metrika yandex
  • $32.57
  • 34.69
  • GA19020
İtidal

İRAN ERDOĞAN’A NİÇİN TEPKİ GÖSTERDİ?

SÜLEYMAN ARSLANTAŞ
14.12.2020

Türkiye, bütün olumsuzluklara rağmen Devrim’in başından bu yana İran’ın yanında durmaya özen gösteren bir ülke. Bunun en somut göstergelerinden birisi de İran’a karşı uygulanan ya da uygulanmak istenen ambargo kararlarına karşı Türkiye hep İran’ın yanında yer almıştır. Dahası, Devrimi takibeden yıllarda bilhassa Devrim lideri Humeyni’nin direktifleri doğrultusunda Lübnan’da oluşturulan Hizbullah örgütünün neredeyse tüm lojistik ihtiyaçları Türkiye üzerinden kargo uçakları ile Şam’a, oradan da Baalbek’e, Beyrut’a ulaştırıldı. Hatırlanacağı üzere o tarihlerde İran-Irak savaşı bütün hızıyla devam etmekteydi. O nedenle de Hizbullah’ın lojistik desteğinin tek güzergahı Türkiye hava sahası idi. Dönemin Başbakanı ÖZAL, İran’a bu imkânı tanımaktan çekinmedi. Üstelik de Evren’in Cumhurbaşkanı olduğu bir zamanda.

İran, zaman zaman PKK terör örgütüne çeşitli şekillerde yardımcı olmadı değil. Hatta Kandil konusunda eğer İran Türkiye’ye tam destek verseydi belki de bugün terör büyük ölçüde bitmiş olurdu. Bir bakıma İran’ın PKK’sı diyebileceğimiz PEJAK terör örgütüne Türkiye hiçbir zaman destek olmadı. 1979’dan günümüze kadar da hamdolsun iki ülke arasında ciddi bir kriz de yaşanmadı. Tabir-i caiz ise Türkiye, İran kaynaklı olduğunu düşündüğü Türkiye’ye yönelik mezhebi propaganda ve gelişmelere hep teenni ile yaklaştı. Ya da Tebriz’ de, Ahvaz’da, Sanandaj’da keza Irak’ın, başta Musul olmak üzere çeşitli yerlerinde meydana gelen Devrim karşıtı ya da İran yönetimine karşı başlatılan hiçbir harekete destek de vermedi.

Tüm bunları niçin anlatıyorum?

Malum geçtiğimiz 3 Ocak 2020’de Irak’ta bir suikast sonucu general Kasım Süleymani katledildi. Kasım Süleymani’nin katli aslında yerel ve bölgesel anlamda çok önemli bir olaydı. Keza, olaylar Süleymani suikasti ile de bitmedi. Suikastin ardından İran’da birçok yerde yangınlar, patlamalar birbirini izledi. Yine İsrail, İran’ın Suriye’deki gücünü zayıflatmak için sürekli Suriye’deki İran birliklerine hava saldırıları düzenliyor. İran ise tüm bu olaylara karşı etkin bir mücadele ya da karşılık vermiyor. Veremiyor diyemiyorum zira İran, geçmişten çok farklı olarak ciddi anlamda konvansiyonel silah üstünlüğüne sahip. Dolayısıyla daha etkili karşılıklar verebilecek kapasitesi mevcuttur. İran, gücünü de yeterince kullanma eğiliminde değil. Biz, bunu 8 yıl süren İran-Irak savaşında da gördük. Zira 1973-1974 petrol krizi sırasında Ksincer’in teşviki ile İran Şah’ı milyarlarca dolarlık silahlar almıştı Amerika’dan. Ne var ki bu silahları bütünüyle Saddam rejimine karşı kullanmadı.

1987’de, Tahran’a kadar uzanan Saddam’ın füze saldırıları sırasında dönemin İran Kara Kuvvetleri Komutanı Şirazi’ye bu durumu sormuştum. Sorum şöyleydi: ‘Devam etmekte olan İran-Irak savaşında elinizdeki, envanterinizde bulunan silahları niçin kullanmıyorsunuz?

Cevap: ‘Mesela hangi silahlar?’

Soru: ‘Şu anda envanterinizde stokajlı olarak üç filo F-15’ler var.’

Cevap: ‘Evet, doğru. Ama biz onları gerçek düşmanlarımıza karşı kullanacağız.

Soru: Irak sizin gerçek düşmanınız değil mi?

Cevap: Hayır. Biz, ancak bu savaşı bertaraf etmek ve halka zarar vermeden sürdürmek istiyoruz. Zira bizim inkilabi düzenimiz devam ettiği sürece bir çok gerçek düşmanla karşı karşı ya geleceğiz. Bizim savaşımız Irak halkına değil, Saddam rejiminedir. İşte bahsi geçen silahlar bize o zaman lazım olacak demişti.

Bu görüşmeyi biraz da günümüzde İran’a yönelik çeşitli saldırılar, suikastler olmasına rağmen niçin İran halen ciddi bir karşılık vermemekte.

Kasım Süleymani gitti. İran’ın belki de en az Bender-Abbas Limanı kadar stratejik ve lojistik önemi olan ve de İran’ın Hizbullah kontrolünde-işletmesinde olan Beyrut Limanı havaya uçuruldu. Yine İran’dan beklenen tepki gelmedi. Ve nihayet nükleer Fizikçi Muhsin Fahrizade bir suikast sonucu katledildi, bu katliama ilişkin de ciddi bir cevap verilmedi. Belki de İran Cumhurbaşkanı Ruhani, İran’lı muhafazakarların kontrolünde olan İslami Şura’nın derhal karşılık verilmesi talebini geri çevirmesinin arkaplanında Amerika’daki Başkanlık seçimi, Trump’ın gitmesi nedeniyle Biden ile daha farklı, İran’ın lehine yeni gelişmeler olabileceğini hesap etmesi olabilir.

Tüm bu saydıklarımıza teenni ile yaklaşan İran Yönetimi’nin Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan’da şair Vahapzade’nin şiirini okumasına; başta İran Dışişleri Bakanı Zarif olmak üzere çok ciddi tepki vermesi biraz tuhaf olmadı mı?

Ne dedi Sayın Erdoğan: ‘Aras, türküsünü daha güçlü çığıracak. Karabağ şikestesini okuyan nefesler daha yüksek, daha güçlü çıkacaktır.’ Dedikten sonra:

  • Aras’ı ayırdılar
  • Kum ile doldurdular
  • Ben senden ayrılmazdım
  • Zor ile ayırdılar
  • Ay laçin, can laçin
  • Men sene kurban laçin

İran Dışişleri Bakanı Zarif ise: ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Bakü’de hatalı anlattığı şeyin, Aras’ın kuzeyindeki bölgelerin İran anavatanından zorla ayrılmasına atıfta bulunduğu bilgisi verilmedi. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin egemenliğine zarar verdiğinin farkında değil miydi? Kimse sevgili Azerbaycan’ımız hakkında konuşamaz.’

Evet bu ve buna benzer birçok tepki ortaya koydu İran’lı yetkililer. Bu nedenle Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi Derya Örs İran Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak, Dışişleri sözcüsü Said Hatipzade; konuya ilişkin Türkiye’den acilen açıklama beklediklerini bildirdi. İran, acaba Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında güçlü bir şekilde durmasının ve zafer kazanmasının İran Azerbaycan’ın da Türkiye lehine, İran aleyhine bir takım tepki göstermesi ve gelişmelerin olmasından mı çekiniyor? Zira İran’daki Türk-Azeri nüfusun bir özelliği de İran ekonomisine neredeyse hakim olmalarıdır.

Acaba Kasım Süleymani’nin katledilmesi, Beyrut limanı’nın havaya uçurulması ve Muhsin Fahrizade suikasti ardından beklenen tepki gelmemesi, ama Türkiye Cumhurbaşkanı’nın şiirine tepkinin arkaplanında İran’ın Azeri hassasiyeti mi var?

14 Aralık 2020

Yorum Ekle
Yorumlar (2)
Ali Kardeş | 15.12.2020 12:35
evet aynen öyle. bu kibir sadece yöneticilerde değil halkta da var. müslümanlara karşı kibir. düşmana karşı korkaklık. hepsinin temelinde takiyye var hiçbir sözlerine guvenilmez.
Mehmedali | 14.12.2020 16:01
Bi solukta okudum abi.. Nasıl insan şu iran tepe yönetimi, çok şey biliyor sanan kibirli budalalar...