metrika yandex
  • $32.46
  • 34.71
  • GA18240

“Radikal/Muhafazakâr Lâikler Arasında Türkiye” Yazısı Üzerine Okuyucu Analizi

MEHMET YAVUZ AY
18.09.2023

 

 

Değerli bir okuyucum, çok kıymetli bir analiz yapmış. Hayli zor sorular sormuş. Sorularının cevaplarını da beklediğini ifade etmiş. Alternatif program, yaklaşım ve sistem önerileri istiyor.

Yedinci yılına giren köşe yazılarımızı taramaya karar vererek işe başlayacağım. Sadece “mevcudun ve geçmişin analizi” değil;  çözüm önerilerine, alternatiflere ilişkin yazdıklarımızı hatırlatacağız. Alıp kabul ettiğimiz ev ödevi için çalışacağız. Gücümüz yettiğince…

Katkı ve beklentileri için teşekkür ediyorum. Okuyucumuzun gönderdiği metin bütünüyle aşağıdadır:

“SA, Yavuz hocam yazınızı büyük bir dikkatle okudum. Adeta heceleyerek. Her bir paragrafı derin analiz ve önermeler içeriyor. Elbette pek çok konuyu da tartışmaya açıyor. Bunlar başka bir mesele. Ben tebrik ediyorum. Eline yüreğine zihnine sağlık. Bu noktada uzun sürelidir bir okuyucun olarak sizden görmek istediğim bir başka boyut daha var. Tahlilleriniz daha çok mevcudun ve geçmişin analizine dayanıyor. Bu çok kıymetli çabayı destekler babından, eleştiriler üzerinden de olsa alternatiflerinde ortaya konması lazım. İslam'a dönüşü bir romantik istek (hepimizin yaptığı) ve coşku üzerinden tanımlamak artık iktidar olmuş bir hareketin yapamayacağı bir şey. Pratik adımlar lazım. Mesela radikal laik ve muhafazakar laik ayırımı bence çok anlamlı. Ama İslam adına iktidar olduğunu zımnen her defasında söyleyen ve oy zamanları bunları bas bas bağıran bir iktidar ve mensupları ya da faydalananlarına alternatif olarak hangi tip bir İslami tavır, davranış ve politika önerebiliriz. Yanlış anlamayın bir hükümet programı çıkaralım demiyorum ama en azından mesela anayasada, medeni kanunda, ticaret ve ceza kanunlarında İslam nasıl yer alabilir. Bizim 1500 yıllık geleneği (Şeriat) İslam adına bu topluma kabul ettirebilir miyiz. Ettirebilirsek hangi İslamı'ı mesela Dört Halife, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Memluk, Eyyubi ve Osmanlılarca uygulanan İslamı mı? (Ki bu dönemlerde uygulanan ceza, medeni, ticaret kanunlarını, devlet yönetim şekillerini, iktidarı alış ve veriş süreçlerini bu gün İslam adına da olsa hiç bir ülke uygulamıyor - savaş hukuku farklı, aile hukuku farklı, caza hukuku farklı, Ha buradan ilke çıkarırız desek herkes kendi kafasına göre yüzlerce farklı ilke çıkarıyor. Büyük bir ortodoksi de hepsine bidat diye karşı çıkıyor). Günümüzün İran, S Arabistan, Pakistan, Afganistan Mısır, Irak, Ürdün de uygulanan İslam'ı mı? ya da hangisi? Siyasette ne olacak, monarşi, demokrasi, timarşi, cumhuriyet vs? Dış politikada ne olacak. İslam Birliği, Türk Birliği, jeostratejik gerçekliklerin zorladığı ittifaklar? Yani aslında hayatın her bir alanı için daha fazla soru sorabilirim ama söylemem o ki, şu saydığım üç beş konuda bile ne Müslümanlar arasında, ne kuşaklar arasında, ne batılı -ne doğulu ne akıllı ne de deliler arasında bir uzlaşma ve ittifak yok. Bunları konuşmaya başladığımızda bile ben yüzlerce kez büyük ümitsizliğe kapıldığım anları hatırlarım yıllardır. Halen de böyle maalesef. AÇIK konuşuyorum: bizim batıdan, modernizmden, laiklikten önce sorunumuz kendimiziz. Onlar yok demiyorum var elbette. Tahlil de edebiliriz. Konuşabiliriz. Ama sorun bizim ne istediğimizi bilmediğimiz. Şeriat isteriz, İslam isteriz, din isteriz diyenlerin kafasındaki şeyler çooook farklı. Konu derin yani. Vesselam.”

18.09.2023, Kardelen/Ankara

Mehmet Yavuz AY

 

 

 

 

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş