Yorgalar Mezarlığı: Hayatla Ölümün Bitiştiği Yerde

İki yaz önce, bir yakınımızın cenaze merasimine katılmıştım.

Ölüm: yakınlara anlık esintilerle gelen hüzün, tanıdıklar için yerine getirilmesi gereken bir görev gibi… “Başkasının ölümü” sıradan bir farklılığa işaret ediyor. Kimisi erken gitmiştir, kimisi geç… Hayattan bütünüyle kopmuşlar için, “kurtuldu” cümlesi dökülür dudaklardan.

Modern insan, ölümü kesin hatlarla ötelemiş, puslu bir görüntüye indirgemiştir. Modern kentlerde mezarlıklar, hayatın olabildiğince dışındadır.

Oysa hayat, ölüm için bahşedilmiştir insana. Kadim şehirlerde mezarlıklar bu nedenle hayatın içindedir. Mezarlıklar bekleme noktası olarak, dünya hayatının ucu, asıl hayatın başlangıç noktasıdır.

Yüzyıllık ağaçlar karşılıyor bizi. Toprak, yoğun gölgelerin altında ışıksız ve nemli. Alışkanlıklara dönüşmüş kısa sürecek tedirginliğin, koşuşturmacanın arasında, yeni kazılmış mezara yürürken, sağlı sollu dikilmiş beklenmedik levhalar çıktı karşımıza. Kim düşünmüşse iyi düşünmüş. Sözün bittiği yerde, ölüye değil dirilere hitabeden işaret taşları. Ölümü "başkasının ölümünden" alıp bize getiren... Her birinin önünde durdum. Zihnimde şimşekler çaktı. Kalbime değdi sözler. Modern anlamsızlık ve boşluklardan, hayatın ve ölümün hakikatine ilişkin pırıltılı ışıklara daldım…

“Her nefis ölümü tadacaktır.” (Âl-i İmran)

“Hiç kimse yarın ne kazanacağını, hiçbir nefis de nerede öleceğini bilemez.” (Lokman Sûresi)

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de gerçek anlamda iman etmiş olamazsınız.” (Hz. Muhammed)

“Lezzetleri yok eden ölümü çok hatırlayınız.” (Hz. Muhammed)

“Kendine kabir değil, kendini kabre hazırla.” (Hz. Ebubekir)

“Namaz kılan yaşlıyı severim ama namaz kılan gence aşığım.” (Hz. Ömer)

“Sabır boyun eğmek değil, mücadele etmektir.” (Hz. Ömer)

“Kişiliğini makamdan alanlar, makamdan sonra kişiliksiz kalırlar.” (Hz. Ömer)

“Ecel erişmeden yapabileceğiniz hayırlı işler için acele ediniz.” (Hz. Osman)

“İnsan, ahiretteki evini dünyada inşa eder.” (Hz. Ali)

“Hayat bir uykudur ölünce uyanır insan,

Sen erken davran ölmeden önce uyan.” (Mevlânâ)

“Ahlâk örtüsü olmayanı başörtüsü dindar yapmaz.” (Mevlânâ)

“Kaliteli insan işiyle, boş insan kişiyle uğraşır.” (Mevlânâ)

“Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez fakat söylediği her şeyi düşünür.” (Mevlânâ)

“Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine sevmek ve sevilmek için çareler arayın.” (Mevlânâ)

“Mum olmak kolay değildir… Işık saçmak için önce yanmak gerek.”(Mevlânâ)

“Misafir gelecekmiş gibi EVİNİ, ölüm gelecekmiş gibi KALBİNİ temiz tut.” (Mevlânâ)

“Günün adamı olmaya çalışma. Hakikatin adamı olmaya çalış. Çünkü gün değişir ama hakikat değişmez.” (Mevlânâ)

“Mevlânâ’ya sormuşlar: ”O kadar okursun, o kadar yazarsın; ne bilirsin?”  Mevlânâ: “Haddimi bilirim.”

“Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için; dünyadakiler birbirlerini yiyorlar.” (Mevlânâ)

“Gözyaşının bile bir görevi varmış

Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.” (Mevlânâ)

“Ölüden  haber gelmiş, diri okur anlamaz,

Sorsan herkes Müslüman, ne şükür var ne namaz.” (Necip Fazıl)

“Bu hayatı ciddiye almayın. Nasıl olsa içinden sağ çıkamayacaksınız.” (Necip Fazıl)

“Devler gibi eserler için, karıncalar gibi çalışmak lâzım.” ( Necip Fazıl)

“Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret

Ebedi bir yaşam için gayret yok. Hayret!” (Necip Fazıl)

“Dünya güzel olsaydı doğarken ağlamazdık.

Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık.” (Necip Fazıl)

“Biz; Ayakları şişene kadar namaz kılan peygamberin gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz.” (Necip Fazıl)

“İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkulur.”(Necip Fazıl)

“Adam olmak cinsiyet meselesi değil, şahsiyet meselesidir.” (Necip Fazıl)

“Parası olan pazardan, imanı olan mezardan korkmaz.”

Hayatın ve ölümün hayırlısı temennisiyle…

21.01.2019, Kardelen/Ankara