikir alışverişlerimizde hoşgörüyü ve tahammül sınırlarını en üst seviyede tutabiliyorsak, sosyal medya mecralarında da aynı hoşgörüyü ve tahammül etmeyi bilmemiz gerekiyor.
 
Özellikle şu bulunduğumuz Korona virüs sürecinde insanların iletişim kurabildiği beklide en önemli araç haline gelen sosyal medya araçlarının kullanımında daha dikkatli ve itidalli zorunluluğumuz ve sorumluluğumuz vardır.
 
Eğer sosyal medya mecralarında yukarıda belirttiğimiz yazarın söylediği gibi Türk toplumunun karakteristik özelliğini gösterecek şekilde hoşgörüsüzlük ve tahammülsüzlük yapıyorsak mümkünse tartışmalardan, yazışmalardan uzak duralım. 
 
Herkese selam ve dua...

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş