Filistinli Mülteciler: Vatanın anlamını bilmeyen hürriyetin anlamını bilemez - Talip Özçelik

 "Zeytin ağaçları ve kekik olduğu sürece biz ayaktayız ve döneceğiz.”

Duvar yazıları, sloganlar ve rastladığımız afişler üzerinde gördüğümüz cümleler arasında beni en çok etkileyen Filistin İslami Cihat hareketinin şehit lideri Fethi  Şikaki'ye ait bir cümle oldu.

Direniş, mücadele ve direnişin ahlakına ,direniş grupları arasındaki münasebete dair çok önemli bir cümle bu.

Cümlenin iki tarafında şehit Fethi Şikaki ve Dr. Yahya Ayyaş’ın fotoğrafları var cümle şöyle: "Biz düşmanla savaşmak için ayağa kalktık, savaşıyoruz. Bunun dışındaki her şey teferruattır."

Arefe günü saat 13:30'da yetimlerin giydirileceği mağazaya geliyoruz. Burası Türkiyedeki LCW mağazası ayarında, orta halli beş katlı büyük bir mağaza. Bir çocuk için 35 $ karşılığı -bu yaklaşık  525 Lübnan lirasına karşılık geliyor - alışveriş yapıyorlar. Güneyde Sayda şehirinde  da bir mağaza. Çocukların sevincine şahit olmak çok güzel bir duygu. Bu satırları yazarken kendisi de bir yetim olarak büyümüş, zor şartlarda okuyup eczacı olmuş yoldaş Muhammet kardeşin o an neler hissettiği aklıma geldi şu an.. Doğrusu mağazada aklıma gelseydi sorardım.

Muhammet kardeş çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra, dernek yetkilileri çocukları  topladı.  Hep bir ağızdan defalarca "Şükran Türkiye" diyerek teşekkür ettiler. Muhammet bu tezahüratı  kayda aldı.

Yurtdışında ülkemizin gölgesi cirminden daha büyük. Cirminin büyüklüğü  tarihten kaynaklanıyor, tarihteki büyüklük ise en büyük olana yakınlığımızdan kaynaklanmakta…

O en büyük olana  eğer yakınsanız cirminiz  daha büyük oluyor.

Gittiğimiz her yerde Türkiye'den geldiğimizi duyan halktan herkes ve her Filistinli güler yüzle karşılıyor bizleri...

Ertuğrul ve payitaht dizilerinin Lübnan'da  da  kamplarda da çok izlendiğini öğreniyoruz Muhammet kardeşten…

Payitaht ve Ertuğrul dizilerinden  konu açılınca Muhammet kardeş "biz kuruluşun ve kurtuluşun şehriyiz, Ertuğrul Gazi'nin bir oğlunun ve annesinin mezarları Kütahya'da" diyerek Kütahyalı olmasıyla öğünüyor.

Kampları gezerken duvarlardaki yazılar ve sloganlar dikkatimi çekiyor. Direniş önderleri ve şehitlerin fotoğraflarının yanı sıra bu sloganlar kamplardaki insanların ruh halini yansıtmakta. Bir cümle şöyle: "Vatanın anlamını bilmeyen hürriyetin anlamını bilemez.” Kurban etleri dağıtılırken rastladığımız bu duvar yazısını bir Filistinli kadar idrak edebilmemiz sanıyorum mümkün değil. Hele hele vatanından sürgün edilmiş bir açık hava hapishanesi durumunda olan kamplardaki bir Filistinli kadar anlayabilmek çok zor.

Girdiğimiz bir başka sokakta ise neredeyse duvarın tamamını kaplamış graffiti ile yazılmış büyükçe bir yazı ve Filistin bayrağı üzerinde sımsıkı tutulmuş bir anahtar resmi görüyoruz."Aiduun"yazıyor. "DÖNECEĞİZ" anlamına geliyor. "Bizleri sürgün ettiğiniz,zorla çıkardığınız ve işgal ettiğiniz vatanımıza bir gün döneceğiz. Biz topraklarımızı-evlerimizi işgalci siyonistlere satmadık, evlerimizin anahtarları hala yanımızda." diyorlar bu yazıyla.

Gerçekten de anahtar resminin  anlamı Filistinli için çok derin... Zorla vatanından çıkarılmayı,vatanını sevmeyi, bağlılığı, ihanet etmediklerini, özlemi direnişi,pes etmemeyi, Filistin topraklarının asıl sahiplerini ve daha pek çok şeyi anlatıyor bu  anahtar.” AİDUUN” kelimesi Filistin bayrağının renkleriyle çizilmiş. Beyaz, yeşil, kırmızı ve siyah . Bu renkler  aslında Filistin direnişini anlatan renkler. Ve 100 yıldır Filistin'de olanların sanki bu renkler özetliyor. Beyaz; umudu ve geleceği,yeşil; hayat ve diriliği,kırmızı; aşk,şahadet, mücadele ve dökülen kani, siyah ise çektikleri acıları, gördükleri  zülmü ve Filistin halkının dramını anlatmakta...

Yine bir” döneceğiz” yazısı fakat bu diğerinden biraz farklı. Burada anahtarı tutan el aynı zamanda - işaret ve orta parmağını açarak- zafer işareti yapıyor. Öncesinde ise büyükçe bir formda yazılmış ayaktayız kelimesi ve devamında zeytin ağaçları ve kekik olduğu sürece...

Tamamı şöyle oluyor: "Zeytin ağaçları ve kekik olduğu sürece biz ayaktayız ve döneceğiz.”

Duvar yazılarını, sloganları ve çizimleri gördüğümde 1980 darbesi öncesi Türkiye'de dolaştığımız, yaşadığımız cadde ve sokaklar aklıma geldi.

Mülteci kamplarındaki bu canlılık Filistin'in kurtuluşu için verilen mücadelede direnişin canlılığıyla direk orantılı aslında. İsrail'in hemen yanındaki kamplarda bulunan  Filistinlileri neden istemediğini de anlaşılıyor. Kamplardaki her çocuk yarın direnişin bir neferi olacaktır.

İsrail'e karşı mücadele edip savaşan direniş örgütlerinin-başta Hamas İslami cihad ve el fetih olmak üzere-tamamının kamplarda büroları var ve bu kamplar bir nevi Filistin'e asker yetiştirme kamplarına dönüşmüş durumda...

Duvar yazıları,sloganlar ve rastladığımız afişler üzerinde gördüğümüz cümleler arasında beni en çok etkileyen Filistin İslami Cihat hareketinin şehit lideri Fethi  Şikaki'ye ait bir cümle oldu. Direniş, mücadele ve direnişin ahlakına ,direniş grupları arasındaki münasebete dair çok önemli bir cümle bu.

Cümlenin iki tarafında şehit Fethi Şikaki ve Dr. Yahya Ayyaş’ın fotoğrafları var cümle şöyle: "Biz düşmanla savaşmak için ayağa kalktık, savaşıyoruz. Bunun dışındaki her şey teferruattır."

Bu cümle kararlılık ve direniş iradesini ortaya koymakla birlikte, İslami cihadın diğer direniş gruplarıyla aralarındaki  hukuku da ortaya koymaktadır. Siyonist İsrail ile savaşı en temel mesele görerek birinci sıraya koymak ve bunun dışında her şeyi önemsiz addetmek,gerçekten de vatanları işgal altında olan her Filistin'in şiarı olmalıdır.

Gerek işgal altındaki Filistin topraklarında, gerekse mülteci kamplarında yaşayan  Filistin halkı nezdinde sahip olduğu teveccüh ve sempatinin sebebi Siyonistlerle asla uzlaşmamaları ve bu siyasi duruşları olsa gerek.

Konunun tam burasında biz Müslümanlar ise henüz gerçek problemlerimizi ve gerçek düşmanımızı tespit edip bir sıraya bile koyabilmiş değiliz. Öncelikli gündemlerimizi belirleyerek onları konuşmaya  başlamak ve düşünsel farklılıklarımızı öne çıkarmamak  bizler için iyi bir başlangıç olacaktır.

İşgalci siyonistlere karşı mücadele eden bütün direniş gruplarına ve onları destekleyenlere selam olsun...