Son 15 yılın siyasi kırılması nerede oldu diye sorulsa, 2014 Ağustos’undaki AK Parti kongresidir derim. Dikkat edin siyasi kırılma diyorum, eğer sosyolojik kırılmayı sorsanız tartışmasız Gezi olaylarıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Köşk’e aday olduğunu açıklayıp partiyi Ahmet Davutoğlu’na kiraladığı olağanüstü Ak Parti kongresine dikkat çekmek istiyorum. Bugün daha net görülüyor ki, iktidarın rotasını şahin politikalara çevirmesinin miladi o tarih olmuştur.
Kuskusuz ki, sürecin tek tayin edicisi Sayın Erdoğan’dı.
Memnuniyetsizler açısından, gelinen bu noktada tek hata Erdoğan’ın “yanlış tercihi“ midir peki? Buna evet demek pek kolay değil!
Beklenti; Köşk’teki görev süresinin sona ermesiyle partinin başına Abdullah Gül`ün geçeceği yönündeydi. Kongre tarihi erkene alınarak, Gül`ün aday olmasının önü kesildi. Zira aday olsa, delegelerin büyük çoğunluğunun desteği arkasındaydı o gün.
Burada Abdullah Bey’in uyumlu, çatışmadan uzak kişiliğine vurgu yapmak yerinde olur. Tayyip Erdoğan ile çatışmayı göze alamayan Gül, onca yılın yol arkadaşlığı hukukuna yaslanarak “Tayyip`cim bu nedir, Allah aşkına?“ demekten dahi imtina etmişti. Bugün en küçük bir eleştiriyi dahi “ihanet“ telakki edenler o gün Gül`ün yapacağı itirazı, siyasetin doğası gereği saymak zorundaydılar.
Ahmet Davudoglu`nun başbakanlık hırsı, 2013 Eylül`de Pensilvanya`da Fetullah Gülen ile yaptığı gayri resmî görüşme ile başbakanlık yolunda önalma gayreti gibi konular bir yana Abdullah Gül o gün itiraz edemeyişinin ceremesini uzun yıllar çekecekti.
Siyasette Abdullah Gül davetiyle yer bulan Davutoğlu, yakın çevresinden eski Cumhurbaşkanı’na siyaset tarihimizin en acımasız itibar suikastlarının yapılmasına sessiz kalacaktı. Ağzı laf yapan, eli kalem tutan “Davudoglu çevresi“ ne “fetöcü“lüğünü ne de “ingiliz ajanlığını” bırakacaktı Gül`ün.
Abdulkadir Selvi`nin yazdığına göre, Sayın Gül`ün İstanbul’daki çalışma ofisinin en sık ziyaret eden Ak partilisi, Sayın Davutoğlu’ymuş. En büyük iddiası akademik kariyeri ve hocalığı olan Davutoğlu hayatının en esaslı dersini bu süreçte almış olmalı.
Getirilmesi gibi götürülmesi de “hakça” olmadı Davudoglu`nun. Tapulu arazisine inşaat yapılmasına müsaade etmeyen Tayyip bey bir gün ansızın kira sözleşmesini feshetti.
Dün Iran dönüşü uçakta gazetecilere açıklama yapan Ak parti lideri “Makama gelirken iyi, boşalt denildiğinde neden yadırganıyor?” diyerek tavrını çok net ortaya koydu. Erdoğan açısından Ak Parti listelerinden seçime gir(ebil)mek bir nevi “atama”dır zaten. Lütuf? Evet lütuftur da O’na göre..
Seçim mi dediniz ? Asıl değil, usuldür ! İkincildir!
Görevden el çektirilen, Davutoğlu da, Topbaş da, Düzce Belediye eski başkanı da, muhtemel el çektirilecekler de sonuçturlar. Sebeplerin mütemmim cüzi olarak sonuçturlar hem de...
Ama Abdullah Gül mezkur isimlerin istisnasıdır, Erdoğan’ın paltosundan çıkmadığı gibi İslamcı siyasetin en az Tayyip Bey kadar risk alan kişisidir. 2014 yaz’ında köşesine çekilerek hata yapmıştır. O hatasının bedelini hem kendisi hem de Türkiye ödemiştir.
CHABAD Gazze'de
10.05.2024
HÜSNÜ AKTAŞ’TAN YEREL SEÇİM DEĞERLENDİRMESİ
07.05.2024
Mustafa Atılgan ile Derkenar..
12.05.2024
Ali Kaçar ile Derkenar..
01.05.2024
Çığlık Doğudan, Cevap Batıdan DERVİŞ ARGUN 11.05.2024
ŞEHİRLERİN ANNESİ YOK MU? Doç. Dr. MEHMET SAĞLAM 11.05.2024
Anne Sıcaklığı MUSTAFA ATILGAN 12.05.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Bir Şehide Şahitliğim MUSAB AYDIN 15.04.2024