metrika yandex
  • $32.46
  • 34.71
  • GA18240

İzzetli Şehir Gazze

AHMET GÜRBÜZ
07.11.2023

 

5 bin yıllık yerleşim yeri olan Gazze, yeryüzünün en kadim şehirlerinden biridir. Kelime manası Arapça, İbranice, Fransızca ve İngilizce kaynaklarda; izzetli, güçlü, değerli şehir, güçlü yer ve güçlü kale gibi, birbirine yakın anlamlar taşıdığı zikredilmektedir.

635 yılında İslam Orduları tarafından fethedilen şehir, 400 yıl Osmanlı hilafeti altında yaşadı. Fetihten sonra İslam ülkeleri arasında el değiştirse de, kısa fetretler hariç Müslüman hüviyetini değiştirmedi. Peygamber efendimizin dedesinin babası Haşim bin Abdimenaf’ın medfun olduğu Gazze şehri, İmam-ı Şafi hazretlerinin de doğum yeridir.(767) Bugün her türlü hukukun ayaklar altına alındığı İslam yurdu, aslında hukukun başkenti olarak bilinirdi.(1)

İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği mezalim arşa yükseldi. Lanetlenmiş bir geçmişe sahip İsrailoğulları, modern çağa da adlarını katliam ve soykırımla tescil ettirmek için şeytanla yarışıyorlar. Sözde çağdaş batıyı da, suçlarına ortak ediyor, insanlık tarihinden adeta intikam alıyorlar.

“Küfr üzre devlet kaim olur amma, zulüm üzre devlet kaim olmaz” der; Türk Montesquieu, aslen devşirme olan büyük devlet adamı Koçi Bey, Risalesinde. Yeryüzünde huzurun, istikrarın, medeniyetin esrarı adalette saklıdır. Fitnenin, fesadın, kıtlığın, savaş ve katliamların sebebi ve kaynağı da zulümkaranlığında gizlidir. Onun için “fitne savaştan daha büyük tehlikedir”.(2) buyurur Kur’an-ı Hakimimiz.

Teknolojik üstünlük, maddi güç, saman alevi gibidir; göreceli ve göz boyamalıdır. Bunu günümüz pozitivist aklına kabul ettirmenin ne kadar zor olduğunun farkındayım. Ama yığdığınız silah kadar güçlüsünüz nihayet. Barutunuz bitince bitersiniz, yakıp yıktığınızla kalırsınız. Gücü hak sanan zalimler ya lanetle hatırlanır veya tarihin fosseptiğinde kaybolur giderler.

Oysa hakikatin gücü bakidir. Yapıcı, imar edici ve velüddür, doğurgandır. Haktan güç alanehl-i hakikat, hayatta olduğu kadar,ölümden sonra da hayır ve güzellikle yâd edilir.

Hakkın sesi her zaman zulümatı boğmuştur. Peygamberler tarihi bunun en parlak ispatıdır. Onu da en iyi İsrailoğulları bilmektedirler. Peygamber öldürmekle, ekinleri ve nesilleri katletmekle şöhret bulmuş Yahudi toplumu,(3)yeryüzünün en kadim kavimlerinden olmasına rağmen bir medeniyet kurmaya muvaffak olamamıştır. Tarih boyunca hep sürgün, ihanet ve nefretle anılmışlardır. Bunun sebebi; Allah’ı ve peygamberlerini aldatmaya kalkmaları, Allaha verdikleri sözlerden mütemadiyen yüz çevirmeleri, din adamlarının menfaatperestliği ve siyasi öngörülerinin güç merkezli olmasından kaynaklıdır.

“İsrailoğullarından kâfir olanlar, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlenmişlerdir. Bunun sebebi, söz dinlememeleri ve sınırı aşmalarıdır.”( 4)

Kur’an-ı Kerim ırkçılığın zirvesi cahiliye faşizmini Tekasür Suresinde mal ve soylarının çokluğuyla övünmekle eleştirir. Kabilelerin birbirlerine üstünlük sağlamak için mezardaki ölülerini dahi saydıklarını haber verir. 21. Yüzyılın ırkçı faşizmini temsil eden İsrail ise ancak öldürdüğü kadın, çocuk ve masumların çokluğuyla övünebilir. Bu övünç, onları kayıtsız şartsız destekleyenlerle, katliamı sessizce izleyen ruhu çalınmış insanlık güruhuna da yeter.

Öldürmekle, baskı ve sürgünle bir kavmi yok etmek mümkün olsaydı, bugün bir Yahudi toplumundan bahsedilemezdi. İsrail kurulduğu günden beri zulmün, işkencenin, tehcir ve öldürmenin her nev’ini denedi, Osmanlı bakiyesi, Kudüs murabıtı, bu sahipsiz halk üzerinde. Her geçen gün kendi topraklarını genişletti. Filistin’in gerçek sahiplerini fitne-fesatla ikiye bölerek, birbirinden kopardı.

Batı Şeria’yı kontrolü altında tutan El Fetih’i, 1988’de İsrail’i tanımasından sonra ağızlarına bir parmak bal çalarak şimdilik susturdular. Ancak İsrail’e de, El Fetih’e de boyun eğmeyen Hamas ve Gazze’nin adını dahi duymaya tahammül edemiyorlar. 

2006 yılında gerçekleşen seçimde, tüm Filistin halkının teveccühünü kazanmasına rağmen Hamas’ı, 2007’de Gazze’ye hapsedip, dünyadan tecrit ettiler. 17 yıldır Gazze halkını da açık cezaevine mahkûm edip, abluka altında diz çöktürmeye çalışıyorlar. 360 km²'ye sıkıştırılmış 2 milyon 300 bin kişi açlıkla, susuzlukla, bombalarla yok edilmek isteniyor.

Filistin bir bütündür. Gazze’yi Kudüs’ten, Şeriayı Beytüllahim’den, Refah’tan ayrı düşünemeyiz. Bu Siyonizm’in 2007’de yürürlüğe koyduğu bir tuzaktır. Kudüs Filistin’in siyasi ve manevi başkentidir. Gazze de, ekonomik ve kültürel başkenttir.

Kudüs İslam’ın ve tevhidin ilk kıblesidir. Ümmetin izzeti, iffeti ve namusudur. Mersus olan bünyenin (Bunyan-un Mersus); Mekke kalbi, Medine beyni, Kudüs ise akciğeri mesabesindedir.

Bugüne kadar hiçbir birleşmiş milletler kararını uygulamayan, hiçbir uluslararası sözleşmeye uymayan İsrail, her türlü insan hakkı ihlali ve savaş suçu işlemekten çekinmiyor. Dünyanın gözünün içine baka baka, canlı yayında,birleşmiş milletler kuruluşlarını, hastaneleri, ambulansları, cami, kilise, okul, Pazar yeri ve mülteci kamplarını bombalamaya devam ediyor. Gazze’yi tabut şehire çeviren Siyonist rejim ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin sorgusuz sualsiz desteğiyle, sistematik soykırım uyguluyor.

Cinnet geçiren İsrail yönetimi 43 Hahamdan yazılı bir bildiriyle, yaralı ve masum insanların sığındığı Şifa Hastanesinin bombalanabileceğine dair fetva alarak, cinayetlerine kendilerince meşruiyet kazandırmaya çalışıyor.(5)

Kuşatmanın uzamasından umutsuzluğa düşen ve kendini kaybeden başbakan sıfatlı terörist, Muharref Tevrat’tan bir cümle alarak aynen şöyle diyor:“Şimdi gidin ve Amalek'i vurun. Sahip oldukları her şeyi tamamen yok edin ve onları bağışlamayın; Hem erkeği hem de kadını, bebekleri ve emzirenleri, öküzleri ve koyunları, develeri ve eşekleri öldürün.”(6)

Bu kan donduran vahşet emrinin bir kutsal kitapta yer aldığını söylemek bütün kutsallığa iftiradır. Bunu söyleyenin bir devlet adamı olmasını geçin, insan olması müstahildir, akla ziyandır. Bu inancın, siyasal felsefesinin, devlet adamının seçimle iş başına gelmesi bir yana; Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlamentosu, İnsan Hakları Mahkemesi, Adalet Divanı gibi uluslararası kuruluşlara başkentlik yapan, sözüm ona demokrasinin beşiği; modern, uygar, çağdaş, batının böyle bir celladın peşine düşmesine ne denir.

Netanyahu’nun yaşadığı bu ruh hali ne dindarlıkla, ne ırkçılıkla, ne tarih şuuru, ne siyasi öngörü, ne de dünyayı okumakla izah edilebilir bir durumdur. Tam bir cünun halidir. Bahsetmiş olduğu Arap asıllı Amâlika kavmi 30 asır önce bölgede yaşamış ve İsrailoğullarıyla savaşmış bir toplum. Yani üç bin yıllık bir kin. Bunun intikamını Gazze’lilerden almak istiyor. Daha acısı böyle bir mitle modern eğitim almış orduları motive ediyor. Kalemin ve kelamın bittiği yerdeyiz.

Hamas 7 Ekim 2023 Cumartesi sabahı yapmış olduğu operasyonda, canlı olarak alıkoyduğu İsrail vatandaşlarına yediklerinden yedirerek, kadın ve yaşlıları karşılıksız, iyi niyet nişanesi olarak, birer-ikişer serbest bırakırken; Filistin halkının teveccühünü kazanmış bir siyasal hareketi terör örgütü ilan eden batıl zihniyetli batılı liderlerden, Netanyahu’yu Nobel Barış Ödülüne aday göstermelerini bekliyorum.

Hz. Ömer(ra)’ın orduları Kudüs’ü fethettiğinde Bizans rahipleri şehrin anahtarını ve mukaddes emanetleri bizzat Halifeye teslim etmek isterler. Halife Ömer Medine’den Kudüs’e 1500 km’lik yolu hizmetçisiyle nöbetleşe bindiği deve sırtında gelir. Kudüs’e girerken binme sırası hizmetçide, devenin yuları da Ömer’in elindedir. Halife Ömer(ra) bir emannâme yayınlar, hiçbir inanç mensubuna karışılmamasını, herkesin dininde serbestçe yaşamasını teminat altına alır.

Osmanlı Halifesi Kanuni Sultan Süleyman Kudüs’ün Haliliye kapısına “Lâ ilâhe illallah, İbrahim Halîlullah” yazdırarak bin yıl sonra aynı zarafetle, Kudüs’e ve Kudüs sakinlerine olan şefkat, merhamet ve saygıyı devam ettirir.

Uhud meydanında Ebu Süfyan Peygamber efendimizi ve sahabenin önde gelenlerini teker teker sorar. Cevap alamayınca hepsini öldürdüklerini vehmederek; "Güne gün! (Uhud Bedir'e karşılıktır.) Harb (elden ele geçen) kova gibidir!” diyerek, savaşı kazandıklarını ve Bedrin intikamını aldıklarını ima eder. Kâinatın efendisi Hz. Ömer vasıtasıyla:
"Hayır eşitlik yok! Bizim ölülerimiz cennette, sizinkiler cehennemde! Deyin!" buyurdular.(7)

Kudüs Şairi, Memur-Sen Konfederasyonu kurucu genel başkanı, Yedi Güzel Adam’dan biri, hemşehrim Akif İnan ağabeyimi rahmetle yâd ederek, onun mısraları, duygu ve düşünceleriyle …

Mescid-i-Aksa

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu

Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes

Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim

Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hem şehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı

Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu

Mehmet Akif İnan

Dip Not:
1 -https://tr.wikipedia.org/wiki/Gazze
2- Bakara Suresi 191 ve 217. Ayet
3- Bakara Suresi 205, Al-i İmran Suresi 112-113
4-  MâideSuresi 78 
5- https://www.trthaber.com/haber/dunya/43-haham-netanyahuya-sifa-hastanesini-bombalayabilirsin-fetvasi-verdi-809180.html
6-Tanah, 1. Samuel 15:3,https://www.gzt.com/video/tvnet/israil-basbakani-netanyahu-amalek-gondermesi-yapti-2229846
7- Buhari, Megazi 17, 9, 20, Cihad 164, Tefsir, Al-i İmran 10, Ebu Davud, Cihad 116. (2662)                       

Yorum Ekle
Yorumlar (4)
Yunus Yiğiterol | 10.11.2023 09:37
Elinize sağlık Ahmet kardeşim. Rabbim, tez zamanda Kudüs'ün fethini, Filistin'in kurtuluşunu göstersin bizlere. Bu konuda bizleri de pay sahibi eylesin.
Harun Aktaş | 08.11.2023 14:43
Kaleminize sağlık,tarih kültür duygu dolu güzel bir yazı olmuş
Mustafa ÇAKIR | 07.11.2023 21:52
Emeğine sağlık, teşekkürler hocam
Halil | 07.11.2023 21:28
Hafızamızı tazeleyen bu güzel makaleniz için teşekkür ederim kalemine kuvvet yüreğine sağlık kıymetli kardesim