Oku... Ama Anla!

Birzamanlar şöyle bir reklam vardı,“Kendinizi temizlediğinizi zannediyorsunuz, Oysa kirletiyorsunuz" diye. Sonra da; Doğru diye bildiğimiz ancak yanlış olan temizlenme usul ve hareketleri sıralanıyor du. Bakınca da gerçekten bilmeden meğer yanlışlar yapıyormuşuz diyerek kabüllenirdik.Bilenler tavsiye niteliğinde dost ahbap herkese anlatırlardı.Hemen de kabül görürdü.

Aynen bunun gibi bize yıllarca “Din” diye öğretilen, din’in gereğidir-emridir denilerek dayatılan belki yüzlerce doğru diye öğrettikleri yanlışları bu gün yeni yeni fark ediyor olmamızı enazından temizlik kadar önemseli-duyarlılık gösterilmeli bence.

Maalesef; din adına dimağlarımıza enjekte edilen o kadar katkı maddesi var ki hala, yirmi yıldan fazladır şahsımı ayrık otu misali temizlemeye çalıştığım halde, bitti diyemiyorum. Adetlerin, örflerin falan şeyhin, filan Alim'in söylemi diye toplumda kabul görmüş öylesine sapkın itikad’ler oluşmuş ki, adeta yeni bir din icat edilmiş te haberimiz bile olmamış yıllarca. 

Peygamber'imiz "Size Allah'ın kitab’ını bırakıyorum.O'na uyarsanız sizi felah’a götürür" demesine rağmen, tarih boyu müslüman toplumlar, örflerle, kanunnameler ile, Ulema'nın fetva'ları ile yeni bir din oluşturdular. Maalesef. Artık"Kur'anın dediği" değil, O'nun yerine mella, seyda, şeyhim, hocam, pir’im denilenlerin sözü din’de geçerli oldu. Artık Allah'ın dediği değil başkalarının dediği daha makbul oldu. Buna da din denildi.

Sen bilmezsin, Arapça bilmiyorsun anlamazsın diyerek te kendilerini zımmen halkın "Hamisi" olarak takdim ederek, yegane danışılan, onlara uymaktan başka çareninde olmadığını söyleyerek halkı baskılayarak kendi dinlerine uymaya da mecbur ettiler.Dini bir sınıf oluşturdular. "Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır." diyerek, kendilerine uyulmayı zorunluluk haline getirerek sürüler oluşturdular. " Kur'anın “Akletmezmisiniz-düşünmezmisiniz demesine rağmen, Rabıta'nızda bizi hayal edin diyerek insanların hayal dünyalarını "Zinalarla" süslediler ve buna da "din" dediler. Maalesef.

Halbuki; Madem bizler anlamayacaksak o zaman Allah böyle bir kitabı bize niye göndersin ki.! Niye mesul tutsun ki o zaman.? diye düşünemedik bile Çünkü; "Tefekkür" bizim işimiz değildi. Biz hep onları düşünecektik. "Kızım babanın Peygamber olduğuna güvenme.!" diyen bir Peygamber idi.  Varsın desin, biz bu zatları Peygamber'den daha  yetkili kılmıştık, Peygamber'in kızına şefeat yetkisi olmayabilirdi. Ama biz şeyh'lerimizi, idollerimizi, liderlerimizi şefeat'çiler edinmiştik bir kere geri dönüş yoktu artık. Sürü olmayı kabullenmiştik.

Umut aşılanmıştı bizlere bir cuma namazı ile bir haftayı, ramazan orucu ile de bir yılı, Hac ile de bir ömrü tertemiz eden bir din edinmiştik miras olarak. "İteat et rahat et" bize daha uygundu. Bedavadan cennetler alınabiliniyordu.”Dinde zorluk yoktu” çünkü oturduğumuz yerden kazanıyorduk böyle bir dinden niye vazgeçelim ki.?

Oysa;Allah "Mallarımızı ve bedenlerimizi cennet karşılığında" satın alıyordu. Üç ihlas bir Fatiha ile dünya’nın sevabını kazanmak varken niye can ve mal verelim ki.! Onlar bize lazımdı.

Ne ğüzel uyutmuşlardı bizleri.”Kul” olmuştuk.doğru ama kime? soranları "Nifak" sokuyor de dışla. Çünkü sen uyanmamalıydın.Zira birilerinin menfaati zedeleniyordu. Biz de yıllarca gönüllü askerleri olmuştuk onların. Şkayetimiz de yoktu.
Vaftiz olmanın parasız versiyonunu oynadık yıllarca.Tevbe etmek yetmiyordu bize onlardan “İnabe” almamız gerekiyordu.Çünkü;hesap ödememiz icab ediyordu.Hiristiyanlığı sapık olarak yorumladık meğerse aynı ibadet şekli ile ortak dini yaşıyormüşuz farkında bile olmadık.

Ama olsun. Hoşumuza gidiyordu bu din. Toz kondurmadık yıllarca.Babalarımızdan mirastı bize ihanet edemezdik. Ruhları sızlardı sonra. "Ey iman edenler, Allah''a iman edin" ikazı bize inmemişti. Kur'anı Araplar anlardı ya. Bize has bir din olmalıydı. 

Yüzümüze karşı “Avam sürüdür, mezhebi de yoktur” deyip bizleri hayvan yerine koyup, hakir-zelil gördükleri halde, biz bunları iltifat sayarak saygıda kusur etmedik.Ya Rab bu nasıl bir dindi?

Yaşarken halimiz buydu. Ölü’müzü bile rahat bırakmayıp rant kapısı yaptılar. “İskat” diyerek menfeat devşirdiler.Gömerken de gönül alma bab’ından sorulan sorulara cevap versin diye kopya verdiler.Hemde sağken hiç anlamadığı dilden.Yasin suresinde Peygamber’ine “Sen ölülere işittiremezsin” diyordu Rab’bimiz, olsun bizim uydurulmuş dinde kopya vermek vardı.

Yıllarca birileri uydurduğu dinden kazanç elde etti.Ya biz. “Ey iman edenler,Allah’a iman ediniz” emri gereği yeni bir başlangıç yapabiliriz.Vakit geçmiş değil.