9 Aralık 2019 Pazartesi •

Düşüncede uyum ve bütünlük…

22.07.2019
Abdulaziz TANTİK

Düşüncede uyum ve bütünlük… / Abdulaziz TANTİK

Bir düÅŸüncede uyum ve bütünlük o düÅŸüncenin saÄŸlıklı oluÅŸunu ve gerçekçi bir yapıya sahip oluÅŸunu garanti eder. Bütünlük her parçanın uyumu çerçevesinde kendini yenileyerek varlığını idame eder. Uyum ise bütünün dinamikliÄŸini kendisi için enerjiye dönüÅŸtürerek varlığını sürdürmenin zeminini kurar. Uyum olmadan bir bütünlük yapısı kurmanın zorluÄŸu ortada… Bütünlük yapısı kurulmadan da bir uyuma gönderme yapmanın zorluÄŸu ise bilinen bir gerçekliÄŸe iÅŸaret eder. Her iki tutumun birbirini besleyerek düÅŸüncenin hem dinamikliÄŸini hem de dayanıklılığını saÄŸlamada birbirine olan ihtiyaçları aÅŸikârdır.

Bir düÅŸüncenin pozitif geliÅŸim çizgisinin devamı açısından bütün ile parça arasında bulunan uyumun varlığı kaçınılmazı iÅŸaret eder. Uyum, sessiz ve derinlemesine bir dinamiÄŸin hareketinin deveranına zemin oluÅŸturur. Uyum, saÄŸlıklı ve sahih bir yapının kurulmasında etken varlıktır. Parçanın parça ile ve parçanın bütün ile iliÅŸkisinin niteliÄŸini belirlediÄŸi gibi niceliÄŸinin de nasıl olması gerektiÄŸi konusunda öncü rolü oynar.

Uyum, düÅŸüncede belirli bir disiplini var kılar. Bu disiplin üzerinden parçaların iÅŸlevselliklerini belirler. Bu iÅŸlevsellik üzerinden her parçanın ömrünü bereketlendirir. Böylece bir düÅŸüncenin daha uzun ömürlü bir yapıya sahip olmasının gerekliliÄŸini aÅŸikâr kılar. Uyum, rastgeleliÄŸi devre dışı tutar. Negatif anlamda tahmin veya ÅŸansa iÅŸ bırakmaz. Uyum, aynı zamanda pozitif olarak tahminin güçlü olmasına imkân tanırken yapısı gereÄŸi ÅŸansın oranını da artıran bir zemini de içinde tutar. Uyum, farklılığı çatışmaya dönüÅŸtürmeden birbirini besleyen bir enerjiye dönüÅŸtürür.

DüÅŸüncede uyum, kaos yerine kozmosu, çatışma yerine diyalektiÄŸi esas kılar. Uyum, bir kaosu kozmosa dönüÅŸtürürken düÅŸüncenin en yararlı elemanı olarak öne çıkar. Kaostaki her elemanı birbirleri ile iliÅŸkiye geçirip baÄŸ kurdurarak birlikte var olmanın zeminini kurdurur ve onu diÄŸeri için yararlı hale dönüÅŸtürürken bütün açısından önemini de ortaya çıkartır. Uyum, elemanlar arasındaki çatışma zeminini dinginliÄŸe dönüÅŸtürerek her nesnenin kendisi olabildiÄŸi ve içinde taşıdığı bir diÄŸeri ile olan bağının dışa çıkarılmasına yardım ederek kendisi olarak var olmanın bir baÅŸkası için var olmak anlamına geldiÄŸini ona hatırlatır. Böylece düÅŸüncenin farklı yapıları arasında derinlikli bir iliÅŸki kurarak her parçanın özel oluÅŸunu baÄŸlı olduÄŸu bütünü güçlendirmekten aldığı idrakini de saÄŸlar. Böylece parçalar oluÅŸturduÄŸu bütünün senkronik özelliÄŸi sayesinde müthiÅŸ bir senfoni oluÅŸtururlar. Artık her parça bir parçadan daha fazlası olur. Bu çerçevede her parçanın farklılığı senfoninin güçlülüÄŸünü artırır.

Bir uyumu saÄŸlayacak ÅŸey; varolandan daha fazla bir ÅŸey olduÄŸu hissi ve bakışıdır. EÄŸer bir parça göründüÄŸü ile sınırlı bir tutuma tabi tutulursa onu uyuma taşımak zorlaşır. Ve her parça kendi savaşımını verdiÄŸinde ise çatışma kaçınılmaz olacaktır. O zaman kendisi için olmak, kendisi için yaÅŸamak ve kendisi için var olmak gibi parçayı uyumsuzluÄŸa davet eden yaklaşım öne çıkacaktır. Bu düÅŸüncenin her parçasının varlık oluÅŸunu hatırda tutmamıza neden olmalıdır. Daha açıkçası düÅŸüncenin her parçasının varlık özelliÄŸi taşıdığı gibi temel bir gerçekliÄŸe de dikkat kesilmek esas kabul edilmelidir. Yoksa parça ile bütün arasındaki iliÅŸkiyi salt insan zihnine indirgemiÅŸ oluruz ki bu da insanı modern bilginin tasallutuna yeniden taşımak anlamına gelecektir. Bu bakış, insana tanrısallık yükleme anlamına da gelecektir.

Varlığın, yaratıcısı ile iliÅŸkisi baÄŸlamında her zaman var olandan fazlası olduÄŸu gerçeÄŸini unutmamalıyız. Bu varlıkta olup bitenin neliÄŸini anlamamıza da yardımcı olacak bir bakışı içerir. Varlık, ÅŸartlar muvacehesinde sürekli kendini yenileme ve geliÅŸtirme özelliÄŸine sahiptir. Tabii ki bu durum, insan zihninin onu gözetlemesi ve ona iradesi üzerinden bir ÅŸeyler dikte etmesinin zeminini de oluÅŸturur. Ancak insanın onu etkilemesi onda var olan özelliÄŸi sayesindedir. İşte bu özellik, aynı zamanda daha çok parçanın bir araya gelerek bir bütün oluÅŸturmasına yarayabiliyor. İnsan zihni burada sadece bu potansiyeli harekete geçirmek ve varlıkla iliÅŸki kurarken onun bu potansiyelinin farkına varmasıdır. İster bu, bilgi ile ister tecrübe ile olsun…

Bütünlük, parçanın insan zihninde yeniden kurgulanmasının önemli etkenlerinden biridir. Tek, tek parçalardan oluÅŸan birlikten fazlası olan bütünlüÄŸün, aynı zamanda parçaların toplamından azade yeni bir varlık oluÅŸturduÄŸunu gözlemlemek önemli… Bütün dediÄŸimizde artık parçaların toplamı deÄŸil, farklı bir varlığın tezahürü ve bu yeni varlığın parçaya yeni bir kimlik ve aidiyet kazandıran yeni bir anlam zemini olduÄŸudur. Bütün parça iliÅŸkisinde parçanın oluÅŸturduÄŸu birliÄŸin sahiciliÄŸi ile yeni kazanılan kimliÄŸin aynı emin ortamda buluÅŸması sayesinde oluÅŸan tanışıklığı dikkate almalıyız. Bu o bütünlüÄŸün sahiciliÄŸini gösterir. İliÅŸkinin niteliÄŸi sahici olunca parçanın kazandığı aidiyet ve kimlik de sahici bir zemine sahip olarak bütünü güçlendiren bir özelliÄŸe dönüÅŸür.

Parça her zeminde var olma istidadı taşıdığı için sürekli yeni anlamlar peÅŸinde koÅŸar, siz buna yeni hayatlar peÅŸinde koÅŸmak da diyebilirsiniz. Ancak her parça aradığı tamlığı içinde yer aldığı bütünün saÄŸlamlığı ve anlamlılığı ile kemale erdirir. Bütün ise her parçanın tamlığı sayesinde hem güçlü hem daha uzun erimli ve sürekliliÄŸini garanti eden bir yapıya sahip olarak yeni bir varlığın ÅŸen ÅŸakrak seslerini hayatın neÅŸesi olarak yayar.

Bütün, yeni bir varoluÅŸ sürecinin adıdır. Bütünlük, yeni bir varlığın hayata çıkışı ve hayatı çeÅŸitlendiren bir özelliÄŸi iÅŸaret eder. Her bütün yeni bir anlam kümesi oluÅŸturur ve kaosu kozmosa taşır. Çünkü bütünlük hissi varoluÅŸsaldır. Her varlık zerresinde varlığını idame edecek bir potansiyele sahiptir. Yani her varlığın ikili bir tabiata sahip olduÄŸu düÅŸüncesine açık olmalıyız. Her zerrenin kendisi ve gölgesi olduÄŸu savı madde altı fiziÄŸin öne çıkardığı bir bilgidir. Ancak insan veya varlık üzerine düÅŸündüÄŸümüzde de bu temel gerçekliÄŸi kavrarız: Her varlık kendisi olarak var olmayı sürdürürken yeni bir var olma tarzına da açık ve hemen ona uyum saÄŸlamaya hazırdır. Bu yüzden hayat deveranına devam edebiliyor. Sürekli yeni varlık katmanlarının oluÅŸumuna zemin ortaya çıkıyor. Dinamik ve canlı bir hareketliliÄŸin varlığı süreklileÅŸebiliyor. Bütün bu gerçekliÄŸi dikkate aldığımızda düÅŸünce, insan zihninin sürekli yeni yaÅŸam kodlarını üreterek yeni varoluÅŸların varlığa çıkışına kaynaklık ettiÄŸini bize göstermektedir. İşte her parça, hem kendisi hem de bir baÅŸkası olabilecek ikiliÄŸi içinde taşıdığı için uyum ve bütünlük üzerinden yeni bir varoluÅŸa da kaynaklık edebiliyor. İnsan zihni de bu yeni varoluÅŸların sahiciliÄŸini ve sıhhati üzerinden sorumluluk üstlenme durumunu taşıyor.

Varlık denizi müthiÅŸ bir akışın içinde dinamik bir ÅŸekilde akışını sürdürüyor. DüÅŸünce, bu akışa müdahil olarak bu denizden bir ÅŸeyler kaparak yeni ÅŸeyler üretmeye zemin kazanıyor. Uyum ve bütünlük ise ele alınan ÅŸeyleri bir araya getirme ve bir arada tutmayı kolaylaÅŸtırırken aynı zamanda yeni ÅŸeylerin katılımına da açık bir pozisyon tutmayı garanti ediyor. Bu halin kendisi ise sürekli bir deÄŸiÅŸimi içinde taşıyor. İşte bu deÄŸiÅŸimin istikameti aynı zamanda insanın sorumluluÄŸunun da zeminini gösteriyor. DüÅŸünce, insan için vazgeçilmez bir özellik kazanırken, sorumluluÄŸunun da kaynağını iÅŸaret eder.

Bütünlük, kendisine ait olmuÅŸ her parçayı yeniden anlamlandırarak ona yeni bir karakter verir. Böylece parça eski ile bağını sürdürürken yeni bir oluÅŸa da kaynaklık eder. Artık o parça eski parça deÄŸil yeni bir parça ama eski parçayı içinde taşıyan bir karakteri de eÅŸliÄŸinde taşıyarak bunu saÄŸlar. BütünlüÄŸün parçadan fazlası olduÄŸunu dile getirmiÅŸtik, o yüzden parçaların oluÅŸturduÄŸu birlikten de fazlasını elde ettiÄŸi için bir düÅŸünce bütünlüÄŸü dikkate alınarak eleÅŸtiriye tabi tutulur.

Bir düÅŸünceye yöneltilecek en önemli eleÅŸtirilerden biride parça ile bütün arasındaki uyum ve bağın niteliÄŸidir. Ama temel eleÅŸtiri bütünün hem hayata dair hem parçasına dair önerdiÄŸi anlam ve karakteristik yapıyadır. DüÅŸünceler arasında mukayese yaparken de ortaya koyduÄŸu tutarlılığı ve kapsayıcılığı yine bütünlüÄŸü üzerinden dikkate alınır. Uyum ve bütünlük düÅŸüncenin ana özelliÄŸini oluÅŸturur. Bu iki temel özelliÄŸi sayesinde diÄŸer düÅŸüncelere göre artı ve eksisi ortaya konur. Gücü ve yenilenme yetisi de yine bu iki özelliÄŸinin niteliÄŸine dayandırılarak ortaya konulur.

Bir düÅŸüncenin ağırlığı, sahip olduÄŸu parçaların çokluÄŸu ve insicamı deÄŸil o parçaların birbirleri ile iliÅŸkisinin niteliÄŸi, uyumu ve bütünlüÄŸü saÄŸlarken oluÅŸturduÄŸu iÅŸlevselliÄŸidir. Bütünlükten kasıt, daha büyük olan deÄŸil, daha iÅŸlevsel olan ve daha güçlü anlam üretebilen mekanizma demektir.

Mesele düÅŸüncenin insan zihninde oluÅŸturduÄŸu koordinatları bütünlük içinde anlamlı bir birleÅŸik yapıya dönüÅŸtürerek ona varlığı anlama, anlamlandırma ve isimlendirme gücü kazandırmasıdır. Uyum ve bütünlük birbirini besleyen ve birbirini tamamlayan özelliklerdir. Birisi eksik olduÄŸunda düÅŸünce tamlığa ulaÅŸamaz. Bu yüzden bütünlükten söz edildiÄŸinde uyum, uyumdan söz edildiÄŸinde ise bütünlük hissi oluÅŸur. Bu temel gerçekliÄŸi unutmadan yeni düÅŸüncelere yelken açmalıyız. Tabii ki her düÅŸünce uyum ve bütünlük sürecinde her parçanın bazı atıl taraflarını dışarıda bırakır veya parçanın bazı hususiyetlerini de atıl hale getirir. Bu kaçınılmaz bir sonucu iÅŸaret eder. O yüzden her düÅŸünce bütünlüÄŸünü saÄŸlarken neyi atıl hale getirdiÄŸi sorusuna da cevap üretmek durumundadır. Ki bu düÅŸüncenin diÄŸer düÅŸünceler karşısındaki üstünlüÄŸüne veya eksikliÄŸine tekabül ettiÄŸi gerçeÄŸini bize gösterir…

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş
Enti Halı / Makina halıcılığında ÖNCÜ