metrika yandex
  • $36.31
  • 37.61
  • GA23865
İtidal

GAZZE-İSRAİL SAVAŞI’NIN DÜNÜ-BUGÜNÜ

SÜLEYMAN ARSLANTAŞ
24.01.2025

                                                                                                                                                               

Gazze-İsrail Savaşı 471 gün devam etti. Resmi rakamlara göre 47 bin şehid, 111 bin yaralı ve belki de bu rakamların çok üstünde kayıplar var. Gazze’nin bütününde yerleşim yerlerinin  %90’nı yerle bir oldu.

Gazze-İsrail Savaşı 7 Ekim 2023 sabahı “Aksa Tufanı” harekâtı ile başladı. 1948’den bu yana İsrail ile Filistinliler arsında birçok kereler çatışma oldu. Bunlar, hep çatışma olarak ifadelendirildi. Ancak 7 Ekim sabahı başlayan son harekât ise İsrail tarafından savaş olarak tanımlandı. Bu ifade ile de Hamas ve bileşenleri bir siyasi güç, bir otorite olarak kabullenilmiş oldu. Savaş; aralarında anlaşmaların sona erdiği iki gücün silahlı kuvvetlerinin karşı karşıya gelmesine verilen bir addır. Dolayısıyla Aksa Tufanı ile birlikte Hamas artık İsrail tarafından bir güç, bir otorite olarak tanınmış oluyor. 7 Ekim’de başlayan ve Doha’da alınan ateşkes kararı ile 19 Ocak 2025’de uygulamaya konulan Hamas-İsrail Savaşı şimdilik mola vermiş gözüküyor. Zira varılan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail yönetiminin alınan kararlara uyacağını sanmıyorum. Nitekim siyasi ve hukuki geleceği için halkını, ordusunu ve mazlum Gazze halkını ateşe atmaktan çekinmeyen Netanyahu yine boş durmayacak, durmuyor da zaten. Gazze ateşkes kararından sonra Batı Şeria’da başlattığı katliam ve yıkım bunun bir göstergesidir.

Bu savaşın niçin başladığının tahlilini yaptığımızda da bir kısım özel ve tüzel kişiliklerin Hamas ve bileşenlerini suçlayıcı ifadelerine şahit oluyoruz. Bu ifadelerin ise gerçekleri yansıtmadığını görmekteyiz. Özellikle Aksa Tufanı 7 Ekim 2023’de şu gerekçelerle başlamıştı; “İsrail’in Filistin davasını tasviye etmek, topraklarını ele geçirme ve Yahudileştirme, Mescid-i Aksa ve kutsal mekanlar üzerinde tam olarak hakimiyet kurma planlarına karşı koymak için atılmış gerekli bir adım ve doğal bir tepki.” Hamas’ın 23 Ocak 2024’deki 17 sayfalık raporunda bu ifadelerin yanı sıra şu ifadeler de yer almakta; “Aksa Tufanı’nın Gazze Şeridi’ndeki ablukanın kaldırılmasının yanı sıra, işgalden kurtulma, ulusal hakların yeniden tesisi, bağımsızlık ve kendi kaderini tayin hakkının elde edilmesi ve başkenti Kudüs olan Filistin Devleti’nin kurulması yolunda atılmış doğal bir adım…” olduğu da vurgulanmakta. (INDEPENDENT Türkçe, Al-Majalla’dan çeviri, 23 Ocak 2024)

Yahudi Siyonizminin Filistin işgali 1917’deki Balfour deklârasyonu sonrası başlamıştır. Bu deklârasyon ile Britanya hükümeti Filistin topraklarında bir Yahudi devletinin kurulmasını kararlaştırmıştır. Bu tarihten itibaren de Filistin topraklarına yoğun bir şekilde Yahudi göçü teşvik edilerek Filistin’de ki demografik yapı Yahudiler lehine değişmeye başlamıştır. 1947’de BMGK’nin almış olduğu 181 sayılı kararla da Siyonist İsrail devletinin kurulması kararlaştırılmıştır. 14 Mayıs 1948’de de Siyonist Yahudi Devleti 181 no.lu karara dayanarak ilân edilmiştir. Bu ilânın ardından ilk Arap-İsrail Savaşı yaşanmıştır. Savaşın sonunda Filistin toprakları; İsrail, Ürdün ve Mısır arasında paylaşılmıştır. Ürdün ve Mısır işgal ettikleri Filistin topraklarında 1967 savaşına kadar Filistin’e devlet olma hakkını vermemişlerdir. 1967 Savaşı sonrası bu topraklar, Sina yarımadası ve Golan tepeleri de dahil olmak üzere İsrail işgali altına girmiştir. İsrail’i ilk tanıyan halkı Müslüman olan ülke Türkiye’dir. Türkiye, İsrail’i tek parti döneminde, Başbakan Prof. Şemseddin Günaltay’ın döneminde (28 Mart 1949’da) tanımıştır. Bu tanıma Menderes döneminde ete kemiğe bürünmüştür. Zira İsrail’in kurucu başbakanı olan Ben Gurion ile Menderes çok yakın temas halinde idiler.

Bir başka tarihi gerçek de; Britanya, Amerika’nın Birinci Dünya Savaşı’na dahil olmasına kadar Siyonist devletin kurulmasına yoğun katkıda bulunmuştur. Savaş sonrası ise İsrail devletinin kurulması, yaşatılması, genişletilmesi sorumluluğunu Amerika üslenmiştir. İsrail kurulduğundan bu yana hiçbir kural, karar tanımaksızın mütemadiyen Filistin topraklarını işgal ve talan etmeye, Filistinlileri katletmeye devam etmiştir. Keza 7 Ekim öncesinde de Gazze’nin ilhakı için ciddi hazırlıklar içerisinde olduğu Hamas tarafından tespit edilmişti. Şayet Aksa Tufanı harekâtı başlamamış olsaydı İsrail zaten harekete geçecekti. Yani, Aksa Tufanı bir macera olsun diye başlamadı.

AKSA TUFANI HAREKÂTINDA NE OLDU?

İsrail 1948’den bu yana en büyük yenilgisini aldı. Daha önce, ilk ve kısmi yenilgisini 1973’de Mısır karşısında aldı, ikinci yenilgisini de Temmuz 2006’da Hizbullah karşısında aldı. Son İsrail-Hamas savaşında ise en büyük yenilgiyi aldı. Gazze’deki zayiatlar dikkate alındığında belki de bu ifade yersiz olabilir. Ancak savaş stratejisi dikkate alındığında elde edilen sonuç bir zaferdir. Zira bu savaşta daha ilk saatlerde dünyaca abartılan MOSSAD abartısı çöktü, savunma ve güvenlik doktrini de iflas etti. İsrail’in ilk gündeki yüzlerce asker kaybı halen resmen açıklanmadı. 13 Mayıs 1993’deki Oslo Anlaşması’nın bir ürünü olan Mahmut Abbas ve Ramallah Hükümeti’nin hiçliği net bir şekilde ortaya çıktı. Bir başka hakikat de var ki; ateşkes kararı sonrası başta İsrail genelkurmay başkanı olmak üzere birçok üst düzey general ve subaylar başarısız oldukları gerekçesi ile istifa kararı aldılar. Bu savaş ve sonuçları göstermiştir ki, İsrail’in hava gücü ve Amerika dayanağı olmasa ayakta kalması mümkün değildi. Eğer Hamas’ın elinde hava savunma gücü olsaydı, İsrail’in hava gücü de iflâs edebilirdi. Ve yine yaklaşık 45 km. İsrail içlerine ilerleyen Kassam Tugayları’nın şayet zırhlı araç ve mekanize araçları kullanacak operatörleri, savaş uçaklarını kullanacak pilotları olsaydı biz belki de bugün İsrail sonrasını konuşacaktık.

Hamas’ın silâh gücüne gelince 471 gün süren direnç ve savaşı kendilerinin imâl ettikleri silâhlar ve İsrail’den elde ettikleri ganimet silâhlarla götürdüler. Ve tabii ki bir de bu savaşı, karşı tarafın tüm modern silâh ve hava gücüne rağmen şehadeti kurtuluş olarak gören, Kur’an ifadesiyle;” Allah emniyet yurduna ‘Dar’üs-Selâma çağırıyor.”(10/25) buyruğuna ‘Lebbeyk’ diyen mücahitler sayesinde kazandılar. Doğru, bu savaşta on binlerce şehid verildi, on binlerce yaralı var ve Gazze’nin %90’ı yerle bir oldu. Buna rağmen Hamas, İslâmi Cihad ve Kassam Tuğayları pes etmediler. Şehitler gitti ama geride kalanlar sancağı yere düşürmediler.

İSRAİL NE UMDU-NE BULDU?

İsrail, 7 Ekim sonrası Gazze’ye başlattığı saldırılarda; Gazze halkını bütünüyle yerinden etmek istedi ve hatta Mısır’ın toprağı olan Sina’ya gitmelerini teklif etti, bu teklif Ürdün ve Mısır tarafından şiddetle reddedildi. Direnişi bitireceğini söyledi bitiremedi. Tutsakları sağ olarak kurtaracağını vadetti kurtaramadı. Tünelleri yerle bir edeceğini söyledi onu da gerçekleştirmedi. Ve yerle bir olsa da Gazze halkı toprağını terk etmedi. Esir takasında da adeta İsrail’e ‘yıkılmadım ayaktayım’ mesajını verildi. Gazze’de kalıcı olmayı hedefliyorlardı, varılan anlaşmayla gidici olduklarını kabullenmiş oldular. MOSSAD ve Şin-Bet başkanları Mısırlı yetkililiklerle, daha önce terk etmeyeceklerini ilân ettikleri Selahaddin koridoru ve Refah sınır kapısını konuştular ve bu konuda da geri adım atmak zorunda kaldılar. Hasılı İsrail, Hamas’a ve Gazze’ye yönelik hiçbir hedefe ulaşamadı.

 BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Anadolu’da bir tabir var; ‘iti öldürene sürütürler’ diye. Bu Siyonistleri Britanya ve Amerika başımıza musallat etti. Dolayısıyla bu pisliği temizlemekte birinci derecede bu emperyalistlere düşer. Zaten yaşanan savaşta mücahitler gerekli alt yapıyı oluşturdular. Şimdi sıra İsrail’in hizaya getirilmesine kaldı. İsrail, hizaya gelir mi? Gelmez ise getirilir. İsrail 1996’da Türkiye ile “Askeri Eğitim ve İşbirliği Antlaşması” yapmıştı. Şimdi o anlaşmayı yapan, imzalayan Çevik Bir ve şürekası yok. Üstelik Türkiye’nin Suriye ile “Güvenlik Antlaşması” yapması halinde Türkiye sana komşu olursa ne halt edeceksin? Seni o zaman ‘Abraham Anlaşması’ yaptığın ve yapmayı tasarladığın dostların(!)da kurtaramayacak.

 Evet, İsrail, Trump’ın yeni döneminde belki de yeni birtakım ülkelerle” Abraham Anlaşmaları” yapacağını düşünüyor, oysa Trump’ın ipiyle kuyuya inilmez. Trump, ne menfaatine uyuyorsa onu tercih eder. Sadece bir örnek verelim. 5 Haziran 2017’de Katar’a ambargo kararı almıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan o gün o kararı reddetti, aynı gün İran’da reddetti, bir gün sonra Pakistan Başbakanı Navaz Şerif’te ambargo kararına katılmadığını bildirdi. Tramp ne yaptı, 350 milyonluk bir bloku karşıma alamam dedi ve Katar’la 12 milyar dolarlık silah anlaşması yaptı, aldığı kararı da kendi eliyle feshetti. Unutma Trump seçim zaferini seni oraya yerleştiren küreselcilere karşı kazandı. Hem sonra Amerika’nın artık Ortadoğu petrollerine ihtiyacı yok, duymadın mı Trump’ın; “bizim petrolümüz bize yeter ve hatta petrol ihraç edecek konumdayız.” dediğini. Yani Trump diyor ki; “İsrail seni Ortadoğu çıkarlarım için oraya dikmiştim, ama artık Ortadoğu petrollerine ihtiyacım yok, dolayısıyla sana da ihtiyacım yok.” Yani Trump’un yeni kabinesini İsrail severlerle oluşturması kimseyi aldatmasın. Sonuç olarak bu savaşın kaybedeni İsrail, Netanyahu ve destekçileri. Kazananı ise Gazze halkı, tüm Filistin halkı oldu. Zira Hamas esir takasında sadece Hamas üyelerini değil, Ramallah yönetimindeki tutsakları da takas kapsamına aldı. Yahya Sinvar ve nice mücahitler şehid oldular. Ama hepsinin yeri dolduruldu, boşluk yok. Ayrıca Suriye Devrimi ile surda bir gedik açıldı. 1 Ocak 2025’de Galata köprüsünde atılan; “Dün Ayasofya, bugün Emevi Camii, yarın Mescid-i Aksa” sloganı boşa atılmadı. Yani bu savaş aslında dünya insanlığının bir imtihanı oldu. Küresel intifadaya dönüşen bu hareket ya da savaş İsrail’in asimetrik saldırısı, meskûn yerlerin yakılıp-yıkılması, on binlerce çocuk ve kadının katledilmesi ile katliama destek verenlerle vermeyenlerin kimliklerini de insanlık anlayışlarını da açığa çıkarttı. (24.01.2025)

Süleyman Arslantaş 

sarslantas46@hotmail.com

Yorum Ekle
Yorumlar (2)
Sait Türkaslan | 28.01.2025 22:17
Teşekkürler.İnşallah elleri boşa çıkar hocam
Vahdettin / Adana | 27.01.2025 17:37
Selâm İle.. Kaleminize yüreğinize sağlık Ağabey. Hürmet ve muhabbetle.