metrika yandex
  • $32.36
  • 34.65
  • GA17500

Haberler / Türkiye

Türkiye Uyuşturucu Dosyası / Mehmet Yavuz Ay

05.02.2018

 2015 TÜRKİYE UYUŞTURUCU DOSYASI

Hertaraf Haber olarak, Yayın Koordinatörümüz  Sayın M. Yavuz AY’ın derlediği çalışmayı 

okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz..

“Anadolu, afyonun tarihinde son derece önemli bir yerdir. Bu topraklar üzerinde Papaver türlerinin hemen hepsi yetişmektedir. En azından 50’ye yakın tür bilinmektedir. Ama, en önemlisi olan Papaver somniferum’un başka ülkelerde yetişenlerle kıyaslanamayacak kadar zengin alkoloid içeren türü ancak bu topraklarda bulunmaktadır.

Ülkemizde haşhaş ekimi, afyon üretimi ve bu maddeleri kullananlar ile bunları sağlayanlara ilişkin ilk yasal düzenleme Fatih Sultan Mehmet döneminde gerçekleştirilmiştir. IV Murat döneminde afyon, tütün ve kahve kullanımı yasaklanmıştır.”(ÖGEL, K., Uyuşturucu Maddeler ve Bağımlılık, 1997, İletişim Yayıncılık, Şefik Matbaası, İstanbul)

1930’lu yılların başında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nde Kikuçi adıyla bilinen bir Japon yönetici alkoloid fabrikası kurdu. Ayrıca, bir dizi afyonla ilgili fabrikalar kuruldu. ( EGM, 1996, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, Uyuşturucu Madde Olayları Genel Değerlendirmesi, Narkotik Şube Müdürlüğü, Ankara)

1938-1971 yılları arasında Türkiye dünya yasal afyon pazarının yüzde 50-55’ine sahip olmuştur. 1970’li yıllarda bütün dünya Türkiye’yi yasal olmayan afyon trafiğinden sorumlu tutmaya ve suçlamaya başlamış ve 1971 yılında afyon üretimi hükümet tarafından tamamen yasaklanmıştır. (…) 1974 yılında ise bu yasak kaldırıldı, afyon sakızı üretimi yasaklandı. (…) Bütün üretim TMO tarafından satın alınmakta, Bolvadin’de 1981 yılında kurulan alkoloid fabrikasına işlenmek üzere gönderilmektedir. Fabrikanın üretiminin yüzde 90-95’i ihraç edilmektedir. (Ögel, 1997)

Türkiye’de uyuşturucu ile mücadele alanında gerçekleştirilen 2015 yılı kamu harcamaları bir önceki yıla göre yaklaşık %9’luk artış ile 646.192.888 TL olarak gerçekleşmiştir. (TÜRKİYE UYUŞTURUCU VE UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI İZLEME MERKEZİ ,TUBİM, 2016)

BM Uyuşturucu ve Suç İle Mücadele Dairesi’nin verilerine göre, sentetik uyuşturucu kullanımı sonucunda yaşanan ölümlerde Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer aldı. (2017)

BM Uyuşturucu ve Suç İle Mücadele Dairesi (UNODC) verilerini inceleyerek Türkiye ve dünyanın uyuşturucu raporunu çıkaran Ajans Press, dünyada yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 5’lik diliminin yani 250 milyon kişinin en az bir uyuşturucu madde kullandığını belirtti.

İncelemeye göre, dünyada uyuşturucuya bağlı ölümler, önceki yıllara kıyasla sabit kalarak 207 bin olarak kayıtlara geçti. Kullanıcı sayısının 183 milyon olduğu tahmin edilen esrar, dünya genelinde en yaygın kullanılan uyuşturucu olma özelliğini taşıyor. Amfetaminler ise en yaygın kullanılan ikinci uyuşturucu olma özelliğini taşırken, geçen yıllarda azalma eğilimi gösteren eroin son iki yılda Kuzey Amerika, Orta ve Batı Avrupa’da hızla tırmanışa geçti.

Türkiye’de her geçen yıl artan uyuşturucu kullanımı ise artık çok tehlikeli bir boyut almaya başladı. Sentetik uyuşturucu kullanımı sonucunda yaşanan ölümlerde Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer aldı. 2015 yılı verilerine göre 580 kişi yüksek dozda uyuşturucu kullanımı nedeniyle hayatını yitirdi. Sentetik uyuşturucunun en yaygın olarak kullanılanı Bonzai olurken, bu uyuşturucunun ucuz ve kolay temin edilebilir olması, ölümlerin artmasındaki en  büyük etken oldu.

İspanya’nın Barcelona şehrinden İstanbul'un Avcılar ilçesine gönderilen kargodan, kullananı çılgınlık derecesinde saldırganlaştıran uyuşturucu Flakka çıktı. Kargo açılarak madde test cihazıyla kontrol edildi ancak Türkiye'de daha önce bilinmeyen bir uyuşturucu olduğu anlaşıldı. Laboratuvarda yapılan analizde, maddenin 'flakka' olarak bilinen, 'Alpha PVP Hydrochloride' olduğu belirlendi. ABD ve Brezilya başta olmak üzere tüm dünyada yayılmaya başlayan, kullananları adeta yamyama çevirip saldırganlaştıran uyuşturucunun, ilk kez Türkiye'de yakalandığı belirtildi.

Rusya menşeili olan sentetik uyuşturucunun ilk olarak ABD'de ortaya çıktığını söyleyen yetkililer, toz ve hap şeklinde kullanılan uyuşturucuyla ilgili uyarıda bulundu. Uyuşturucu kullananların görüntüsünün korku yarattığı ve ölümcül etkisi olduğunu belirten yetkililer, "Maddeyi kullananlar, tanımadıkları kişilere saldırıyor, üstlerini başlarını parçalıyor. Halüsinasyona yol açan madde, kalp krizine neden oluyor" dedi. ABD'de bu uyuşturucuyu kullanan bir kişinin arkadaşının yüzünü yediği de medyada yer aldı. (Habertürk, 15 Ekim 2017)

Adli Tıp Kurumları’ndan alınan ölüm nedenlerinin de yer aldığı raporda, Türkiye’de 2014 yılında 7’si kadın 232 kişinin doğrudan, 12’si kadın 416 kişinin de dolaylı olmak üzere 648 kişinin uyuşturucudan hayatını kaybettiği belirtildi. Uyuşturucuya bağlı dolaylı ölen 416 kişinin ölüm nedeni olarak, yüksekten düşme, suda boğulma, elektrik yaralanması, mide kanaması, kalp-damar hastalığı, akciğer enfeksiyonu, beyin kanaması, yanık, kanser, cinayet ve elle boğma gibi kayıtlara geçti. Türkiye’nin 2013 yılındaki uyuşturucu raporunda ise toplam ölüm sayısı 162 kişi olarak kayıtlara geçmişti. Raporda dikkat çeken bir başka detay ise uyuşturucu madde kullanıcılarının başlama nedenleri oldu. Uyuşturucuya başlama nedenlerinin başında yüzde 48.98 ile arkadaş etkisi gelirken, merak nedeniyle başlayanların ise yüzde 23.71 olduğu kaydedildi. Uyuşturucu madde kullanıcılarının yüzde 69.74’ünün ilköğretim mezunu olduğu, madde kullanıcılarının yüzde 66.49’unun hiç evlenmemiş veya yalnız yaşayanlardan oluştuğu ifade edildi.

Uyuşturucuya bağlı doğrudan ölümlerin yaş grupları da detaylı bir şekilde raporda yer aldı. Buna göre 13 yaşında bir kişinin de uyuşturucudan öldüğü kayıtlara geçilirken, ölenlerin 26’sı 15-19, 54’ü 25-29, 25’i 30-34, 27’si 35-39, 26’sı 40-44, 8’i 45-49, 6’sı 50-54, 5’i 55-59, 3’ü 60-64, 2’si 65’ten büyük, 5 kişinin ise yaşı bilinmiyor.

Ölenlerin yaş ortalaması önceki yıllarda 35 iken, genç ölümlerinin artması nedeniyle bu yaş 31’e düştü. Ölüm olayı 26 ilde meydana geldi. En yüksek ölüm oranı İstanbul (yüzde 49.6) olarak kayıtlara geçerken bu ili Antalya (yüzde 10.8), Adana (yüzde 7.3) ve Ankara (yüzde 5.6) takip et

Türkiye, coğrafi konumu ve genç nüfusu sebebi ile uyuşturucudan doğrudan etkilenen ülkeler arasında bulunmaktadır. Asya bloğunda üretilen eroin maddesinin batı ülkelerine nakli, Avrupa’da üretilen sentetik uyuşturucu ve ara kimyasalların ise Arap Yarımadası'nda yer alan ülkelere seyrinde transit ülke olmamız, bu konudaki açmazı ortaya koymaktadır.

Türkiye genelinde 2015 yılında toplam 73.017 uyuşturucu olayı meydana gelmiştir. Türkiye genelinde 2015 yılında meydana gelen olaylarda toplam 108.003 şüpheli yakalanmıştır. (Kaynak: TUBİM, 2016)

Eroin

Türkiye’de 2015 yılında 12.271 eroin olayı gerçekleşmiş, bu olaylarda 19.650 şüpheli yakalanmış ve 8.294 kg eroin maddesi ele geçirilmiştir.

2015 yılında ele geçirilen eroin miktarındaki düşüşün nedeni, dünya genelinde afyon üretiminin bir önceki yıla göre %38 azalma göstererek 1990’lı yılların sonlarındaki seviyelere gerilemesinden kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. (Dünya Uyuşturucu Raporu, 2016).

2014 yılı içerisinde Avrupa Birliği üyesi ülkeler ile Norveç’te toplam 8,9 ton eroin ele geçirilirken, sadece Türkiye’de 12,7 ton eroin ele geçirilmiştir. (2016 Avrupa Uyuşturucu Raporu).

Esrar

Türkiye’de 2015 yılında 35.892 esrar olayı gerçekleşmiş, bu olaylarda 53.018 şüpheli yakalanmış ve 53.682 kg esrar maddesi ele geçirilmiştir.

Kokain

Türkiye’de 2015 yılında 988 kokain olayı gerçekleşmiş, bu olaylarda 1.500 şüpheli yakalanmış ve 556 kg kokain ele geçirilmiştir.

Ecstasy

Türkiye’de 2015 yılında 5.012 ecstasy olayı gerçekleşmiş, bu olaylarda 7.965 şüpheli yakalanmış ve 5.673.901 adet ecstasy ele geçirilmiştir.

Captagon

2015 yılında, toplam 381 captagon olayı gerçekleşmiş, bu olaylarda 610 şüpheli yakalanmış ve 15.089.579 adet captagon ele geçirilmiştir.

Metamfetamin

2015 yılında Türkiye’de 1.915 metamfetamin olayı gerçekleşmiş, bu olaylarda 2.977 şüpheli yakalanmış ve 260 kg metamfetamin ele geçirilmiştir. Türkiye’de metamfetamin maddesi 2009 yılından itibaren görülmeye başlanmıştır ve bu yıldan itibaren olay sayısı artış göstermiştir. 2015 yılında metamfetamin olay sayısı, bir önceki yıla oranla 4 kat artış göstermiştir.

Sentetik Kannabinoidler

Türkiye’de ilk defa 2010 yılı ortalarında “Bonzai” (JWH-018) sokak ismi ile görülmeye başlanan ve değişik türleriyle yayılan sentetik kannabinoidler,  toplam 142 sentetik kannabinoid türevi 2313 sayılı Kanun kapsamına alınmıştır.Türkiye’de 2015 yılında 11.567 sentetik kannabinoid olayı gerçekleşmiş, bu olaylarda 15.948 şüpheli yakalanmış ve 544 kg sentetik kannabinoid ele geçirilmiştir.

ÖNLEME VE TEDAVİ

Uyuşturucu suçlarına yönelik önleme faaliyetleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 58. maddesinde yer alan, “Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” hükmüne dayanmaktadır.

“2015 Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planı’’na göre Türkiye’de uyuşturucu ile ilgili önleme çalışmaları; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) koordinesinde İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin (EMCDDA) Türkiye Ulusal Temas Noktası olarak Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı (NDB) bünyesinde görevini sürdüren Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM) ile Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin katılımlarıyla yapılmaktadır.

2015 yılı içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda; 10.445.227 öğrenci, 1.889.146 veli, 650.819 öğretmen madde bağımlılığı ile mücadele konusunda düzenlenen seminer, toplantı, film, tiyatro, resim/ kompozisyon yarışmasına katılım sağlamıştır. Belirtilen etkinlik ve çalışmalarla katılımcılar bilgilendirilmiş, madde bağımlılığı ile mücadele kapsamında farkındalık ve tutum kazandırılmaya çalışılmıştır. (Milli Eğitim Bakanlığı, 2016).

Türkiye Yeşilay Cemiyeti ve MEB arasında imzalanan “Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Protokolü” kapsamında tüm il ve ilçelerde yetiştirilen 498 Formatör Rehberlik Öğretmeni ve 28.000 Türkiye Bağımlılıkla Mücadele (TBM) programlarını uygulayıcı öğretmenler aracılığı ile veli, öğrenci ve öğretmen eğitimleri yapılmıştır. (Milli Eğitim Bakanlığı, 2016).

Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yurt genelinde 1.316 antrenöre yönelik “Bağımlılıkla Mücadele Farkındalık Eğitimi” verilmiştir. 81 il Gençlik Merkezlerinde Yeşilay ve İl Emniyet Müdürlükleri ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilen seminer, konferans, bilgilendirme toplantısı ve tiyatro faaliyetlerine 16.764 gencin katılımı sağlanmıştır. Gençlik Projeleri Destek Programı (GPDP) ile Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu bünyesindeki 218 yurtta, 17.394 öğrenciye “Gençlik Sorunları ve Bağımlılık” eğitimi verilmiştir. (Gençlik ve Spor Bakanlığı, 2016).

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı işbirliğinde, gençlerimizin her türlü bağımlılıktan kurtulmalarına destek olmak, motivasyonlarını arttırmak, içinde bulundukları zor durumdan kurtulmalarını teşvik etmek amacı ile 2015 yılında ilk defa "Umre Programı" planlanmış, AMATEM’lerde (Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi) madde bağımlılığı tedavisini tamamlamış gençlerimize yönelik olarak, 25 Mayıs-4 Haziran 2015 tarihleri arasında (10) günlük umre programı düzenlenmiştir. Umre programına Adana (2), Ankara (6), Aydın (1), Balıkesir (1), Bursa (2), Elazığ (3), Diyarbakır (1), Gaziantep (3), İstanbul (4), Kayseri (1), Manisa (1), Mersin (2), Samsun (1), Sivas (1), Tokat (1) illerimizden toplam 30 genç katılmıştır.

Ülkemizde AMATEM bulunan illerimiz arasında yer alan Adana, Ankara, Manisa, Samsun, Gaziantep, Elazığ, Kayseri ve İzmir’de madde bağımlılığı tedavisini tamamlamış kişilere yönelik olarak Ramazan ayında iftar programları gerçekleştirilmiştir.

24 Ekim 2015 Salı günü Diyanet TV'de "Çığlık" programında madde bağımlısı bir gencin ve ailenin yaşadıkları konu alınarak uzman görüşlere yer verilmiş ve dönemsel açıdan evlat yetiştirmenin önemine vurgu yapılmıştır.

Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Yeşilay Cemiyeti arasında 18.09.2014 tarihinde imzalanan protokol kapsamında; "Bağımlılıkla Mücadele Koordinatör Din Görevlisi" olarak görev alan personele yönelik 23-26 Kasım 2015 tarihleri arasında "Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı" düzenlenmiştir.

81 ilimizinden Vaiz, Din Hizmetleri Uzmanı, Eğitim Uzmanı, Kur'an Kursu Öğreticisi ve İmam Hatiplerin de aralarında bulunduğu 86 din görevlisine; bağımlılık ile mücadele konularına ilişkin dersler anlatılarak tecrübeler paylaşılmıştır. (Diyanet İşleri Başkanlığı, 2016).

Türkiye İş Kurumu tarafından uyuşturucu madde bağımlılarına iş ve meslek danışmanlığı hizmetleri, meslek edindirme kursları, işbaşı eğitimleri girişimcilik eğitimleri ve işe yerleştirme hizmetleri sunulmaktadır.Bu kapsamda; 2015 yılında uyuşturucu madde bağımlılığı tedavisi veya rehabilitasyon aşamasındaki 681 kişi iş ve meslek danışmanlığı hizmetlerinden faydalanmış, 420 kişi mesleki eğitim kursu, işbaşı eğitim programı ve girişimcilik eğitim programına katılmış, 211 kişinin ise toplum yararına düzenlenen programlara katılımları sağlanmış ve 21 kişi işe yerleştirilmiştir. (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İŞKUR, 2016).

2954 Sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu’nun Temel İlkeler ve Yayın Esasları kısmında; “Toplumun beden ve ruh sağlığına zarar verecek hususlara yer vermemek” hükmü yer almaktadır. Bu kapsamda 2015 yılında TRT radyo ve televizyon kanallarında; belgesel, drama, eğitim-kültür, sağlık ve haber türlerinde 33 adet yayın yapılarak, alkol-sigara kullanımının zararları, uyuşturucu kullanımı ve kaçakçılığı ile mücadele, madde bağımlılığı nedenli ölüm olayları, gençlerin ve çocukların etkilendikleri çevresel faktörler konu alınmış ve uzmanlar ile narkotik polislerinin görüşlerine yer verilmiştir. Ayrıca yayınlanan 18 farklı kamu spotuyla konuya dikkat çekilerek toplumda farkındalık yaratılmıştır.

Genel Kurmay Başkanlığı tarafından 430.000'den fazla er/erbaşa bağımlılık ile mücadele eğitimi verilmiştir.

Adalet Bakanlığı Denetimli Serbestlik Müdürlüklerinde çalışan uzmanlar tarafından 2015 yılı içerisinde 494.984 bireysel görüşme, 5.138 grup çalışması yapılmıştır. İhtiyaç duyulan alanlarda yeni müdahale programları geliştirilerek, daha özelleştirilmiş rehberlik ve iyileştirme program hazırlıkları devam etmektedir. (Adalet Bakanlığı CTEGM, 2016)

2015 yılı içerisinde; SAMBA, Öfke Kontrol Programı, Hayat İçin Değişim, Genç SAMBA ve diğer konularda düzenlenen 49 eğitim ve çalıştaya 1.736 personelin katılımı sağlanmıştır. Ayrıca “Hayır” Diyebilme, Duyguları Tanıma, Düşünce Tarzları, Stresle Başa Çıkabilme, Aile İçi İletişim, Ebeveyn Tutumları, Bağımlılık, Öfkeyi Tanıma, İletişim Becerileri, Çatışma Çözme, Motivasyon konuları ile ilgili 13.998 seminer düzenlenmiştir. (Adalet Bakanlığı CTEGM, 2016)

2015 Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planı’nın 4. başlığında “Uyuşturucu İle Mücadelede Danışma Birimleri” yer almaktadır. Bu başlık altında; risk altında olduğunu düşünerek kendisi veya yakınları için tedbir almak isteyenlerin, bağımlıların, bağımlı yakınlarının müracaat edecekleri birimleri oluşturmak ve algoritmalarını belirlemek amaçlanmıştır.

8 Temmuz 2015 tarihinde 7 gün 24 saat bu konuda profesyonel kişilerin hizmet verdiği “ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattı” kurulmuştur.

Uyuşturucu madde bağımlılığının tedavisine ilişkin hükümlerin yer aldığı “Ulusal Uyuşturucu ile Mücadele Strateji Belgesi 2015” belgesinde; “Uyuşturucu bağımlılarının tedaviye erişimlerini kolaylaştırmak, tedavi mekanizmalarını güçlendirerek tedavideki başarı oranlarını artırmak” amacı yer almaktadır.

Türkiye’de 2015 yılı itibariyle toplam 47 uyuşturucu madde bağımlılığı tedavi merkezi bulunmaktadır. Bu tedavi merkezlerinin tamamı ayaktan tedavi, 34 adedi ise yatarak tedavi gerçekleştirmektedir. Tedavi merkezlerinde toplam 793 yatak kapasitesi bulunmaktadır. 2015 yılında yatarak tedavi gören ve haklarında form doldurulan hasta sayısı 10.884, ayaktan tedavi gören hasta sayısı ise 181.622’dir.Tedavi olan hastaların 20-29 yaş grubu arasında yoğunlaştığı görülmektedir. 20-29 yaş grubundaki hastaların toplam hastalara oranı %57,14’dür. 2015 yılı içerisinde yatarak tedavi olan 10.884 kişinin %68,27’si (7.430) kendi isteğiyle, %30,44’ü (3.313) aile/arkadaş etkisiyle tedaviye başvurmuştur.

Uluslararası raporlarda; yılda yaklaşık 1,6 trilyon ABD Dolar’ı kara paranın dünya genelinde aklandığı ve bu miktarın 320 milyar ABD Dolar’ının uyuşturucu kaçakçılığından elde edilmekte olduğu yer almaktadır. (UNODC ve IMF, 2012).

Avrupa uyuşturucu pazarının 2013 yılındaki değeri, 24 milyar Avro olarak tahmin edilmiştir. (EMCDDA, EUROPOL).

Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerine göre uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen gelir tek başına uluslararası yasal ticaretin yaklaşık %8’ine denk gelmektedir.

NATO’nun 2007 tarihli Takviyeli Ekonomik Komite Toplantısı raporunda; “yasadışı narkotik endüstrisinin PKK/KCK’ nın en karlı kriminal faaliyeti olduğu, Pakistan’daki uyuşturucunun ham üretiminden, Irak’ta damıtılmasına, sokaklarda pazarlanmasından, uyuşturucunun Avrupa’da vergilendirilmesine kadar, PKK/KCK örgütünün narkotik ticaretinin her safhasında yer aldığı” ifade edilmiştir.

EUROPOL’ün 2013 Terörizmin Durumu ve Trend Raporu’nda; Türk soruşturma raporlarının PKK/KCK’nın, terörist faaliyetlerini finanse etmek amacıyla uyuşturucu kaçakçılığına dahil olduğunu gösterdiği, PKK/KCK’nın Türkiye sınırını geçen uyuşturucu tacirlerinden aldığı vergiler aracılığıyla para topladığı, uyuşturucunun nakliyatı, AB’ ne ulaştırılması, AB’ de dağıtımı ve satışının her aşamasında kardan pay aldığı, buna karşılık olarak uyuşturucu tacirlerine genellikle PKK’dan koruma ve anlaşmazlıklar için arabulucuk teklif edildiği bilgilerine yer verilmiştir.

PKK terör örgütünün İran, Afganistan ve Pakistan’dan elde edilen işlenmemiş morfinle Kuzey Irak’ta bulunan kamplarındaki imalâthanelerinde eroin imalâtı yapmaktadır. Bununla birlikte İran ve Irak sınırındaki köylerden kilo başına eroin imalâtından pay aldığı yakalanan şüpheli ifadelerinden anlaşılmıştır

Sınır komşumuz ülkelerde, PKK kontrolü altında bulunan bölgelerdeki uyuşturucu transferlerinden vergi adı altında aldığı para ve uyuşturucu kaçakçılığından elde ettiği gelir örgütün önemli bir finans kaynağını oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra terör örgütünün Irak ve İran’dan Avrupa’ya yapılan uyuşturucu sevkiyatında da önemli bir rolü vardır.

PKK  elemanlarının Avrupa uyuşturucu pazarı üzerinde önemli rolleri vardır. Avrupa uyuşturucu pazarının %80’inin PKK’nın kontrolü altında olduğu farklı zamanlarda yayımlanan uluslararası raporlarda belirtilmiştir. (Interpol, EMCDDA).

PKK’nın uyuşturucu kaçakçılığının her aşamasında rol alarak yılda yaklaşık olarak 1,5 milyar ABD Dolar’ı gelir elde ettiği değerlendirilmektedir.

DERLEYEN : MEHMET YAVUZ AY

Yorum Ekle
Yorumlar (10)
Mahmut AY | 07.02.2018 11:49
Güzel, teşekkür ederim.
Aydın Ylacin | 07.02.2018 09:07
Teşekkürler
Hüseyin çolak | 07.02.2018 09:06
Bir nesli yok etmenin en aşağılık metodu diyebilirim
Mehmet Yıldız | 07.02.2018 00:03
Titiz bir araştırma müstefid oldum.teskkurler.
YNY | 06.02.2018 22:47
Toplumun her kesimini özellikle de öğrencilerimiz için bilgilendirici bir yazı...Kaleminize kuvvet...
Orhan Kuyu | 06.02.2018 15:26
Efradını cami ağyarını mani değerli bir çalışma olmuş teşekkürler. Önleyici tedbirlerimizin referansları yöneticilerle farklılık arz etmekle birlikte ne yapılırsa kardır Allah çoluk çocuğumuzu bu illetten korusun. Hayırlı geceler.
Ş. Mermut | 06.02.2018 15:24
Önemli bir toplumsal hadiseye deyinmiş'sin, Allah razı olsun, Ağabeyim.
H. Çelik | 06.02.2018 12:51
Çok kapsamlı bir araştırma yapmışsın.Ama benim aklım taa ne zamandan beri yüzde 99 u müslüman olan bir ülkede bu derece nasıl yaygın bir sorun haline geldi, bunu anlamakta hep zorlamıyorum açıkçası. Selamlar
Hidayet ÇELİK | 06.02.2018 09:58
Titiz bir araştırma sonucu oldukça kapsamlı bir yazı olmuş.Uyuşturucu sorununun Türkiye de bu denli yaygın bir sorun haline geldiğini bu yazı ile öğrenmiş olsun.Ellerinize sağlık.
Süleyha Kara | 06.02.2018 08:28
Çok hassas ve çok önemli bir konu harika yazılmış Teşekkür ederim