Üniversite yıllarımızda, her ortamda batı karşıtı diskurlar çeken bir arkadaşımız vardı. Gazeteci oldu sonra, bir ara danışmanlık falan da yaptı. Medyada iyi bir kariyer edindi. Yüksek Kaldırım’da değil ama yüksek koltuklarda arz-ı endam etti hep.
Görüşürüz arasıra. Tvlere çıkıp analizler yapar sık sık. İyi çocuk aslında. Neyse uzatmayayım...
Zürih’e gelmişti resmi bir heyetle aradı görüşelim diye. Dedim “resmi ortama gelmen ben, takım elbisem yok. adresi atayım sen gel.”
“hımm takım elbisesi yokmuş. Ben bilmem mi niye gelmediğini” diye sonuna gülücük emojisi bıraktığı bir mesaj atıp trenle geldi işyerime..
“Akşam yemeğimiz bilmem ne otelde ama gitmedim seni özledim beraber yeriz öğrenci evi günlerimizdeki gibi” derken samimiyetinden hiç kuşku duymadım. Dedim ya iyi adamdır, kader onu “medya tetikçisi” yaptı.
Muzip bir günümdeydim. Aklımda hep yıllar önceki diskurları vardı. Avrupa medeni değil avrupa yamyam avrupa çürümüş vs...Akşam bunu alıp Zürih’te göl ve şehir manzaralı güzel bir mekana götürdüm. Balık yedik. Resmi heyet getirmez seni böyle güzel yerlere dediğimde “Allah razı olsun üstad” diye cevap verdi.
Ama ben o cevabın balığın lezzetine mi yoksa, mekandaki cinsi latiflerin başdöndürücü cazibelerine mi olduğunu daha sonra anlayacaktım.
Yaşadığı değişimle ilgili birşeyler duyuyor ama konduramıyordum ben de Defne Samyeli gibi..
Kahveyi başka bir yerde içelim diyerek sahibini önceden tanıdığım yine güzel bir cafeye götürdüm misafirimi. Mekanın frekansı iyiydi misafirim için. Gözünü alamıyordu sağdan soldan, ki iki laf edelim..Yirmi yıl öncenin “avrupa çürümüş” diyen genci gitmişti mekanın mimarisini işaret ederek “ gavur yapmış üstad” diyen pambık gibi bir adam vardı karşımda. Ama hayranlığının mimariye olmadığını da bilecek kadar tanırdım onu..
Eskilerden konuştuk o akşam çokça. Mutsuz olduğunu izhar etmek için ekstra bir gayret içindeydi sanki “o günler çok güzeldi” derken.
Vaktin geç olduğunu hatırlatmak evsahibine düşmez elbette ama yine de ben kalkalım dedim. Ama hiç ”resmi konaklama“ oteline gidesi yoktu.
Tabii ki geçmişiyle yüzleştirmek gibi bir yersizlik yapmadım akşam boyunca. O’nu izledim farkettirmeden. Niye mutsuzdu, neyin yoksunuydu anlamaya çalıştım.
Şu kanaate vardım: ilk gençlikteki ideolojik tahkimat sonraki zamanlarda sosyal bir arsızlığa dönüşüyor. Vicdan en devrimci en insanca ideolojidir!
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Başkası İçin Yaşamak Doç. Dr. MEHMET SAĞLAM 28.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
Ölüm ve Bayram AHMET SEMİH TORUN 13.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024