metrika yandex
  • $32.19
  • 34.99
  • GA17650

Haberler / Yazı Dizisi

MİLLİYETÇİLİK ÜZERİNE GÖZLEMLER-3 / Yusuf YAVUZYILMAZ

08.02.2022

MİLLİYETÇİLİK ÜZERİNE GÖZLEMLER-3
 
Milli kimlik ve din üzerine aykırı sorular
 
Yusuf YAVUZYILMAZ
 
 
Ulusalcı Kemalistlerin asıl sorunu toplumu sosyolojik olarak değil ideolojik olarak okumalarıdır. Bu onları toplumsal gerçeklik yerine, ideolojik ütopyaya mahkum ediyor. 
 
Ütopyada ısrar ettikçe gerçeklikten kopuyorlar. 
 
Ütopyayı toplumda göremeyince öfkeleniyorlar. Ütopyası gerçekliğini ise hiç tartışmaya yanaşmıyorlar.
 
Milli kimlik ve din üzerine aykırı sorular:
 
1- Milli kimlik, dini kimliği aşan, evrensel ve zorunlu bir kavramsallaştırma mıdır?
 
2- Milli kimlik ontolojik bir kategori mi, yoksa inşa edilmeye çalışılan tarihsel bir kategori midir?
 
3- Din, milli kimliğin oluşumunda rol alan bir bileşen midir, öyle ise milli kimlik dini kimliği aşan bir yapıya işaret etmez mi?
 
4- Din( İslam) milli kimliği bozucu ve engelleyici bir inanç biçimi midir?
 
5- Milli devletleri inşasında din neden sorun olmaktadır?
 
6- Cumhuriyetin modernleştirici seçkinleri İslami projelerinin onun de bir engel olarak görmeleri tesadüf müdür?
 
7- Kürt ulusalcılığını lideri olan Öcalan’ın, dini, Kürt Milli kimliği önümde engel görmesi neyi ifade eder?
 
8- Ulus devletlerin ideolojilerini oluştururken, ulusalcılığı ve milliyetçiliği onaylayan bir dini anlayış arayışı, dinin özünün bu projeye uygun olmadığını göstermez mi?
 
9- Bir insan Müslüman olduğunda dini ve milli kimliği bir arada taşıyabilir mi?
 
Öyle görülüyor ki , "Türkiye nedir?" sorusu üzerinde anlaşabilmiş değiliz. Türkiye tasavvurlarımız ve gelecek tasavvurlarımız farklılaşmıştır. 
 
Devlet eliyle toplumu dizayn etme fikrinin kökeni bu.  
 
Atatürk yaşamı boyunca laik, pozitivist, dinden olabildiğince arındırılmış, etnik bakımdan Türk öncelikli bir ulus yaratmak istemişti.
 
Doğrusu toplumsal gerçekliğe bakıldığında bu proje oldukça zordu. Laiklik politikalarıyla dindarlar, Türkçü politikalarla Kürtler entegre edilmeye çalışıldı. 
 
Tek Parti dönemi politikaları tek tipçiydi, otoriterdi, asimilasyoncuydu.
 
Milliyetçilik, devlet kurma aşamasında kurucu ideoloji, devlet olduktan sonra asimilasyon ve hakimiyet ideolojisini besler. 
 
Bundan dolayı devlet olduktan sonra hukuksal eşitliğe ve vatandaşlığa vurgu yapmak gerekir.
 
Milliyetçi seçmenle konuşurken, hangi tür milliyetçi ile konuştuğunuza dikkat etmeniz gerekir. 
 
Gerçek şu ki, milliyetçi seçmen "Muhafazakar ülkücü milliyetçilik" ve "Seküler Ulusalcı Kemalist milliyetçilik” olarak okur bölünmüş durumdadır.
 
1- Muhafazakar ülkücü milliyetçiler Ak Partiye, Seküler Ulusalcı Kemalist milliyetçiler ise CHP'ye yakındır.
 
2- Muhafazakar ülkücü milliyetçiler dini pratiklere daha yatkın, Seküler Ulusalcı Kemalist milliyetçiler ise daha mesafelidir.
 
3- Muhafazakar ülkücü milliyetçiler genellikle dini inançların daha baskın olduğu Erzurum Balıkesir ekseninde, Seküler ulusalci Kemalist milliyetçiler ise Antalya - Çanakkale kıyı şeridinde yoğunlaşmıştır.
 
4- Muhafazakar ülkücü milliyetçiler 15 Temmuz darbe girişimine şiddetle karşıdır. Seküler ulusalcı Kemalist milliyetçiler ise bu konuda daha ihtiyatlıdır.
 
5- Muhafazakar ülkücü milliyetçiler için beka sorunu önemlidir. Seküler ulusalcı Kemalist milliyetçiler için ise beka sorunu yoktur.
 
1970-1980 arasında süren kardeş kavgasının ana aktörleri darbeye zemin hazırlamak için sahaya sürülen ülkücü ve solcu gençlerdi. 
 
Bu dönemde Rahmetli Erbakan'ın en büyük başarısı, dindar gençliği bu kardeş kavgasının içine sokmamaktaki başarısıdır. 
 
Ülkücü siyasal akıl hala bunu vatan aşkıyla yaptığı konusunda kendini avutuyor. Amcasının oğlu solcuyu öldürmekle Sovyet işgalini önleyeceğine inanan bir sığ akıl bu. 
 
Benzer şekilde faşist diye tanımladığı akrabasını öldürmekle Amerikan emperyalizmi ile mücadele ettiğini sanıyordu sol sığ akıl. 
 
İşin daha da vahimi aradan geçen bunca yıla rağmen, ülkücü ve sosyalistlerden bazılarının hala bunu savunuyor olmaları. 
 
Oysa sağ - ülkücü ile sol- sosyalist militanın eline silah veren aynı güçtü
 
Milliyetçilik zihinsel ve kültürel yetersizliği 12 Eylül öncesinden başlayan silahlı mücadelenin doğurduğu bir sonuçtur.
 
Bu dönüşümü Haluk Kırcı'nın anılarında görmeniz mümkün.
 
Milliyetçi gençler komşunun komünist çocuğunu öldürerek Sovyet işgalini önleyeceklerine inanacak kadar sığ fikirdeydiler.
 
Oysa bir askeri darbeye giden yolun taşlarını döşediklerinin bile farkına varamadılar 12 Eylül sabahına kadar.
 
Şimdi ise başka bir senaryonun figüranları olmanın esiğindeler.
 
Devam Edecek

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş