Sorgulama ve düşünme sorumluluğunun yabancılaşan İslam dünyası toplumları, bu yabancılaşma sebebiyle, sıradan İnsanlıklara, tek düzenliklere, yozlaşmalara mahkum oluyor, bunlarla yüzleşmiyor ve hesaplaşamıyor. Sorgulama ve düşünme yeteneğini kaybeden toplumlar, karşı karşıya bulundukları tarihsel güçsüzlüklerle, etkisizlik ve iradesizliklerle ilgili tarihsel çözümlemeler yapmıyor,yapamıyor. Hemen her alanda çok açık ve doğrudan, sömürgeci meydan okumalara karşı karşıya bulundukları halde, bu meydan okumalara karşılık veremeyen toplumlar ve kültürler, kendi kendilerini bir şekilde köleleştiriyor.
Sorgulama ve düşünme yeteneğini kaybeden İslam toplumları ve yeteneği kaybettikleri için, biçimsel değişim/ dönüşümlerle ilgilenme ihtiyacı duymuyor, geçmişte bir zamanlar somut bir gerçekliğe sahipken, İslamın, bugün, neden yalnızca soyut bir gerçekliğe dönüştürüldüğünü sorma/ öğrenme/tartışma ihtiyacı duymuyor. Günümüzde, İslam dünyası toplumları- kültürleri, bağımsız- bütüncül- kuşatıcı İslami bir strateji tahayyül edemiyor. İslami bir strateji tahayyül- tasavvur edemeyen İslam toplumlar, gerçeğin, bugünün gerçekliğinin farkına ve bilincine varıncaya kadar, tarihe geç kalmaya, tarihin nesnesi olmaya devam edecek.
İslam dünyası toplumları, Türkiye örneğinde de yakından değerlendirilebileceği üzere, eğitimin Batılılaştırılması yoluyla epistemik bir mahkumiyet/ mahrumiyet yolunu seçerek, sömürgeci/ kolonyalist eğitim ve kültür politikalarıyla bütünleşti. İslam’ ın ve Müslümanların sömürgeleştirilmesi, seküler hukuk sisteminin benimsenmesi/ içselleştirilmesi, İslamın İslam hukukunun hükümsüz/ geçersiz kılınmasıyla sonuçlandı. İslam, meşrutiyetini ilahi iradeden alarak, ahlaki- hukuki temelde bir toplum oluşturmak isteyen, kavramsal- kurumsal- kuramsal-teorik- pratik bir bütünlüğün adı iken, bugün, bu bütünlük ne ne yazık ki, paramparçadır. Bu parçalanma sebebiyledir ki, bugün, bütün bir Batı dünyasında Müslüman hayatlara inancı, bir dünya görüşünü bütünüyle itibarsızlaştırmak, değersizleştirmek ve yok etmek için o fikri, inancı ve dünya görüşünü iktidara taşımak yeterli olabiliyor. Entelektüel kültür, bilgelik, tefekkür açısından yetersiz olduğumuz için, her alanda, olmak yerine her alanda, olmak yerine, her alanda görünmeyi seçiyoruz. Entelektüel, kültür, bilgelik tefekkür açısından yetersiz olduğumuz için, her alanda, olmak yerine , her alanda görünmeyi seçiyoruz. Entelektüel kültür- tefekkür ve bilgelikten yoksun olduğu için , olmak yerine, görünmeyi seçen genç kuşaklar küreselleşen kültürel çevrelerle hemhal oldukları için, bu çerçeveler yoluyla kontrolediliyor, bu çerçeveler aracılığıyla seküler- narsist- materyalist- hedonist bir dünyaya katılıyor.
Bugünün dünyasında, medya ideolojileri sermaye iktidarlarının hizmetinde olduğu için, halkların varoluşsal sorunları, talepleri, beklentileri, umutları; kimi zaman sağ popülizmler tarafından, kimi zaman sol popülizmler tarafından istismar edilerek, araçsallaştırılıyor. Bugün dijital işgal ve istilalar toplumlar için yeni bir tehtit’e dönüşüyor. Bilgi, dünya ölçeğinde hızla dolaşıyor, ancak bu bilgi’nin hangi doğrultuda, hangi amaçlar için kullanıldığı konusunda yeteri kadar bilinçli davranamıyoruz. Bilincimiz yetersiz olduğu için, çoğu kez, bilgi çöplüklerinde, zihinsel- ruhsal yetilerimizi sorumsuzca israf ediyor, sorumsuzca harcıyoruz. Sorgulayıcı eleştiriler yapmadığımız için, zihinsel dejenerasyona engel olamıyoruz. Sorgulayıcı eleştiriler yapmadığımız için, aklın gücüne değil, geleneğin ya da hamasetin gücüne güveniyoruz. Günümüzde sol ya da sağ popülizmlerin etkili olduğu, toplumlarımızda sorgulayıcı eleştirilere hayat hakkı tanınmadığı için, daha çok araççı klişeler/ sloganlarla kitlelere hitap ediliyor. Kendi varoluşunun farkında ve bilincinde olmayan bireylerle, sağlıklı bir toplum, cemaat, hareket oluşturulamaz, ancak büyük sürüler oluşturulabilir. Sorgulama ve düşünme sorumluluğuna yabancılaşan toplumlarda, hiç bir alanda gerçek bir özgürleşme yaşanamaz. Hiyeraşik bağımlılık biçimlerinin belirleyici olduğu toplumlarda/ cemaatlerde ve hareketlerde, sorgulayıcı/ analitik eleştiriler yapılamaz.
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Seçimin İmkanları YUSUF YAVUZYILMAZ 21.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024